Bölüm On bir: Neden Alaca?

19 7 0
                                    

Yazarın anlatımıyla (3.kişi ağzından)

4 Nisan 2007

Bir nisan sabahı, Alaca neşe içinde uyanmıştı. Akşama doğru babasını göreceği için çok heyecanlıydı. Üstündeki yeşil pikeyi kaldırıp, ayaklarına uzun çoraplarını giydi. İyice uzamış olan saçlarını kolundaki, annesinden kalma mavi tokayla topladı ve yatağının üstünü düzeltti.

Heyecanından tüm gece uyuyamamış, geç saatlere kadar yatakta öylece hayaller kurmuştu. Nihayet uyuyakaldığında rüyasında eski anılarından birini görmüştü.

Annesi ve babasıyla lunaparka gitmişlerdi. Hava soğuk değildi ama buna rağmen Alaca üşüyordu.
Üşüdüğünü fark eden annesi, üstündeki ince, yeşil hırkayı çıkardı, giymesi için Alaca'ya uzattı.

Turuncu saçlı çocuk, ilk önce annesinin uzun, dalgalı ve onunki gibi turuncu olan saçlarına baktı. Sonrasında annesinin ela gözlerine takıldı ve samimi bir şekilde gülümsedi. Üstüne hırkayı giydikten sonra atlıkarıncaya doğru yaklaştılar. Alaca atlıkarıncayı çok sevmese bile yaşından dolayı binebileceği çok fazla lunapark aleti yoktu.

Annesi jetonunu verdikten sonra gözüne kestirdiği bir atlıkarıncaya doğru ilerledi. Atına oturdu, ailesine bakıp gülümsedi. Eğlenmiş gibi gözükmek istiyordu.
O sırada gözü önündeki ata binmiş olan mavi gözlü küçük kıza takıldı.

Kız ona doğru bakıyordu ama atlıkarıncanın çalışması üzerine önüne dönmüş, bir daha Alaca'ya bakmamıştı.

Annesi onu videoya çekerken, Alaca kıza bakıyordu. Atın hareketleri nihayetinde durunca kıza bakmayı sürdürdü. Yanına gidecek ve ona ismini soracaktı veyahut tanışacaktı.
"Melek" Diye düşündü. Bu kızın adı Melek olabilirdi. Yüzünden belli oluyordu iyi biri olduğu. Ama kızın adını tabii ki yanlış tahmin etmişti.

Kızın yanına doğru yaklaşan bir adam gördü. Adamın, "Dilay, yeter bu kadar hadi gidelim." Demesiyle içini küçük bir telaş kapladı. Kızın hemen gitmesini istemiyordu. Onunla arkadaş olmak, en azından tanışmak istiyordu. Lakin kız, yüzündeki küçük gülüşü söndürerek yanındaki adamın elini tuttu ve hızla uzaklaştılar.

Annesinin seslenmesiyle, Alaca da yerinden kalktı ve ailesinin yanına gitti. Önce babasına sonra annesine baktı ve "çok eğlendim," dedikten sonra güzel bir kucaklamayla onlara sarıldı.

Bu anıyı rüyasında ilk defa görmüyordu. Bir sürü anısını rüyasında görürdü ama bu sadece bir kereliğine olurdu fakat bu anı daha özel gibiydi. Çünkü en az 5 kere rüyasına girmişti.

Alaca, annesini çok özlüyordu. O, kalp krizinden vefat ettiğinden beri bir kere olsun lunaparka gitmemişti.

Babası ise annesinin ölümü yüzünden, büyük bir kriz geçirmiş, kendisini alkole adamıştı. Baş edemediği psikolojik sorunları oluşunca da bir psikiyatri kliniğine yatırılmak zorunda kalmıştı.

Bugün müdire annesi onu, babasına ziyarete götürecekti. Ziyarete belki 2 ayda belki de 3 ayda bir gidebildiğinden dolayı her seferinde babasını daha büyük bir özlemle karşılıyordu.

Bugün okula gitmeyecekti çünkü haftasonuydu ama yinede herkesten daha erken uyanmıştı. Arkadaşları uyuduğu için sessiz adımlarla odanın içinde ilerlemeye başladı.
Kapıya ulaştığında, gıcırdayan kapıyı yavaşça açtı ve dışarı çıktı.
Müdire annesinin odasına gidecekti.

Sağa doğru dönüp merdivenlerden çıkmaya başladı. Üst kata ulaştığında lavaboya girdi ve yüzünü yıkayıp, havluyla kuruttu.
Lavaboda geçirdiği birkaç dakikadan hemen sonra müdirenin odasına doğru ilerledi. Kapının açık olduğunu fark etti ama kapıyı çalmadan içeri girmek istemediğinden kapıyı birkaç vuruşla tıklattı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 01, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

PAYİDARI ARAMAKWhere stories live. Discover now