thirty six'

42.8K 4.4K 1.4K
                                    

"Kornaya bas kornaya! Ez! Üstlerine çık!"

Önde oturan Bambam bahçe kapısının önünde dikilen Eunwoo ve Jungkook'un önlerine doğru yavaşlayan arabayla sürücü koltuğuna uzanıp kornaya basarken Taehyung boştaki koluyla üstüne eğilen arkadaşını itmişti.

"Ezmedin ya of."

Arkadaki Jimin'se telefonuna bakıp olaylarla ilgilenmezken Taehyung ikilinin önünde durdurduğu arabayla dudak içini ısırıp hızlanan kalbiyle sevgilisine baktı.

Siyah tişörtü, içine kattığı yüksek bel ve bol mavi kotuyla kollarını göğsünde bağlamış, kakülü alnına uzanan saçları, kocaman gözleriyle direkt kendisine bakıyordu. Çok güzeldi.

Bu güzelliğiyle gözlerini devirerek bakışlarını üzerinden çektiğinde Taehyung gülecek gibi oldu. Ergen dediği için trip yiyordu ki haklıydı galiba Jungkook. Arabanın arka kapısı açıldı, Eunwoo ortaya oturmak istemediği içinse ilk Jungkook bindi. Eunwoo da binip kapı kapandığı Jungkook Jimin ve abisi arasındaydı.

Telefonunu bırakan Jimin'le Jungkook selamlaşırken Eunwoo arkasında oturduğu Bambam'ın kafasına hafiften vurmuş, arabada bağrışmalı selamlaşmalar yükselmişti.

"Sen de hoşgeldin, şeytan. Yine iyisin ezmedik seni."

Bambam omzu üzerinden bakıp selamladığı Jungkook'la Eunwoo tarafından kafasına yine şaplak yerken sinirle arkaya bakmıştı. Eli kafasının arkasını ovalayarak önüne dönerken beklemediği şey sinirle kendisine bakan Taehyung'du. Sorgularcasına 'ne yaptım' diye düşünürken Taehyung önüne dönmüştü.

"Gidelim hadi. Yoongi'nin yemek yapmıştır umarım. Yedim aslında ama acıktım yine."

Eunwoo konuştuğunda çoktan harekete geçen arabayla Jimin derin bir nefes almış, gözlerini devirmişti duyduğu isimle. Yoongi onu sinir ediyordu. Beş ay öncesine kadar çok yakınlarken şimdi gidesi bile yoktu evine. Jungkook gitsin diye gidiyordu. Kuzeninin arkadaşı resmen kendisine açılmıştı. O günden sonraysa toksik olaylar aralarında boy verip durmuştu.

"Ben de açım! Olmadı kendimiz bir şeyler yapar ya da söyleriz."

Bambam'ın cevabıyla Eunwoo ve ikisi sohbete başlarken Jimin yeniden telefonuna gömülmüş, Jungkook ve Taehyung ise sessizdi. Arkada kısık sesli bir müzik vardı.

Jungkook birbirine bastırdığı diz kapakları, ısırıp durduğu dudak içi ve büyük gözleriyle dikiz aynasına baktığında göz göze geldiği siyahlıklar irkilmesini sağladı.

Taehyung iki saniyede bir kendisine bakıp duruyordu.

Midesi heyecanla burkulurken vücudu kasılmıştı. Yanındaki abisi zaten arabaya bindiklerinden beri kendisini gererken bir de Taehyung'un bakışları çıkmıştı.

Kırmızı ışıkta durdular, Taehyung koltuğa yasladığı kafasıyla tam anlamıyla Jungkook'u izlemeye başladı. Jungkook da çekinmeden kendisine bakarken dudağı hafif havalanır gibi olmuştu.

Jungkook gülmeden hemen tutmuştu ama kendisini. Tripliydi. Ergen demişti Taehyung kendisine. Öyle olsa bile söylenilir miydi bu? Bir de sevgilisi söylüyordu yani! Önden yansıyan arabanın kırmızı fren ışığının aydınlattığı, sadece siyah gözlerini gördüğü sevgilisine sinirle bakmaya çalıştı.

Taehyung da alt dudağını üst dudağının altına alıp keskin gözleriyle bakmaya devam ederken heyecanlıydı. Jungkook sinirli bakmaya, gülmemeye çalışıyordu ama gözleri tam anlamıyla gülüyordu.

"Lan yandı, ilerlesene."

Arkadan gelen korna sesi ve Bambam'ın ikazıyla ikisi de irkilirken Jungkook bakışlarını hızla kucağına eğmişti. Kalbi ağzında atıyordu! Korkmuştu.

where is ur brother? |taekook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin