12th

285 29 20
                                    

Telefonumu çıkarken unutmuştum ve şimdi ne yapacağımı bilmiyordum.

^

**flashback devamı**

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

**flashback devamı**

Gün boyunca bu serin havada incecik bir tişört ve kısa bir şort ile durmak resmen imkansızdı. Beni tek yargılamadan kabul edecek kişinin yanına gidecektim.Suguru...Onu bulmam gerekti.

Saklandığım yerden çıkıp şortumun beline silahı sakladığımda kafamı aşağı eğip yürüyordum.Birinin beni tanımaması gerekti ne kadar hava yüz görünemeyecek şekilde karanlık olsa da.Ara sokaklarda içip sızmış adamlar, kadın ve erkeklerin iğrenç birliktelikleri ve erkeklerin laf atıp yol kesmeye çalışmalarına şahit olmak yaşım için fazlaydı.

Bu dünyada olan hiçbir şey adil işlemiyordu.

Sonunda tanıdık bir ev gözüme iliştiğinde yüzümde küçük gülümseme oluştu ama acıyla yok oldu.Dudağım resmen yarılmıştı ve konuşup gülmeme engel oluyordu.

Kapıya yavaşça ilerleyip yanda duran düğmeye bastığımda içeriden ses geldi.Zil çalmasıyla bir süre bekledim ama açan olmadı.Biraz daha beklerken gitmeye karar verdiğimde kapı aniden açıldı.

"Y/n !" arkamı dönüp baktığımda Suguru bana endişe ve korku ile bakıyordu.Soğuktan titreyen vücudum ile ona döndüm ve baktım.
Koşarak yanıma adımladığında hemen sarıldı.Gözümden bir damla akarken geri sarıldım ve kafamı omzuna gömdüm.

Ayrılıp içeri girdiğimizde sırtımdan destek vererek diğer eliyle de yolu gösterdi.Odasına doğru gittiğimde arkamdan o girdi ve beni yatağa oturttu.Dolabına koşup kalın bir battaniye çıkardığında omuzlarıma koydu ve tüm titreyen vücudumu kaplıyacak şekilde sardı.Belimdeki silah battığı için çıkarıp masasına koydum.Onun endişeli bakışlarını üstümde hissettiğimde ona döndüm.

Bir şey demesini beklerken tekrar aniden sarıldı. "Sana bir şey oldu sandım.Haberlerde gördüğümde senin evini gösteriyordu.O kadar mesaj atmama rağmen cevap vermeyince korktum." kafam karışsada merak ettiği için içimde sevinç fırtınası kopmuştu.

"Haber mi?" kafasını yavaşça aşağı yukarı salladı. "Televizyonda sizin evin haberi vardı.B-baban vurulmuş..." derin nefes verdiğimde bakışlarımı Suguru'dan yere indirdim.

"Ben vurdum..." nasıl düşüneceğinden korktuğum için ona bakamıyordum.Eğer öldüyse bir katil olmuştum.

ayaklanıp odadan çıktığında gözlerimdeki yaşlar artmaya başlamıştı.Şimdi sevdiğim insan da benden korkuyordu hatta kaçmıştı.Sessiz hıçkırıklarım başladığında bacaklarımı kendime çektim ve kafamı bacağıma gömdüm.Bir süre sonra tekrar kapı açıldığında kafamı kaldıramamıştım.

Saçımda hissettiğim el ile yavaşça kaldırırken Suguru bana hafif gülümseme ile bakıyordu.Karşıma geçip oturduğunda getirdiği ilk yardım çantasından pamuk ve bir sıvı ilaç çıkarmıştı.İlacı pamuğa döküp bana döndüğünde ilk dudağımdaki yarayı temizlemeye başladı.Yakıyordu ama bu acı diğerlerinin yanında hiçti.

Dudağımdaki eli durduğunda bittiğini anlayıp onu izlemeye devam ediyordum.Tekrar pamuğa aynı ilacı döküp yüzüme yönelttiğinde kaşıma değdirmişti.Bunu beklemediğimden canım yanmış ve yüzümü buruşturarak belli etmiştim.

"Ah özür dilerim, canını yakmak istememiştim. İyi misin?" telaşlı sorularına küçük bir şekilde gülümseyerek karşılık verdim.

"Sorun değil Ni, devam edebilirsin." yüzündeki telaşlı ifade biraz olsun değiştiğinde devam etti ve temizleyip yara bandı yapıştırdı.
Bu onunla ilk tanıştığımızdaki yara bandının aynısıydı.O gün yara bandını gitmeden onun cebine koymuştum.

yara bandına bakıp gülümsedim. "Hâlâ saklıyordun demek." o da anlayıp gülümsedi.

"Evet, tek yanımda olan kişi sensin.Nasıl seni unutabilirim.." gülümsemem büyürken sarıldım.

"Beni suçlamıyor musun?" anlamayıp bakarken devam ettim.

"Birini vurdum.Belki de öldü ve katilim.Benden korkmuyor musun?" içimdeki ne tepli verecek korkusu ve terk eder diye üzüntüyle sorduğum soruya direkt cevap vermişti.

"Senin kötü bir olmadığını ve kendini savunmak için yaptığını biliyorum..Senden korkmuyorum Y/n sen benim tek varlığımsın."

Gözlerim dolmaya başladığında sarıldım.Masayı işaret ederek getirdiği çilekli yoğurdu bana uzattı.

"En sevdiğim, nereden bildin?" yüzündeki bilmiş edasıyla gözleri parlarken konuştu.

"Senin hakkında hiçbir şeyi unutmam.." gülümseyerek yoğurdu açtım ve yerken o da kendine getirdiği muzlu yoğurdu yiyerek bana eşlik ediyordu.

O gün kötü başlasa sa güzel bitmişti ama içimdeki tedirginlik beni deli etmeye yetiyordu.Ya öldüyse ve katil olduysam....

Geç olduğunda Suguru'nun yatağına geçip uzandım ve yer yatağı yapmaya çalıştığını görüp kolundan tuttum. "Rahatsız olmam, yanımda yatabilirsin...Tabi istiyorsan?"

gülümseyerek kafasını emin olmamakla birlikte salladı.Yanıma çektiğimde birlikte uyumuştuk.İlk defa düşüncelerimden yeni doğmuş bir bebeğin kutsal suyla vaftiz yapılıp temizlenmesi kadar arınmış hissediyordum.

**flashback sonu**

"İnanamıyorum,iğrenç birine dönüşmüşsün." gözündeki yaş yavaşça yanağından akarken kafasını inanmaz şekilde sallamaya çalıştı.Aslında bu sözler onu da incitiyordu çünkü böyle biri olduğuna inanmak onun için çok zordu.İçinde olan umut solmuştu...

///

selllaam

yeni bölümlerde biraz daha araları düşman gibi yapıp daha sonra yakınlaştırmak istiyorum hikaye konusu çıksın diye sizin düşünceleriniz neler?

ve taslaklarımı tükettim bugün de yazıcam biraz..Sevdiyseniz oylarsanız sevinirim..

oylar ve yorumlar için teşekkürler...

🖤seviliyorsunuz..🖤

...

𝑷𝒊𝒆𝒄𝒆𝒔 𝒐𝒇 𝑷𝒂𝒔𝒕/𝗦𝘂𝗴𝘂𝗿𝘂 𝗡𝗶𝗿𝗮𝗴𝗶/Where stories live. Discover now