3.4

11.3K 893 200
                                    

3.4

Elimdeki içecek parmaklarımın arasından kayıp yere dökülürken tek yapabildiğim ekrandaki mesajı bir beş kere falan okumak oldu. Korkuyla Kaan'a bakındığımda bakışları bana döndüğünde titreyen elimdeki telefonunun açık ekranı bana alttan göz kırptı. Şok ifademi silemiyordum ve okuduğumu anlayacaktı. "Ay elimden kaydı ya!" diyerek inledim. "Telefonun burada ama!"

Kaan anlamsız bakışlarla bana doğru gelirken şoktan titreyen vücudumu kontrol altına almaya çalıştım. Benim şu an açtığım anonimin anonimi mi vardı? Biri onunla benmişim gibi mi konuşuyordu? "Üzerine falan mı döküldü?" diye sordu Kaan, meraklı sesiyle, gözleri üzerimi talan ettiğinde, "Dökmemişsin," diye devam etti. Telefonunu elimden aldığı sırada, gözleri ekrana düştü ve kaşları çatıldı. "Çocuk musun sen bir bardağı mı tutamıyorsun?" diye yükseldi birden, gözleri telefondayken. Neden sinirlenmişti bildirimi okurken? Allah'ım! Kesin sevgili falan olmuşlardı.E o zaman neden benimle yürümek istemişti?

"Elimden kaydı be!" diye çıkıştım ben de bir anda, zaten öfkeliydim ve burnumdan soluyordum! Telaştan nefesimi başka taraflarımdan alıyordum haberi yoktu. "Bilerek mi fırlattım bardağı?"

Kaan'ın parmakları klavyede gezinmeye başlayınca, "Al bari çöpe at, çevreyi kirletiyorsun bir de," diye homurdanınca korkudan feleğim şaşmıştı ve şaşkınlıktan ağlayabilirdim.

Aklım fikrim yerle yeksan olmuştu, geri dönüşü de yoktu. Eğilip bardağı alıp kalkacakken bir anda bardağı tutan elimi Kaan'ın telefonuna savurdum ve telefon çarpmamla birlikte kumsalın kenarına, yani yola düştü. "Hi!" diye çığlık attım numaradan elimi ağzıma kapatarak. "Çok özür dilerim!"

Ve sonra olmaması gereken bir şey oldu. Az önce bana çarpacak olan bisikletli çocuk telefonun üzerinden geçti.

Kaan'ın telefonu tuz buz olmuştu.

Gözlerim şokla faltaşı gibi açılırken Kaan donakalmış bir şekilde bir bana, bir de parçalanmış telefonuna baktı. Sonra bunu yeniden ve yeniden yaptı. Algılaması kapanmış gibi yeniden yaptı. İfadesiz yüzünde korkutucu bir ifade var oluşurken, "Anasının amı," dedi kaba bir sesle, "dalga mı geçiyorsun kızım sen?" Kaşları dehşetle yükselirken ağzı aralandı. "Amına koyayım," dedi, telefona bakıp. "Şaka mı?"

Ben ne bok yiyecektim! Bunu tahmin etmemiştim! Çocuğun telefonunu resmen paramparça etmiştim! Allah'ım, utancımdan ölecektim ama benim çakma fake hesabımla konuşmaması için yapmıştım! "Kurtuluş için ufak bir bedel," diye mırıldandım dişlerimi göstererek.

Kaan'ın gözleri öfkeden büyürken ne dediğimin yeni farkına vararak, "Reglim ben," dedim ne diyeceğimi bilemeyerek. "Sakar oluyor kızlar regl olduğunda. Birden elim çarptı yemin ederim," diye saçmalamaya başladım. Saçma sapan aklıma ne geliyorsa zırvalıyordum şu an!

Kaan bana şokla bakarken yoldaki telefonunu eline aldığında telefondan birkaç parça ayağının dibine düştü. Gözlerimi kapatıp utanç içinde dudağımı ısırdım. Şaka mıydı bu sinirden kudurcaktım şimdi! Benim fake hesabımın nasıl fakesi olabilirdi! Kaan dudakları hâlâ aralık bir biçimde telefondan eseri kalmamış son model telefonuna bakarken kıvrımlı diliyle usulca alt dudağını yaladı.

Sıçmıştım.

Benden daha kırılmış olan telefonunu uzun parmaklarının arasında sıkarak kafasını dahi oynatmadan sadece gözlerini bana çevirdi. Yemin ederim bu bakışı en son, kaybettiği maçtaki hakeme atmıştı. Ve onun sonu da pek hayırlı bitmemişti. Hakemi dövmüştü. Okuldan uzaklaştırılmıştı falan... Bu da beni de mi dövecek demekti! Kaan tehlikeli kısık gözleriyle bana ölümcül bir bakışı yolladığı sırada bana doğru bir adım attı.

KAMP ATEŞİ (yarı texting)Where stories live. Discover now