Bölüm Yedi: Davetsiz Yaşamak

85 53 3
                                    

Karşımda duran kız, gamzelerini ortaya çıkaracak bir gülümsemeyle bize doğru bakıyordu. Kim olduğunu ya da neden burada olduğunu bilmiyordum. Öğrenmek istediğimi de sanmıyordum. Şuan bu evde olan herkes birbirinden güzel yüzlere ve harika kişiliklere sahipti. Onların yanında sönük kalıyordum. Bu kız da eklenince, tamamen dibe batmış durumdaydım.

Uzun boyu ve düz, kahverengi saçları, onu inanılmaz güzel gösteren kâkülleriyle, buradaki herkesi kıskandıracak bir yapıya sahipti. Gözleri ve gamzelerini düşünmek bile istemiyordum. Birbirinden güzel 2 gamzesi, güldüğünde kısılan gözleri...
Keşke bu kadar güzel olabilseydim, diye düşündüm. Ama ben buydum; Kısacık kirli saçlara ve soluk mavi gözlere sahiptim.

Doruk ve diğerleri anımsamak istercesine kıza bakıyordu. Sanırım kim olduğunu bilmiyorlardı, ya da bilmediklerini ben uyduruyordum.
Bunu düşünürken, Doruk ilk düşüncemi doğrularcasına söze atıldı. "Hayırdır, kimsin ve bizim evde ne yapıyorsun?"

Kız, önce hayal kırıklığı içinde Doruk'a baktı. Sonrasında ise soruyu cevaplamak yerine bana dönüp, tekrardan gülümsedi. Yoksa onu tanıyor muydum?

"Paraları yerken oh iyisiniz ama iş bana gelince hatırlamazsınız."

Para mı? Yoksa...
Bu kız baş ucuma para bırakan kişi miydi? Eğer öyleyse de kendini hiç göstermemişti. Onu hatırlamamı nasıl bekleyebilirdi?
Bunu söyleyeceğim sırada işaret parmağını dudaklarına götürdü ve sus işareti yaptı.

"Sen hariç Dilay." Bana doğru söylediği cümle anlamsız gelmişti.
"Dilay?"
"Adın Dilay değil mi?"
"Değil."

İsmimin Dilay olduğunu sanıyordu, beni hiç tanımıyordu ve ona rağmen baş ucuma para bırakmıştı. Garipti. Yüzündeki ifade daha da şaşkınlaşırken "Şaka mı yapıyorsun? Adın gerçekten Dilay değil mi?" Diye sordu. Tekrardan.

Cevaplayacağım sırada Doruk, sanki soru ona sorulmuşcasına önüme doğru geçti. "Yok canım. Şakacıktan ismi Dilay değil. Hem sen kimsin?" Bu hareketi hoşuma gitmemişti. Sorgulaması gereken kişi bendim.

Ama bir yanda da sorulması gerekiyordu. Kimdi bu ay yüzlü kız? Neden gelmişti buraya?

"Berçem ben."
"Ne çem, ne çem?"
"Berçem."
"He Reçel." O an kızın gözlerinden geçen bir duyguya tanık oldum. Yutkunmuştu ve sanki acı çekiyor gibi ifade vardı yüzünde.

Doruk'un bunu bilerek yaptığını anlamam uzun sürmemişti. Kızla aklı sıra dalga geçiyordu. Ve bu çok rahatsız ediciydi. Ama içimden bir ses kızın dalga yüzünden kötü hissetmediğini, başka bir sebebi olduğunu söylüyordu. Yineden birkaç saniyelik duygu karmaşasından sonra eski haline dönüp yüzlerimize doğru baktı.

"Doruk, Alaca ve Meltem. Bak sen, benim ismimi bilmesen de, ben buradaki herkesin ismini biliyorum. Tabii şu kız haricinde." Deyip, beni göstermişti.
Alaca ve diğerlerinin, kızın söylediklerini duyduğu anda bembeyaz kesildiğini gördüm. Ortam çok gergindi ve ben bunu nasıl çözeceğimi bilmiyordum.

"Saçmalamayı bırakıp olayı açıklar mısın?" Durumu Meltem kurtarmıştı.
Berçem hariç, buradaki herkesin, içinden Meltem'e teşekkür ettiğine emindim.
Kız, kafasını sallayıp onaylamış ve koltuğa oturup Konuşmamızı söylemişti. Tam bir davetsiz misafirdi.

Hepimiz kızın konuşmasını bekliyorduk ama o etrafı inceliyor, arada da yüzümüze bakıyordu. Rahatsız edici tavırları, bizi daha çok germekten başka bir işe yaramıyordu. Kimdi bu kız? Nereden gelmişti ve neden birkaç gün başucuma para bırakmıştı? Artık etrafı incelemeyi bırakıp konuşmalıydı. Dayamayıp söze gireceğimi fark etmiş olmalıydı ki, derin bir nefes verdi. "Pekala, o zaman anlatmaya birkaç gün öncesinden başlayayım."

PAYİDARI ARAMAKWhere stories live. Discover now