14~

117 9 10
                                    


Sağlık ocağına gelir gelmez hızlıca işime koyuldum bu aralar tüm çocuklar grip oluyordu.

Kontrole gelen 8 9 yaşlarındaki Muhammed'e baktım.

"Aferin benim aslanıma hiç korkmadı. " kıkırdadığımda, anneside gülmüştü.

"Asla korkmam ben! Erim abide öyle dedi ben korkusuzmuşum, sencede korkusuz muyum Yağız abi? "  Adını duyduğumda yutkundum. Çok özlemiştim.

"T-tabi-" boğazımı temizledim.

"Tabiki korkusuzsun lan. "

Çak yaptıktan sonra hızlıca küçük elini benim büyük elime çarptı.

Annesine de iyi günler diledikten sonra masama geçip gerekli raporları yazdım.

Odamdan çıkıp kahve almak için alt kattaki mutfağa geçmiştim. Kendime bir kahve yaptıktan sonra yukarı, danışmanın yanına gittim.

"Eslem bugün başka işimiz var mı? " saat'e baktı ilk sonrada klavyede parmaklarını gezdirip bir şeylere bakındı.

"Yok Yağız abi. İstersen çıkabilirsin saat beş olmak üzere zaten. Ayrıca yarın nöbetin var unutma. " başımı anladım dercesine salladım.

O sırada kapı açılınca ikimizinde bakışları oraya döndü. İçeri giren Erim'le olduğum yere çakıldım.

Yanında Eren vardı. Onun da bakışları bana döndü.

Sonrada danışman kıza döndü. Eren'e eğilip bir şeyler dedi fakat Eren kaşlarını çatıp onu redetti.

Onu inceledim bir süre. Omzunun orda bir sargı vardı ve kolu alçıdaydı, giydiği siyah eşofman ve tişörtle bile çok yakışıklı duruyordu. Yüzü yorgun ve göz altları çökmüştü.

Ona rağmen yakışıklıydı. Yutkunup Eslem'e bir kaç şey mırıldanıp ondan bakışlarımı çektim. Hızlıca odama gittim. Sandalyeye oturup başımı ellerimin arasına alıp dolan gözlerime lanet ettim.

Bu bir aydır nerdeyse onu hiç bu kadar yakından görmemiştim. Onunla hergün beraberken şimdi bir aydan fazladır onunla yüzyüze bile gelmedik.

Burnumu çekip benden habersiz akan göz yaşlarımı sildim. Ayaklanıp eşyalarımı aldım ve oradan çıktım etrafta görünmüyordu.

Eslemin yanına gittim, " Neden gelmişler? " ilk anlamadı fakat anlaması kısa sürdü.

"Ah şey için gelmişler, pansuman için. " başımı salladım.

"Tamam ben çıkıyorum o zaman. Yarın saat dört gibi gelirim. "

"Tamam Yağız abi, görüşürüz. " bir kaç veda sözcüğü mırıldandıktan sonra çıkmıştım.

Çalan telefonum dikkatimi dağıtmıştı. Sude arıyordu.

"Alo abicim. " onun sesini duymak bile rahatlamamı sağladı.

"Efendim güzelim. "

"Abi evde misin? Yanına gelicem. "Şu anda evde buluşmak istemiyordum.

Biraz temiz havaya ihtiyacım vardı, "Sude evde buluşmayalım, biraz hava almak istiyorum. Sahilde buluşalım mı?"

"Tamam o zaman. Ben birazdan orda olurum görüşürüz. " uzatarak konuştuğunda gülümsedim.

"Görüşürüz." bende onu taklit ettiğimde kıkırdama sesleri geldi.

Sonrada telefonun kapandığına dair olan o melodi.

Bir iç çekip sahile doğru yürümeye başladım.

KARDEŞ // - BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin