1.bölüm❆

23.8K 1.1K 204
                                    


İlk bölümden merhabaa
Hiç uzatmadan başlıyorum:)

"Evet işte benim çok uğraştığım harikulade fizik sunumum" sınıftakilere son bir bakış atıp flaşımı akıllı tahtaya taktım.

İçinde slaytımın olduğu dosyaya tıklayarak "eveet" deyip sınıftakilere döndüğümde müdür ve hocalar anlamsızca tahtaya bakıyordu. Birkaç gülme sesi işittiğimde ve öğrencilere döndüğümde bazıları sırıtıyor, bazıları ise gülmemek için kendini tutuyordu. Kaşlarımı çattım.

Bunlar neye gülüyorlar be?

Ne olduğuna bakmak için tahtaya baktım. E burada bir şey yoktu-

Ne?

Gördüğüm görüntü ile gözlerim büyüdü.

Niye slaytımda fizik sunumum değil de benim küçüklük hatta bebeklik saçma fotoğraflarım Var?

Hem de bez taktığım zamanlar!

Hemen fotoğrafın üstüne tıkladım. Belki araya kaynamış bir fotoğraftır, Yani umarım.

Ekrana başka bir görüntü geldi.

Kahretsin!

Bu fotoğrafta ise üç veya dört yaşındayken Demir ve Denir'in omzuna çıkmaya çalışmış ama tam yere düşerken çekilmiş bir fotoğraftı.

Cidden mi?

Tekrar sınıftakilere döndüğümde artık birkaç hoca hariç herkes gülüyor, tabiri caizse anırıyorlardı.

"Ehe" Hocaların ve özellikle fizikçinin sinirden kızarmış yüzüne bakarak ağzımdan anca bu kelime çıktı.

Ne yapacağım ben şimdi! Fizikçi kel Cafer notlarımın kötü olduğunu bildiği için bana bu sunumu yapmamı, eğer ufak bir sorunda puanımdan daha da kıracağını söylemişti.

Artık şu meşhur Deniz acressliğini gösterme zamanı.

Sınıfın ortasında öylece dururken birden kendimi yere attım ve karnımı tutarak çığlığı bastım.

Tamam, bu biraz çılgınca olabilir...

Anında öğretmenler etrafıma toplanırken ben 'nasıl buradan çıkarım' adlı planımı düşünüyordum, planlamadığım planımı.

Öğrenciler de bunu fırsat bilip ayağa kalktılar. Bir yandan da nöbetçi öğretmen ise onları susturmaya ve oturtmaya çalışıyordu. Birden müdürün telefonu yüksek sesle çalmaya başladığında telefonu açıp kulağına götürdü. Uzakta olduğu ve ben de hâlâ yerde kıvradığım için ne konuştuğunu duyamıyordum ama müdürün bana bakarak konuşmasından karşıdaki her kimse benim hakkımda konuştuklarını anlayabiliyordum.

Allah bilir yine ne boklar yedim.

Müdürün ve telefondaki şahsın ne konuştuklarını birazcık Merak ettiğim için yerde kıvrana kıvrana müdüre doğru sürünmeye başladım ve sonuç kesinlikle başarısızdı.

Ne bekliyordun?

Tabi bir yandan da öğretmenler kolumdan tutup beni kaldırmaya çalışıyordu. Ah Deniz, düşündüğün plana tüküreyim! Ta ki zil çalana ve diğer öğrenciler gelene kadar.

Etrafın karışmış olmasını fırsat bilip flaşımı akıllı tahtadan çıkarıp yanımdaki sandalyede duran çantamı da alıp koşar adım kendimi okulun bahçesine attım.

Sonunda!

Hiçbir şey olmamış gibi çantamı tek koluma takıp ellerimi cebime sokup okuldan çıktım ve evin yolunu tuttum.

Az önce ne olmuştu be?

Eve gittikten sonra kesinlikle rezilliğim ve yapamadığım sunumumdan kırılan puanı da Denir ve Demir'e bir bir ödetmeyi de aklıma kazıdım.

Pislikler!

Öylece ıslık çala çala sokakta dolaşırken birkaç ses duydum. Umursamayıp sokaktan dönecektim ki birisinin 'bıçağı çıkar' dediğini duyunca olduğum yerde durdum ve duvara yaslanarak seslerin ve daha çok kahkaha seslerinin geldiği tarafa baktım. Çıkmaz bir sokağa çıkıyordu. Başımı hafiften çıkartarak ne bokları döndüğüne baktım.

Ne?

Şu an muhtemelen yirmilerin ortalarında olan üç adam, 14-15 Yaşlarında olan bir çocuğu sıkıştırmışlardı. Solda olan bir adam ortadakine elindeki parlayan bıçağı verdi ve hafif sarışın kıvırcık saçlı çocuğa doğru ilerledi.

Küçük çocuğu sokakta sıkıştırarak neyi amaçlıyorlardı acaba?

"Şimdi önce cebindeki paraları çıkar!" Ortadaki bağırarak çocuk duvara daha da sindi ve "neden?" diye sordu çocuk. titreyen sesinden anladığım kadarıyla çok korkmuştu.

Ah, tamam. Şaşırmamıştım zaten.

çocuğun korkmuş olmasına daha fazla dayanamayarak saklandığım yerden çıktım. Neden yaptığımı bile bilmiyordum.

pek merhametli olduğum için bunu yaptığıma kimsenin şaşırmaması lazım...

çocuğun göz bebeklerimin titrediğini bile hissedince bunu yapmam normaldi bence.

Karşılarına dikildiğimde dördü de birden başlarını bana çevirdiler. Çantam tek omzundan elime düştü.

Bir elimde çantayla benden büyük olan üçlüye bakıyordum.

Peki ben bunlarla nasıl dövüşüp çocuğu kurtaracaktım?

Bir şey olmaz canım, en fazla ölürsün.

.
.
.

Eveet ilk bölüm bu kadardı.

Nasıldı sizce?

2. Bölümde görüşmek üzere!






3'Ü BİR ARADAWhere stories live. Discover now