Seungmin'in Anlatımıyla:
Eve geldiğimden beri ağlamaktan hiçbir şey yapamamıştım. Kardeşlerim için çok endişeliydim. Bir de o adama ihanet etmek istemiyordum. Ne yapacağımı bilemez durumdayım...
Bir anda telefon çalmaya başladı. Arayan kişi Yoong-Sook piçiydi.
"Ne var?"
"Ne o Seungmin paşam agresifiz galiba biraz."
"Kes. Ne olduğunu söyle."
"Neyse seninle uğraşmak istemiyorum. Sana bir konum attım Chan şu an orada onun yanına git çabuk."
Telefonu yüzüne kapattım.
Kafeye girdiğimde Chan'in en köşede oturduğunu görmüştüm. Yolda gelirken ne yapmam gerektiğini düşünmüştüm. Ama hiçbir şey bulamamıştım.
Önündeki yerin boş olduğunu gördüm. Aklıma bir şey geldi sanırım...
Önünden geçip tam karşısına oturmuştum. Beni fark etmedi. Garsonu çağırmıştım.
Bir anda bana baktı. Ağzını oynattı orada Min dediğini anlamıştım.
Hemen yerinden kalkıp benim yanıma geldi. Bir şey diyecek gibi oldu.
"Beni serbest bıraktın?"
"Evet..."
Ben bir şey daha soracak olduğumda sözümü kesti.
"Seni o zaman serbest bırakmasam daha sonra zaten serbest bırakacaktım."
"Hımmm..."
Biraz soğuk davranıyordu...
"Senden bir şey isteyeceğim..."
"Nedir?"
"Bana bu mafyalık işlerini öğret."
"Ne?"
"Yani demek istediğim silah kullanmayı falan öğret."
"Ama ya zarar görürsen?"
"Sen onları düşünme dediğimi yapacak mısın?"
"Hımmm... Tamam. Sana bunu öğreteceğim. Bizim guruba hoşgeldin Seungmin."
"Grup mu?"
"Evet."
"Peki o zaman. Anlaştık..."
"Anlaştık"
Chan ile birlikte oldukça büyük bir eve gelmiştik. İçeri girdiğimiz anda salondan sesler gelmeye başlamıştı.
"Ya isteyerek olmadı hyung gelme üstüme."
"İsteyerek olmadı mı? Lan serefsiz yaptığın şey nasıl bir şey biliyor musun sen?"
"Hyung çok özür dilerim affet valla bir daha yapmicam."
"Kes..."
"Sevgilim çocuğu rahat bırak... Boşver onu."
"Hyung Jis doğru söylüyor. LÜTFEN..."
"Sen Jisung'a dua et sen."
"Bizimkiler işte... Bunlar böyle biraz SALAK."
Salona doğru yürüdük.
"Sen burada bekle."
"Peki..."
Chan salona girmişti.
"Gençler buraya bakın!"
"Buyur hyung."
"Size birini tanıtacağım. Artık yeni ekip arkadaşınız."
"Benden habersiz gruba neden birini mi alıyorsun?"
"Min buraya gelebilirsin..."
Salona girmiştim. Ama karşımda nefret ettiğim bir yüzü görmüştüm...
"Bu Seungmin. Bunlar da Changbin Minho Jisung ve Hyunjin."
Hiç bozuntuya vermemiştim.
"Tanıştığımıza memnun oldum."
"Bizde." Demişti Changbin denen adam.
"Ay hoşgeldin. Bana Jis diyebilirsin."
Fazla cana yakın...
"Bende tanıştığıma menun oldum Seungmin."
Jisung o çocuğu göstererek kulağıma yaklaşarak:
"Bu arada o benim sevgilim!"
"Ne güzel"
"Hoşgeldin" demişti pislik Hyunjin.
Ona cevap verme gereği bile duymadan Chan konuşmaya başladı.
"Hyunjin sen Min'e silah kullanmayı Changbin sen dövüşmeyi Minho ve Jisung sizde diğer her şeyi öğreneceksiniz."
"Peki sen?" demişti Hyunjin.
Chan ona cevap vermemişti.
"Bu iki gün biraz tanışın kaynaşın. Sonra bir görev var ona hazırlanın."
Hepsi onaylanmıştı...
Chan'in Anlatımıyla:
Beni takip eden birileri vardı bunu hissedebiliyor hatta görebiliyordum. Çünkü salaklar saklanmakta çok kötüydü.
Ben tam kafenin önünde durduğumda bir ses geldi.
"Efendim şu an bir kafeye giriyor."
Bunlar kimdi böyle...
Biraz kafede oturduktan sonra tam kalkacakken Min yanımdan geçip önümdeki masaya oturmuştu.
Onu görmemizlikten gelmiştim. Ama başarısız olmuştum. Yanına gittim ve tam karşısına oturdum.
Neden bir anda benim yanımda çalışmak istemişti ki? Bu işte bir gariplik vardı... YOKSA O BENİ TAKİP EDENLERLE BİR ALAKASI MI VARDI...
Bir müddet onu izledim. Çok tedirgin ve gözlerindende anlaşılacağı gibi korkuyordu...
Kesinlikle bir şey oldu ve o beni takip edenlerle Seungmin'in bir alakası vardı. Bunu öğrenecektim...
***
Merhabalar ben geldim
Pek istemeyerek yazdım o yüzden kötü olmuş olabilir
Moonbin'den beri iyi değilimde
Şarkıyı öylesine koydum dinlemek isterseniz siz bilirsiniz
Neyse beğenip beğenmemek sizde
Sonraki bölümde görüşmek üzere
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eski Aşıklar ~Chanmin~
FanfictionChan Seungmin'i kaçırır ama Chan'ın bilmediği şeyler vardır. "Seungmin Chan'ı asla ölümle burun buruna getirmek istemezdi çünkü ona çok aşıktı. Ama Seungmin o kadar büyük bir ikilemdeydi ki ne yapması gerektiğini bilmiyordu..." "İyi geceler sevgili...