KAMP ATEŞİ (yarı texting)

4.1

4.1

"Neden böyle bir şey sordun?" Bir anda ne alakaydı? Kafam dönüyordu. Kaan, "Önce elindekini bitir, sonra cevap ver," diye fısıldadı resmen, niye fısıldayıp gizem yaratıyordu? Ayrıca niye böyle bir soru soruyordu?

Kendime sarhoş olma diye tavsiyeler verip içkinin tamamını bitirdim. Boğazıma yayılan acı tat yüzümü çok garip bir şekile sokmuş olmalıydı. Kaan şerefsizi sırıtarak baktığına göre tahminimde haklıydım. Dönen başım eğer ayakta olsaydım çoktan beni yere düşürmüştü, iyi ki oturuyordum. Kadehi Kaan'ın önüne bıraktım. "Neden sordun?"

"Sevgilinden yeni ayrılmışsın sonuçta, genelde ilişki bitişi insanlar aşka tövbe eder," diye açıkladı, kendisi neden gayet ayık görünüyordu? Neden sarhoş olan şu an o değildi! Başını yana eğdiğinde gözüme çok tatlı görünmüştü. Maymuna benziyordu. Hayır şu an odaklanmam gereken tipi değil, sorduğu soruydu.

"Aşka değil," dedim, tek düze bir sesle. "Sevgiye inanıyorum. Bağlılığa inanıyorum, sadakate inanıyorum." Kelimeleri karıştırmamak için bir süre cümleyi kafamda toparlamaya çalıştım. "Aşk gelip geçici, heves. Ben hevesle sevgiyi karıştırmıyorum." Şarkı başa sararken, Kaan'ın gömleğini kavradım iki parmağımın ucuyla. "İnancımın kaybolmasının da bir başkasıyla alakası olmaz zaten, kendim inanmaktan vazgeçsem o zaman olurdu ama."

Kaan önce sessizlikle bana baktı, gözleri gömleğine, elbiseme, rüzgarın esintisiyle dağılan saçlarıma kaydı. Merak içerisinde dolaşan gözleri en sonunda durması gereken durağa varmış bir otobüs gibi gözlerimde durdu. "Öyle mi?" dudakları aralandı. "Peki bunun bir heves olup olmadığını nasıl anlarsın?" Büyük bir merak hem sesinde, hem gözlerinde yeşeriyordu. Sanki karşımda bir çocuk vardı. Merakla, bir şeyler öğrenmeye heves eden küçük bir çocuk.

Ona olan duygularımı yine ondan habersiz ona açıklayacaktım sanırım, doğru tabir bu olmalıydı. Kaan, şarkıyı değiştirdiği sırada Cigarettes After Sex grubunun sevdiğim bir şarkısı çalarken gözlerimi huzurla kapattım. Onun delici bakışlarınınsa profilimde olduğunun farkındaydım. "Hm," diye mırıldandım.

"Hım?" diye mırıldandı.

"Heves geçer ki," diye mırıldandım yeniden. "Biter. Sevgi nasıl bitsin? Karşındaki seni zorunda bırakmadığı müddetçe sevgi bitmez."

"Heves olmadığını," diye söze girdi birden. Gözlerim hâlâ kapalıydı. "Sevgi olduğunu, nasıl anlayacağım?"

"Bunu anlamanın bir yolu yok," dedim, kapattığım gözlerimi açıp. "O insanı gördüğün an anlarsın." Ona döndüm. "Dürüst ol, erkeklerin 'şunu elde ederim' düşüncelerini biliyorsun. Elde etmek hevestir işte, elde edince biter. Sevgiyse katlana katlana çoğalır," dedim, ona bakarak konuşuyordum ama gözümün önüne dört yıldır onun her anı geliyordu.

"Erkeklerin öyle bir düşünceleri mi varmış?"

Yerdeki kumdan bir avuç alıp ona fırlattım. "Boş beleş düşünceleriniz var böyle. Hevesimi aldım tabirleri falan." Ona da sinirlenmiştim. "Kim bilir kaç kız için dedin bunları?" Hep böyle oluyordum işte. Sevmesine seviyordum ama böyle pislikleri aklıma geldiğinde sinirleniyordum.

Ona fırlattığım kumlar şortunun üzerindeydi, onları silkelemedi. Benimse oturmama rağmen hem başım dönüyor, hem de midem bulanıyordu! "Kimse için demedim Ezgi," dedi Kaan. "Biriyle olmak istiyorsam olurum, hevesim geçti elde ettim cart curt klişelerine gerek yok." Bana inan der gibi baksa da onun bir erkek olduğunu göz önünde bulundurmak şarttı.

"Kaan Kemal."

Kendi kendime yaptığım asla komik olmayan fakat muhtemelen kafam güzel olduğu için kıkırdadığım espirime Kaan dehşetle baktı. Yüz ifadesi espirimden daha komik olduğu için gülmemi durduramadım. Kendi kendime gülmeme o da sırıttı. "Bir gittin geldin sanki, ha?" Keyif mi almıştı bundna neden sesi bu kadar keyifliydi? "Yani?" diye sordum, tek gözümü kısıp. "İster giderim ister gelirim istediğimde varım istediğimde yokum Kaan."