34. Bölüm

2.7K 193 27
                                    

Bu saate, yarı çıplak bir şekilde sarayda nasıl dolaşırdı? Tabii ki beni ilgilendirmezdi özünde ama yine de burası bir saraydı.

Balkondan çıkıp, hemen karşıdaki merdivenlere yöneldim. Merdivenlerden iner inmez son basamakta oradan geçen Ahseni kolundan yakaladım.

Gözleri korku ile açılırken "Ahsen? Ne bu hâl?" Dedim sinirle.

"Ş-şey." Demesiyle "Ney?" Dedim bastırarak. "Hamama gidiyordum sutlanım, birden karşıma çıkınca siz korktum kusura bakmayın." Dedi hızlı bir şekilde konuşurken.

Onu baştan aşağı süzmem ile kıyafetleri ön bir sevişme yaşamış gibi yıpranmıştı.

"Bak Ahsen, pişman olacağın bir şey yapmıyorsun değil mi?" Diye sormamla kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Gelirken, bir kedi gördüm. Seveyim derken de üstüme çıktı sultanım." Diye sakince konuşmasına karşın derin bir nefes verdim.

Beynim kazan gibiyken, yine kendi kendime bir şeyler uydurmuştum.
"Peki, iyi yıkanmalar." Dememle hızla başını salladı ve hamama doğru ilerledi.

~~~~

Züleyha Sultan ve Adem yatarken ben bir kaç saatlik uyku ile dairenin içinde dolanıyordum.

Ahsen umrumda bile değildi, ama onu gördükten sonra içimde oluşan sıkıntı beni yiyip bitirecekti.

Bunun nedenini bulmaya çalışırken, kapının tıklaması ile duruşumu dikleştirdim ve "Gel." Dedim.

Bunu dememle içeri giren Halime Hatun, önce selam durdu ve bakışları bana döndü.

"Sultanım, hünkarımıza hediye gelen yeni oğlanları haber vermek için geldim." Dediği zaman gözlerim irileşti.

"Ne diyorsun sen ya?" Diye sormamla "İran kralından padişahımıza hediye olarak gönderilmişler. Seçin beğenin hangisini hareme alalım." Dediği anda içeri giren bir düzine erkekle sinirle yerimde kıprandım.

Ne yapıyordu bu adam? Beni delirtmek mi istiyordu?

"Hiç biri haremden içeri adımını dâhi atamaz." Kükremle çıkışa doğru yöneldim.

"Peki bu oğlanlar?" Diye soran Halimeye karşın kapı eşiğinden dönüp "Geldikleri yere geri gönder." Dedim.

Sinirle adım atarken, rotam has odaydı. Has odanın kapısının önünde bittiğim zaman kapıdaki ağalara "Açın kapıyı." Dedim. Kapı açılırken, hiç sorgulamadılar.

Belli ki Mahir'in geleceğimden haberi vardı ve onları daha öncesinde uyarmıştı.

Kapının açılması ile içeri doğru daldım. Tahtında oturan padişahı görünce kaşlarım çatıldı.

Hiçbir şeyden haberi yok gibi yüzüme bakarken, kafa salladım ve selam durdum.

Ben bunu yapar yapmaz yerinde rahatsızca kıprandı. Uzun zamandır ona selam vermiyordum, bunu kendisi istemiyor ve 'sana karşı padişah değilim, kocanım.' diyordu.

Kapının arkamdan kapanması ile başımı kaldırdım. Sinirle yüzüme bakarken "Niye selam duruyorsun?" Dedi aniden ve yerinden kalktı.

Yanıma doğru adımlarken "Selam durmam gerekmez mi?" Dedim.

"Mihri!" Dediği zaman dişlerinin arasından "Efendim hünkarım?" Dedim. Daha fazla sinirlenirken, sabır dilenir gibi kafasını yana çevirdi.

"Artık bende senin için normal biri değil miyim?" Dememle bana yandan bir bakış attı.

"Oğlanları geri çevirmiştim." Dediği zaman "Bu yüzden mi daireme kadar girdiler!?" Dedim.

"Buraya geldiklerinde haberim oldu, Halime ilk bana gelip ne yapacağını sorunca istediğini yap dedim." Dediği zaman kafa salladım.

"Eğer o oğlanlardan biri bu has odanın eşiğinden ayağını dahi atarsa, bir daha yüzümü göremezsin." Dedim.

Bunları söyler söylemez, yan olan bakışları tamamen bana dönerken "Nasıl olacakmış o iş?" Diye keyifle sordu.

Bu durumda bile bu keyifli tonuna karşın bir şey hissettiğim için kendime içimden küfür ettim.

Ama kendimi toparlayıp, dıştan güçlü görünmek için "Kaçarım bu saraydan." Dedim.

Bana doğru bir adım atarken "Değil kaçmak, iğne ucuna bile girsen seni bulurum." Dediği zaman yutkundum.

"Neden? Oğlanlar gönderilmiş sana. Bende olan onlarda da var." Dememle alayla gülümsedi.

"Sende olan bir kızda da var, ama şuan sen burdaysan bu her şeyi açıklıyor." Dediği zaman kalp atışlarım hızlandı.

"Seni sevmeseydim, sence burada olur muydun?" Diye sorduğu zaman bakışlarım ondaydı.

"Kapıdaki ağalar bir emrime bakar, canını almak için." Dediğim zaman gülümsedim.

"Evet, beni seviyorsun. Ama unuttuğun bir şey var. Beni iyileştirmek için de çabalıyorsun." Dememle yuktundu.

O günden sonra hiç çıkartmadığım ve hâlâ üzerinde olan alet, benim gerçek aletimi büyük bir oranda iyileştirmişti.

"Arkamda olan her kızda olabilir, ama iyileşen şey hiç bir kızda yok." Dediğim zaman gözleri irileşti.

"Ve eğer yine bu kadar güçlü ve zenginsen, bir hadımı iyileştirmezdin. Çoktan hadım olmayan bir adam bulurdun." Dememle gözlerimin içine bakıyordu.

"Çünkü seni seviyorum işte." Dediği zaman yüzüne bakıyordum.

"Ne kadar güçlü olursam, ne kadar kuvvetli olursam ve her şeyden en önemlisi ne kadar padişah olursam senden başkasına bakamıyorum." Dedi dişlerinin arasından.

"Bu durumdan memnuniyetsiz misin?" Diye sormamla başını olumsuz anlamda salladı.

"Ama ben bir padişahım, benim sınırlarımı aşmana izin veremem." Dediği zaman alayla gülümsedim.

Yine dönüp dolaşıp aynı noktaya geliyordu, sinir krizi geçirmemek için "Müsadenle." Dedim ve arkamı dönüp odayı terk ettim.

~~~~

Yaşadığım şeyler yine lanet uykumu bölerken, yerimden kalktım.

Aklım fikrim padişahtaydı, bana üstünlük sağlayamazdı!

Sinirle odayı terk edeceğim zaman, Adem yerinden uyku sersemi olarak başını kaldırdı ve "Nereye Mihri?" Dedi.

"Hava alacağım, yat uyu sen." Dememle kafa salladı ve başını yastığa koydu.

Odadan çıkmamla, ağalara geçen gece söyeldiğim şeyi söyeldiğim ve hızla orayı terk ettim.

Gerçekten temiz havaya ihtiyacım vardı. Has bahçeye doğru ilerlerken, etrafta kimse yoktu. Zaten bura haremin has bahçesiydi.

Has bahçenin ortasında doğru ilerleyip, orada durmam ile derin bir nefes aldım. Ciğerlerim temiz hava ile doldu.

Saniyeler sonra bir hıçkırık sesi duymam ile kaşlarım çatıldı. Ardından gelen "Allahım beni affet." Sesi ile affaladım.

Sesin geldiği yöne doğru giderken, çalıların arasına saklanmış Ahseni gördüm.

"Ben nasıl böyle bir hata yaparım, lütfen beni affet!" Demesi ile tüylerim diken diken oldu. Bu kadın ne yapmış olabilirdi?

Mahir-Mihri cephesinde olaylar aynı ilerlerken, Ahsen neden ağlıyor ya gecenin bir vaktinde?

HünkarımWhere stories live. Discover now