4.BÖLÜM: ŞARKILAR ANLATIR DERDİMİZİ

90 11 1
                                    


Bölüm şarkısı~ Berk Baysal - Yaralarını Ben Sarayım

4. Bölüm: ŞARKILAR ANLATIR DERDİMİZİ

Neydi beni öldüren? Aylar sonra elime aldığım sigara mı; yoksa babama dilenen özürler mi? İçime çektiğim her bir duman, sanki içimde göz yaşlarına dönüşüp gözlerimden akıyordu. Ayaklarımla üzerlerine bastığım her bir sigara gibi ona da aynı muameleyi gösterdim. Dayıma yapamıyordum, sigaralara yaptım. Pakette Kalan son dalıda yaktım ve dudaklarıma götürdüm.

Art arta çektiğim nefeslerle ciğerlerim duman doluyordu, gözlerimden durmaksızın göz yaşı dökülüyordu. Kafamda özürler yankılanıyor, babama olan kinim gittikçe artıyordu. Elimde değildi her şey için onu suçluyordum. Nedendir bilinmez anneme kıyamıyordum.

Aylar önce bırakmıştım sigarayı. Lisedeki arkadaşlarımın tanıştırmıştı beni sigarayla. Deniz çok kızmıştı öğrendiğinde, nefret ederdi o. Onun için geçen aylarda bıraktım bu illeti. Bugün ise dayım evi dağıtırken düşürmüştü, bende gözüme ilişince içimdeki yangını söndürür diye içmek istemiştim. Devamı gelmemesini dileyerek içmiştim.

Yıllardır üniversitesi için biriktirdiğim paraların hepsi gitmişti. Onun için çektim içime son nefesimi. Göz yaşlarımı silip, burnumu çektim, cebimden telefonu çıkartıp Deniz'i aradım. Hızlıca teşefonu açtı. "Söyle gülüm,"

Telefonu hafif uzaklaştırıp boğzımı temizledim. "Deniz'im akşam çıkıp kayalıkların orada bira keyfi yapalım mı?" diye sordum.

"Uzun zamandır senden duyduğum en güzel teklif," dedi ve kendi kendine güldü. "Oğlum sanki evlenme teklifi ettin. Çok mutlu oldum. Evet, evet, evet." diye bağırdı sonlara doğru. Kendimi tutmayıp güldüm.

"O zaman gelinliğini giy, arabamla seni almaya geleceğim," dedim.

"Ayy...Beyim düğün öncesi görmek uğursuzluk getirir. Sen alma ben alayım seni," dedi bu sefer kıkırdarken. Kuruduğu cümlede mantık aradım. Herkese lazım Deniz gibi biri, anında moralimi yükseltmişti.

"Değişen bir şey yok, her şekilde düğün öncesi görmüş olacağım." dedim. "Tamam bekliyorum o zaman,"

Telefonu kapatmadan önce Deniz'in "Anaaa, ben gidip beyimi alacağım." dediğini duymuştum.

Etrafa baktım bir şey kırılmamıştı ama dağınıktı. Kendimde toplayacak hal bulamayınca kıyafet alıp banyoya geçtim. Deniz bana mesaj olarak yarım saate geleceğini, annesi bulaşıklara yardım etmeden salmadığını söylemişti.

Hızlı bir duş aldım ve altıma çektiğim siyah dar kesim ama bacaklarımı tam sarmaya pantolon ve üzerime salaş beyaz tişört ile yatakta oturmuş, bir köşeye dikkatle bakıyordum. Kıvırcık olan saçlarımı nemli bırakmıştım. Telefonun çalmasıyla aykalandım ve kapının arkasında asılı duran deri ceketimi alıp telefona yetiştim. Deniz arıyordu. Açmadan direkt dışarı çıktım, o da telefonu kapattı.

Kollarını açtı, direkt benden kısa olan boyuyla ona sarıldım. "Bu kısa boyunla sana sarılmayı ne kadar seviyorum, bilemezsin." dediğimde hala ondan ayrılmamıştım.

"Eyvallah ko-" sanki söylediğim şey sonradan kafasına dank etmiş gibi lafını yardı bıraktı. "Bu kısa boylu dediğin seni yerin dibine gömer beee..." diye çemkirince, geri çekilip meydan okurcasına yüzüne baktım.

"Hadi, hadi gelsene," diyerek onu kışkırttım. Tabii ki kışkırtamamdan geri kalmadı ve hemencecik yanıma gelip bana tekme savurdu. Son anda yaptığım hamle ile ondan kaçmayı başarmıştım. Beni kovalamaya başlamıştı. "Özür dilerim," diye bağırdım.

MAVİ IŞIK ALTINDA|BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin