19~

92 9 0
                                    


YAĞIZ'DAN

Günlerdir Erim peşimde dolanıyordu. Bu durum hoşuma gittiği içinde kendimi naza çekiyordum olabildiğince.

Her sabah evime geliyor ve benimle vakit geçirmeye çalışıyordu ama onun bu tatlı çabası karşısında eriyip gitmemek için kendimi çok zorluyordum.

Günlerdir sağlık ocağınada gidememiştim bir kaç olaydan sonra, gidip onlarla konuşmam gerekiyordu.

Hazırlanıp evden çıktığımda Erim de karşı apartmandan çıkıyordu.

Ona göz ucuyla baktığımda jilet gibi giyinmişti yine ve ben onun mahallede böyle gezmesini it gibi kıskanıyordum.

Sıkıntılı bir nefes verip onu umursamamaya çalıştım ama bana doğru geldiğini gördüğümde adımlarımın hızını düşürmüştüm.

Yanıma gelip bir kolunu omzuma attı. En azından benim yanımdaydı.

"Bebeğim, nereye gidiyorsun? " ılımlı bir sesle konuşmasına mı yoksa bebeğim demesine mi düşmeliydim.

Duruşumdan taviz vermemek için kaçlarımı çatıp omuz silkmeye çalıştım.

"Kaç defa dedim bana öyle seslenmeye diye!? " tamamiyle sahte bir kızgınlıkla konuştuğumdan beni ciddiye almadı.

"Yağız'ım valla köpek gibi pişmanım, lütfen affet artık beni. " Yine yalvarmaya başlamıştı.

Ona cevap vermeyip adımlarımı hızlandırdım.

"Aklını o Kaya denen çocuk mu karıştırıyor? " Öfkeyle sorduğunda kaşlarımı çattım.

Kaya n'alaka? O bizim konumuzun dışından bile geçemiyordu.

"Ne kayası be!? " Yine sinirlendirmişti beni bu aptal.

"Tamam saçmaladım kusura bakma, kıskanıyorum tamam mı? Ben sana bu kadar hasret kalmışken başkalarının yanında gülümsemen bana koyuyor anladın mı? " Bağırmıyordu ama sözleri bağırmasından daha çok acıtıyordu.

Bende onu çok özlemiştim. Ama kendi hatasıydı, beni kaybetmeyi göze alıyordu nerdeyse. Siktiri çektiğinde nasıl acımasızca davrandıysa bende ona acımamalıydım.

Hem atalarımız boşa dememiş acıma yetime döner koyar götüne diye.

Ona cevap vermeden yürümeye devam  ettim. Eğer konuşursam ikimizinde canı çok yanıcaktı ve ben onun da kendimin de daha fazla acı çekmesine dayanamazdım. Bu yüzden sustum.

Erim'in artık kendini affetirmesi gerekiyordu çünkü ikimizide çok yıpratıyordu. Yol boyu Erim dışında her şeyi düşünmeye çalışarak sağlık ocağına gelmiştim.

"Kolay gelsin. " Kapının zili iki defa kulaklarıma dolduğunda çoktan danışmanın oraya gelmiştim.

"Ooo Yağız bey, nerelerdesiniz kaç gündür? Hiç gelmeseydiniz. " dedi Eslem.

Gülümsemeye çalışıp yanına gittim. Önündeki bilgisayarda bir kaç tuşa daha tıklayıp bana döndü.

"Ne o özlemedin herhalde. Geri gidiyorum ben. " dedim. Kollarımı danışman masasının üstünde kavuşturdum.

Kıkırdayıp iki yana kafasını salladı. "Geç hadi Yağız abi, genel müdür seni bekliyor. " kafamı sallayıp üst kata giden merdivenlerden hızlıca çıktım.

Sağ üstte büyük, beyaz harflerle ' Cüneyt DEMİR' Yazısı olan kapıyı tıkladım iki kere.

'Gir' komutu gelince beklemeden içeri girdim. Cüneyt bey beni görünce gülümsedi.

KARDEŞ // - BXBDonde viven las historias. Descúbrelo ahora