3.0

14.2K 1K 620
                                    

3.0

Kaşlarımı hızlıca hayır dercesine kaldırdım Selin'e ama o da Asel'i işaret etti boynu bükük bir şekilde.

Asel bana pis pis sırıttığında ise yanımdaki Kaan'ı her an utancımdan tekmeleyebilirdim. Ben sırf ona bakmamak için kızlara bakmayı sürdürürken Kaan da benim gibi karşıya baktı fakat konuşmadan duramadı. "Ne oluyor sana Ezgi?" diye sordu, sesindeki munzurluğu yakaladım. "Bu aralar pek bir çekingensin. Pek senlik hareketler değil bunlar." Düşünüyor gibi yaptı, sonra yüzünde irite edici bir sırıtış oluştu. "Yoksa sevgilin kısıtlayıcı biri mi? Ve sen de buna izin mi veriyorsun?"

"Ne alaka ya?" Hışımla ona döndüm. "Kim beni kısıtlayabilir Allah aşkına? Herhangi bir xy kromozomu mu?" Göz devirdim. "Saçmalıyorsun."

Kaan sinirlenmemden zevk alıyordu. Evet tam şu an bunu fark etmiştim. "O zaman?" Saçlarından aşağı dökülen su damlaları dikkatimi dağıtırken, onun bunu fark etmemesi için hemen başımıı çevirdim. "Tamam," diye mırıldandım ve elim utana sıkıla kıyafetlerime gitti, ah hayır! Lütfen beni izleme! Bir dakika ben ona fotoğrafını attığım bikiniyi giymemiştim değil mi?

Ufak bir korku vücudumu sararken tişörtümü çekiştirip göz ucuyla bikinime bakıp farklı olduğunu görünce derin bir nefes aldım. Kaan'ın gözleriyse hâlâ bendeydi hatta utanmadan kollarını önünde birleştirip direkt olarak bana bakmaya başlamıştı. "Sen bir önüne dönsene Kaan," dedim, rahatsız olmuş gibi ama kahretsin ki olmamıştım. "Bön bön bakıyorsun."

"Göz benim," deyip umursamazca omuz silkti. "Bakarım."

"Rahatsız oluyorsam?"

Kaan sırıtması genişlediğinde, "Rahatsız olmadığını ikimiz de çok iyi biliyoruz," dedi. "Sen ve utanmak? Rahatsız olmak? Senlik şeyler değil."

Ah evet, Kaan beyin gözünde çizdiğim imaj tam olarak umursamaz, rahat, dünya yansa iplemez bir kız modeliydi. Egom arşa çıkmış, en güzel benim diye ortalarda dolandığımı düşünüyor olmalıydı. Ondan hoşlandığımı düşünmemesi için bu sıfatların hepsini kabul etmiştim çünkü eğer öğrenirse, sanırım bir daha o okula gitmezdim.

Bir an durgunlaştığımı fark edince, "Çıkar üzerini gelirsin, ben gidiyorum," demiş ve ben daha bir şey söylemeden denize doğru ilerlemeye başlamıştı. Arkasından yalnızca bakarak hemen üzerimdekilerden kurtuldum. Bikinimle kaldığımda saçlarımı ensemde topuz yapıp yanlarına ilerledim. Ayağımı suya ilk soktuğumda hemen geri çekildim ve kızlar buna güldüler. "Hadi kızım, ağaç olduk burada."

"Bir susar mısınız acaba?" diye sordum, vücudumdaki ürpertiyi yok sayarak. Kaan yanlarıa dizilmiş beni bekliyor olmalıydı. Ah' Beni beklemek mi? bakışları yavaşça bana, ardından vücuduma indiğinde bir anda kendimi suya attım. Soğuk su neredeyse tüm hücrelerimi ayaklandırırken, kafamı sudan çıkarıp derin bir nefes aldım. Kaan bunu onun bakışlarından kurtulmak için yaptığımı anlamış, sadece dik dik bakmıştı.

"Yarasın yarasın," dedi Asel, Ege'nin omuzlarında olmaktan pek memnun gibi görünmüyordu ama Ege eşek gibi sırıtıyordu. Hatta göz göze geldiğimizde ufak bir imalı bakıştık.

"Hadisene Ezgi," diye cırladı Mayıs, Semih ve ikisinin suratı da mahkeme duvarı gibiydi. "Kafam o kadar sıcak oldu ki yumurta kırsan pişer şu an."

"Deneyelim mi?" diye sordu Semih.

Mayıs, Semih'in omuzuna baskı uygulayıp, "Yerse," diye mırıldandı, bu beni güldürmeye yetmişti. Semih'in ciddi ifadesi yerini muzip bir sırıtışa bırakırken Kaan sıkıldığını belli eden bir tavırla bana döndü. "Hadi."

"Nasıl omzuna gelmemi bekliyorsun acaba?" diye sordum, suyun soğukluğu artık ferah geliyordu.

Kaan'ın gözleri irice açılırken, "Zıplarsın falan diye düşünmüştüm," dedi, karmakarışık bir ifadeyle.

"Yuh!" Bu yuhlamalar Semih, Aras ve Ege'dendi.

"Öküz müsün Kaan?"

"Ne oğlum?" diyerek arkadaşlarına döndü Kaan. "Kafamı suyun içerisine sokayım da öyle mi çıksın?" Kaan'ın hayret içinde söylediği bu cümleye arkadaşları kafa salladı.

"Yani..." Aras'ın gözleri sırtıma kayarken, "Kızın kanatları falan var da biz mi görmüyoruz birader?" diye sordu. "Ne yaşansın istiyorsun sen?"

"Kafamı sokarsam, Ezgi'nin beni boğmayacağı ne malum?"

"Abartma," deyip bakışlarımı kaçırdım. "Bu kadar insanın içinde yapacak değilim."

Ege bu söylediğimle bizden bir adım kadar uzaklaşırken, "Bacım sen az ötede dur," demişti, evet korkuyordu.

Kaan gözlerini gözlerime çevirip bir süre baktığında bu göz temasından kaçtım, bunu istemediğimi anlayarak, "Neyse," diye mırıldandı ve bir anda kafasını, vücudunu suya daldırdı. Hemen arkasında bacaklarımı omuzlarından aşağı sarkıttığımda, Kaan'ın elinin bacaklarımdaki temasını hissettim ve Kaan'ın sudan çıkmasıyla yükseldim.

Evet şimdi işte tam olarak omuzlarındaydım, elleriyse çok tehditkar bir şekilde bacaklarımdaydı, hatta olmaması gerektiğini düşündüğüm bir temasla. Elleri bacaklarımı sıkıca kavradığında titreyen elimle omuzlarına tutundum. Kızların bakışlarıysa hiç hoş değildi!

"Başlıyoruz!" Ege'nin start vermesiyle birlikte karşımdaki Selin'e pis pis sırıttım. "Nasılsın Selin?"

Mayıs ve Asel rakip olurken, bense Selin'leydim. Selin sırıtışıma sırıttı. "Nasıl olacağımı yarışıp görelim diyorum."

Kaan, bacağımdaki eliyle bana ufak bir uyarı verdiğinde gözlerim alttan bana bakan gözleriyle çakıştı. Harekete geç demekti, bu bakışın adı.

"Kaybettiniz," dedi Aras, "lan karşınızda ben varım, kazanma gibi bir olasılığınız olabilir mi?"

Selin, Aras'ın son derece egoyla söylediği bu şeye gülerken bir anda onu ittim, gözleri faltaşı gibi açılırken geriye doğru düşüyordu ki Aras son dakika bunu engelledi. "Lan!"

"Puahaha," gülüşü Asel'den gelmişti ki Mayıs'ın sert darbesiyle gülüşü kesildi. "Seni pisilk!" cırlamasının ardından ellerini neredeyse Mayıs'ın omzuna yapıştırdı ve sallamaya başladı. "Düşeceksin, düş!"

"Tuvalette reels izlerken kakama yaptığım tarife," dedi Aras, Selin'i bana doğru savurduğunda.

Selin'i kolundan tutup çeksem de Aras sıkıca tuttuğundan düşmemişti. Bu sırada Semih birden omzundaki Mayıs'la birlikte Aras'a bir tekme savurdu. "Pis herif siktir git."

Bu darbeyle birlikte Aras ve omzundaki Selin bir anda devrildiler. Kaan suyun üzerimize sıçramaması için hemen geriye giderken, "Siktir!" dedi şaşkınlık dolu bir sesle. "Lan."

Bir an dengemi kaybedince elim aniden Kaan'ın saçlarına kaydı. İstemeden çekiştirince, "Manyak mısın Ezgi niye saçımı çekiyorsun?" diye hırladı aniden.

"Ay ben kabul etmiyorum bunu Semih diskalifiye olur musun hemen?" Ağlamaklı bir sesle başını sudan çıkaran Selin konuştu. "Allah cezanı versin!" diyerek bir anda Semih'in hemen önünde suya eliyle vurmaya başladı, haliyle sular da Semih'in yüzüne sıçradı.

"Düşecektim!" diye cırladım Kaan'a. "Bir de spor yapıyorum diye geziniyorsun ortalıkta! Elli kilo kızı taşıyamadın ya yazıklar olsun sana!"

Kaan omuzlarındaki bana küstahça baktı. "Senin kilonu ben tek bacağımla kaldırıyorum, yavrum," dedi, ve GÖZ KIRPTI!

Islak saçlarını savunurken yüzündeki suları temizleyip gözlerimin içine baka baka bunu yaptı.

Sınır: 400 yorum.

-Bölüme emoji!

-Karakterleri tek kelimeyle özetleyebilir misiniz?

KAMP ATEŞİ (yarı texting)Where stories live. Discover now