6th

336 30 53
                                    


^

"Ahh yoruldum." söylenerek ilerleyen Karube'nin üstünden tutup çekiştirmeye başladı kız.

"Az kaldı sabret.Sahile vardığımızda dinleniriz." Karube söylenerek gelirken Arisu ve Usagi önden ilerliyordu.

Usagi'yi Arisu yolda görmüş ve onu da bizimle gelmeye ikna etmişti. Uzun yürüyüşün ardından sahilin çevresini görebiliyorlardı.
Derin nefes verip konuşan Arisu sırıtmaya başladı. "Sonunda.." Karube hızla koşmaya başladı ve girişe geldiklerinde durdu. "İçeri nasıl gireceğiz? kilitli sanırım." Kapı bir anda açılmaya başladı. İçeriden uzun saçlı, gözlüklü ve mayo giyen bir adam kollarını açmış onlara bakıyordu. "Sahile hoşgeldiniz.Beni takip edin." İçeri yavaşça adımlayıp adamı takip ettiler.

Bir odaya girdiklerinde onları sandalyeye oturttular ve konuşmaya başladı. "Ben Hatter burada Şapkacı derler.Buranın sahibiyim ve sizleri burada onurlamaktan şeref duyarım."

"Burası ne böyle?" Arisu'nun sorduğu kısık sesteydi ama kız yanında olduğu için duymuştu. "İnan bilmiyorum." diyerek fısıldadı.

Şapkacı onlara dönerek kuralları saydı.
1- Mayo giyilecek
2- Odaların kilitleri yok
3- İhanet eden ölür.

ölmekten çok aklına mayo giymek takılmıştı kızın.Şapkacı kartlarını istediğinde herkes verdi ve açıkladı.Sadece kendisinin çıkabilmesi için miydi bunlar?!!

"Evet odalarınız bilekliğinizdeki numaralar.Size Ann yardımcı olacaktır." odadan çıktığımızda herkes odalarına dağıldı.Usagi ve kızın odası yanyanaydı.Karşısında ise Arisu ve Chota çaprazında ise Karube vardı. Odalarına girip dolaplarında hazır olan mayoları giydiler.Erekler şort ve tişört giyerken kızlar verilen bikiniyi giymek zorundaydılar. Kız odasından çıkıp Usagi'nin kapısını tıklattı.

"Girebilirsin?" kafasını kapıdan çıkaran kızı gören Usagi gülümseyerek baktı ve kız içeri girdi.

"Mayo yakışmış." Usagi utanarak gülümsediğinde kafasını kendine çevirdi ardından kıza baktı. "Sana da yakışmış." birbirine bakarak güldüklerinde odanın kapısı tıklatıldı.İçeri Arisu girdi.

"Arisu?" anlamayarak Arisu'ya bakıyordu kız.

"Y/n? burada ne yapıyorsunuz?" bakmamaya çalışarak konuştu.

"Arisu üstümüzde hırka var bakabilirsin." kafasını kaldırıp baktığında yinede göz teması kurmamaya çalışıyordu.

"Herneyse ben sadece çağırmaya gelmiştim.Sahile inip bakmakta fayda var." kafalarını olumlu anlamda sallayıp Arisu'ya katıldılar ve odadan çıktıklarında diğerlerini de yanlarına alıp aşağı indiler. Şezlonga oturup etrafı incelemeye başladıklarında bir kız geldi.

"Selam bu aptal oyuna yeni katılmış olmalısınız.Sahile hoşgeldiniz ben Kuina." Kuina gülümseyerek kıza baktığında kızda geri gülümsedi.

"Siz sevgili olmalısınız değil mi?" diyerek Usagi ve Arisu'yu işaret etti. Usagi utangaç ve atılganlıkla reddetti.

"Bence olmalısınız, hayat kısa sonuçta. Annem hastanedeydi.Bensiz tuvalete bile çıkamaz.Şimdi bu oyunda sıkışıp onu yalnız bırakmak zorunda kaldım." ağzındaki çubuğu çıkarıp gösterdi ve konuşmaya devam etti. "Bunu da sigarayı bırakmak için yapıyorum.Oyuna başladığımdan beri ağzıma almadım.Oraya dönmek için sağlıklı olmam gerek sonuçta." diye gülümsedi ve sözünü bitirip ağzına geri attı.

Müzik kesilip birilerinin içeri dalmasıyla herkes sustu. Kuina açıklamaya başladı. "Bunlar militanlar.Öndeki adam başları, Aguni. Onlara bulaşmayın.Özellikle şu piercingli çocuğa Niragi'ye tam bir psikopattır." kız Niragi ismini duyar duymaz kulakları çınlamaya başladı ve vücudu buz kesildi. Aklında ismi yankılanıyordu. Karşılarında duran adamı farketmemiş gözü sadece bir yerde takılıp kalmıştı, Niragi'de...

Niragi kolunu uzatıp Usagi'yi çekiştirdiğinde kız sadece donup kalmış bakıyordu.Yavaşça ayağa kalktı.Herkes ona döndüğünde gözlerini Niragi'den ayırmıyordu.

"Suguru..." Niragi ilk başta anlamadı.Nereden biliyordu adını.?

"Oi! sen de kimsin? Adımı nasıl biliyorsun?" kız anlamayarak bakıyordu.

"Ne? Suguru benim işte Y/n." Niragi anlamayarak baktı ve kızı süzdü. Aguni araya girip konuştu.

"Tanışıyor musunuz?" Niragi kıza yaklaştı ve yüzüne iğrenir gibi bakıp geri çekildi. "Hayır, böyle iğrenç birini tanıdığımı sanmıyorum."

"ne..." sesi kısık ama acı şekilde çıkmıştı kızın.Gözlerindeki hayal kırıklığı ve üzüntü her şeyi anlatıyordu yetmezmiş gibi gözleri yaşla dolmaya başlamıştı. "Suguru, beni nasıl hatırlamazsın?!" Niragi sinirle gülerek kıza yaklaşıp boynuna silahı dayadı. Etraftan çıt çıkmıyordu.

Kız orada silahın tetiğini çekse umursamazdı bile.Ölmeyi yeğlerdi. Arkadaşı onu unutmuştu.Sevdiği adam onu hatırlamıyordu....

Niragi yüzüne tıslar gibi yaklaştı ve güldü.Kız ise gözlerinin içine bakıp bir umut şaka yaptığına inanmak istiyordu. Ama değildi.. Bu lanet bir şaka değildi.Niragi hatırlamıyordu. Sevdiği kızı unutmuştu.

Şapkacı geldiğinde herkes oraya döndü ve şapkacı konuştu. "Kavga mı oluyor yoksa burada, Niragi yeni gelenlere bulaşmamanızı öneririm.Sahilin sorumluluğu bende." Niragi geri çekildi ve kıza küçük bir bakış atıp şapkacıya döndü. "Ben sadece patronumdan emir alırım." Şapkacı Aguni'ye baktı ve konuştu.

"O zaman patronuna soralım.Senin patronun kim Aguni?" Aguni dişlerini sıkıp gevşetti.

"Sensin, değil mi?" şapkacı gülümseyerek Arisu'ya döndü ve yanına çağırdı. Oradan ayrıldıklarında kız olduğu yerde şoktan dolayı kalmıştı.Odaya yavaş adımlarla yürürken Karube kızın arkasından gitmeye başladı.

///

karşılaştılar sonunda...

oylarsanız memnun olurum okuduğunuz için teşekkürler..


..

𝑷𝒊𝒆𝒄𝒆𝒔 𝒐𝒇 𝑷𝒂𝒔𝒕/𝗦𝘂𝗴𝘂𝗿𝘂 𝗡𝗶𝗿𝗮𝗴𝗶/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin