7. bölüm❆

17.6K 964 78
                                    


Denizde yüzüyorum. Dalgalar beni geçmek istercesine üstüme geliyor. Sonra denizin derinliklerine giriyorum. Etrafta yunus dolu. Tekrar yüzeye çıkıyorum. karşıda bir adam var. Kaslı ve-

"Hey! Uyansana, hey!"

Birinin başımda anırmasıyla mırıldanarak battaniyeyi yüzüme kadar çektim.

"Kızım kalksana."

Uyku sersemliğiyle kim olduğunu bilmediğim şahısa cevap verdim."defol git." Ve gözlerimi yumup rüyamın en güzel yerinde uyumaya devam ettim.

"Tamam bunu sen istedin!"

Bana seslenen her kimse onu umursamadan uyumaya devam ettim. Çok geçmeden kapı açılıp kapanma sesi geldi.

Tabii anladı benim uyanmayacağımı.

Kaslı ve yakışıklı. Ona doğru yürüyorum. O da bana doğru yürüyor. Sonra... sonra dalgalar beni savuruyor-

"Ananı!"

Gözlerimi zar zor açıp karşımdaki elindeki kovayla sırıtan Görkem'e baktım. Sonra üstüme baktım. Her yerim sırılsıklam olmuştu. Anlımdan aşağı süzülen su damlalarını elimin tersiyle sildim.

Bir an gerçekten orada olduğumu sanmıştım.

"Anamı?"

Alayla sorduğu soruya cevap verdim.

"Ananı severim diyecektim. Emel hanımı severim yani iyi insan-" Sonra kime açıklama yaptığımı hatırlayıp, kaşlarımı çattım.

Biraz saçmaladım sanırım.

"Sen, beni ıslattın!"

"Evet."

Gözlerimi yumup elimle kapıyı gösterdim."defol git odadan!" Göz devirip kovayı yere fırlattı.

"Kahvaltı için seni bekliyorlar. Çabuk gelsen iyi olur." Dedikten sonra kapıyı yine çarparak çıktı.

Allah'ın atarlı ergeni!

Oflayıp battaniyeyi ayağımla tekmeleyerek kalkıp banyoya girdim. İşim bittikten sonra üstüme baktım. Dünki kıyafetlerle uyumuştum. Yatağın karşısındaki dolabı açıp içindekilere göz attım. En sonunda mavi bir jean ve mavi bir sweatshirt alıp giydim. Aşağı mutfağa indiğimde herkes buradaydı. Sırıtan Görkem'e kötü bakışımı da attığımda, Tek boş yer olan Ekin ve Emel hanımın ortasına oturdum. Kahvaltımı bitirdiğimde tam kalkıcaktım ki Emel hanım beni durdurdu.

"Kızım bugün ikimiz alışverişe gidelim mi?"

Alışveriş yapmayı seven biri olarak tabii ki de kabul edecektim ama Denir tek başına burada kalamazdı derken Levent bey konuştu.

"Evet Kızım sen annenle git ben de Denir ve Demir ile gideceğim olur mu?" Demir ve Denir onayladığında ben de "olur," dedim.

"Ben de sizinle geleceğim." Emel hanım Ekin'e kafasını salladı.

"Biz?" Aren ve Eren aynı anda konuştuğunda Levent bey tam ağzını açmıştı ki tekrar aynı anda konuştular.

"Baba vallahi uslu duracağız lütfen!" Gözlerini kocaman açıp Levent beye tavşan yavrusu gibi baktılar.

Allah aşkına, bunlar nasıl ikiz değil?

"Tamam, tamam. siz de gelin."

Ben yukarı çıkıp çantamı aldığımda boy aynasından tipime baktım.

Eh işte, idare eder...

Aşağıya, beni bekleyen Emel hanım ve Ekin'in yanına gittim. Beraber beyaz bir arabaya bindik. Ekin şoför koltuğunda, Emel hanım onun yanında ben de arkada tek başıma oturmuştum.

.
.
.
Denir'den;

Gerginlikle muhtemelen beni bekleyen Levent bey, Eren, Aren ve Demir'in yanına gittim.

"Denir de geldiğinde göre hadi alışverişe." Büyük bir arabaya bindik. Araba hareket edince daha da gerildim.

Hiçbir zaman kalabalık ortamları sevmemişimdir.

Şu an arabadaki kişi sayısı bile benim için bir kalabalık sayılırken, alışverişte ne yapacağımı bilmiyordum.

Kalp atışlarım hızlanırken yanımdaki Demir elimi tuttu. Ona baktığımda güven vermek istercesine gülümsedi.

Her ne kadar aynı yaşta olsak da Demir ve Deniz, benim abim ve ablam gibidir. Onlar olmasaydı bu dünyada tek başıma ne yapacaktım inanın ki hiç bilmiyorum.

Araba büyük bir Avm'nin önünde durduğunda tek tek arabadan indik. Aren ve Eren birbirleriyle atışırken, Levent bey onları uyarıyordu. Demir yanımda yürüyordu. Ben sadece etrafa bakarken Demir kulağıma eğildi." İyi misin?" Zorarki bir gülümsemeyle "iyiyim," dedim.

Değildim.

Birkaç mağazaya girip kıyafet aldık. Yani aldılar. Ben hiçbir zaman onlara odaklanamıyordum.

Sanki tüm insanların gözleri benim üstümdeydi.

Herkes bana bakıyordu.

Nefesim daralıyordu. Nefes alış verişlerim hızlanıyor, göğsüm kızla inip kalkıyordu. Midem bulanıyordu. Birinin ismimi söylediğini duyuyordum fakat kim olduğunu sezemiyordum. Bunaldığımı hissettiğimde kendimi dışarı atmak istedim.

Yeni bir atak, hayatıma hoş geldin.

Kapıya doğru koşmaya başladım fakat koşamıyordum. Gözyaşlarım gözümden, yanaklarımdan aşağı düşüyordu. Başım dönüyor, midem bulanıyordu.

Lütfen, bayılmak istemiyorum. O iğrenç duyguyu yaşamak istemiyorum.

Fakat maalesef ki gözlerim karardı. En son gördüğüm şey Demir'in beni tutmasıydı.

.
.
.
Deniz'den;

Size alışveriş yapmayı sevdiğimi söylemiştim değil mi?

Unutun bunu!

Emel hanım her şeye atlıyor, ben ve zavallı Ekin'i sürüklüyordu.

"Anne yeter değil mi?" Ekin'in utana sıkıla sorduğu soruyla kıkırdadım.

Koskoca adam annesinin peşinden sürükleniyordu.

Ekin güldüğümü görünce saçlarımı karıştırdı."Sen bana mı gülüyorsun?"

"Yoo,"

O da güldükten sonra keyiflice çalan telefonunu açtı.

"Alo." Karşı tarafı dinlerken kaşları daha da çok çatılıyor, yüzü endişeli bir yüz ifadesine dönüyordu.

"Tamam! tamam, kapatıyorum geliyoruz." Dedikten sonra telefonu kapatıp bize döndü.

"Ne oldu oğlum? Bir şey mi oldu?" Emel hanım da Ekin'in yüz ifadesini görünce telaşlandı.

"Ekin ne oldu? Söylesene!" Yutkunup cevap verdi.

"Denir'i hastaneye kaldırmışlar."
.
.
.
Diğer bölüme kadar görüşürüz;)

3'Ü BİR ARADAWhere stories live. Discover now