25: beni de diğerlerini sevdiğin gibi sevmek çok mu zor geldi sana

6.1K 1.1K 606
                                    

bazen duz yazıdan yalnızca bu kdr kacabılırsın ırem... ıste burdayız

(♡)

"lan ben yokken değiştirmişler bahçeyi hemen!"

hyunjin yanımda haykırışlarını sürdürürken ben de insan olduğum süreçte neredeyse ezberlediğim bahçeyi izliyordum duvara yaslanmış bir şekilde.

buraya gelene kadar çok fazla sıkıntı atlatmıştık, hyunjin pek yorulmuş gibi durmuyordu gerçi ama iki üç tane günah yazacağı defteri kaybettiği için saatlerce onu aramak ile uğraşmıştık.

bir de sokakta gördüğü insanlara selam vermesi vardı tabii, gözükmediğini söylememe rağmen arada bir telefonunun ekranından saçlarını düzeltip makyajını tazeliyordu.

ve işte buradaydık, changbin'in yazlığının bahçesinde. hyunjin'i de ilk defa bu kadar durgun görüyordum.

yine bağırıp çağırıyordu tabii ama yüzündeki o haylaz ifade yoktu artık. eliyle havuz başındaki eşyalara dokunurken ara sıra çenesi titriyor gibiydi.

"jeongin'in en sevdiği renk siyah. nasıl oluyor da bu kadar eğlenceli, kıpır kıpır ve sevimli birisi en sevdiği rengi siyah seçebiliyor... anlamıyorum hiç."

sesi titriyor.

ve ağlamak üzere olduğunu hissettirmemek için saçma şeylerden bahsedip duruyor.

"bu salıncakta da beraber sallanırdık hep. son zamanlarda böyle bir aktivite yaptık mı hatırlamıyorum gerçi... sen hatırlıyor musun?"

dolmuş gözleriyle bana baktığında ben de burnumu çektim birden. "ben nereden hatırlayayım?" diye çıkıştığımda da gözlerini devirip ön tarafa doğru ilerlemeye başladı.

"camdan bakacağım sadece. ne durumda olduğunu merak ediyorum."

"hyunjin," dedim durup bana dönmesini sağlar bir şekilde. "gülüp eğlenecek hali yok ya çocuğun."

söylediğim şeyden sonra cevap vermeyip ilerlemeye devam ettiğinde nefesimi hızla dışarı verip onu takip ettim.

bahçeyi döndüğünde camla kaplı duvardan içerideki changbin ve jeongin'i gördüğünde duraksadı önce. ben de arkasında kaldığım için ne tepki vereceğini bekledim. bir eliyle kenardan destek aldığında yanına adımlayıp içeriye baktım hemen.

jeongin elinde tuttuğu oyun konsolunu sallarken changbin'in göğsüne yatmaya çalışıyordu. bunu yaparken ikisi de gülüştüğü için hyunjin'e çevirdim bakışlarımı.

sanırım günün ilk gözyaşı o an akmıştı gözlerinden. ne yapacağımı bilemez bir şekilde sırtını okşamaya başladım. benim için de garipti bu durum, kimseyi teselli etmemiştim çünkü daha önce.

"hyunjin." diye mırıldandığımda elini hemen gözüne götürdü ve uzaklaştı benden. tekrardan bahçeye adımlamaya başladığında anlamsız bir şekilde peşinden gidip bir şey demesini bekledim ama o sadece "neyse." dedi kısık bir sesle. "bu yazlığa bir ölü bile fazlaymış."

&

[christopher - minho]

christopher
isiniz bittiyse geri dönün la
gezip duruyonuz sabahtan beri

minho
iksir odasının
şifresi mi değişti

christopher
?

minho
bir daha
sormayacağım

christopher
oo pasam tersimizden
uyandık bugun galiba

cupid ✓Onde histórias criam vida. Descubra agora