50. Bölüm | Sezon Finali

2.6K 178 64
                                    

Günün üçüncü bölümü karıştırmayın.

"Sultanım, Hanife Sultan sizi görmek isterler." Diye Halime konuştuğu zaman kaşlarım çatıldı.

Yerimden kalkarken, "Neden?" Diye sordum.

"Bilmiyorum, sizi huzuruna istediler." Diye eklerken kafamı salladım.

Bana bir şey yapacağını düşünmüyordum, ne de olsa karnımda torununu taşıyordum.

Kafa sakladığım sırada onu geçtim ve odadan çıktım.

Hanife Sultanın odasına doğru giderken, kalp atışlarım istemsizce hızlı atıyordu.

Beni neden çağırdığını merak ediyordum, saniyeler sonra odanın kapısının önünde durdum.

Kapı açılırken, içeri doğru adımladım.

Hanife Sultan elindeki kahveyi içerken, bakışları oda içerisindeki cariyelere döndü.

"Bizi yalnız bırakın." Dediği zaman cariyeler odayı yavaş yavaş terk etti.

En son ikimiz bu odada yalnız kaldığımız zaman bana tokat atmıştı, daha dün gibi hatırlıyordum o anları.

Yerinden kalktığı zaman dairenin kapısını açıldı. Yanıma doğru adımlarken, duruşunu dikleştirdi.

"Mihri Sultan." Dediği zaman gözlerim gözlerindeydi.

"Beni emretmişsiniz sultanım." Dediğim zaman gülümsedi.

Ben yüzüme yemem gereken tokatı beklerken, bir kaç saniye geçti.

Tokat gelmeyince Hanifenin yüzüne doğru bakıyordum.

"Tokat gelmedi sultanım?" Diye sorduğum şeye karşın geniş bir şekilde gülümsedi.

"Buraya seni, sana tokat atmak için çağırmadım." Dedi keyifli ama yorgun bir tonda.

"O hâlde buraya gelmemin amacı nedir sultanım?" Dediğim zaman gözleri etrafa döndü.

Etrafına bakarken, yüzündeki o yorgun ifade geri döndü.

Ardından gözleri kapanırken, yutkundu.

"Ben yakında bu dünyadan gideceğim Mihri." Dediği anda kalbim sıkıştı.

Bakışları bana dönerken, yüzüne şok içinde bakıyordum.

Gözleri yüzündeki ifadeye bakarken, "Zamanında sana yapmadığımı bırakmadım, bu haremi sana ve oğluma cehennem ettim." Derken gözleri gözlerime döndü.

"Seni hâlâ günahım kadar sevmem, ama oğlumu seviyorum." Dediği zaman yuktundum.

"Ve daha doğmamış olan karnındaki torunumu da seviyorum." Diye eklediği zaman gözleri doldu.

"Bak Mihri, benim az bir zamanım kaldı. Züleyha ve Mahir bunu bilmiyor, bebeğin sevinci geçmesin diye söylemedim." Dediği zaman bu sefer benim gözlerim doldu.

"Beni sevmeye bilirsin, hafta elinde olsa şuracıkta öldürmek isteyebilirsin. Ama lütfen bunu bir insanın son isteği olarak kabul et." Dediği zaman dikkatle ona baktım.

"Oğluma, kızıma ve özellikle torunuma iyi bak." Dediği zaman hızla göz yaşlarımı sildim.

"Torunumun bizim aramızdaki bu savaşta hiç bir suçu yok, ona babaanesinin kötü biri olduğunu hissettirme." Diye göz yaşları ile eklerken kafamı hızla olumlu anlamda salladım.

"Gözünüz arkada kalmasın Validem." Dediğim zaman gülümsedi. Yorgun yüzü ile savaşıyordu resmen gülümsemek için.

"Hakkınızı helal edin sultanım, benim en ufak bir hakkım varsa bile helal olsun." Diye eklediğim zaman yüzüme baka kaldı.

HünkarımWhere stories live. Discover now