{☆《 9 》☆}

464 52 78
                                    

Wooyoung-

İki gün geçmişti, San'ın babamı dövüp tehtid etmesinin üzerinden. Sonra ne mi oldu? En hızlı şekilde taşındık. Babam bizim evi satılığa çıkarmıştı çoktan. Dün bir hışımla bavullarımızı alıp geldik buraya. Mobilya falan demiyorum çünkü her şey gıcır gıcırdı.

San ve benim odam yan yana aşağı kattaydı. Yeni evli çiftimizin odası ise yukarıda tek başınaydı. İki katlı evde üç boş oda daha vardı biri aşağıda ikisi yukarıda. San'ın annesi "Yukardaki odalardan birini çocuk odası yaparız" diye ortaya bir fikir attığında babam ne kadar güzel bir düşünce olduğunu belirten yüzlerce cümle sıralamıştı. Benim yüzümde mimik oynamazken San bana bakarak gülümsemişti.

Hayat ne garipti değil mi? Birbirimizi düşman olarak gördüğümüz çocukla kardeş olmuştuk. Ha bu gün olanlar mı? Hemen anlatayım.

Çiftimiz sabahın köründe evden çıktı geri geldiklerinde ikiside giyinmiş hazırlanmış, gitmeye hazırlanıyorlardı. San'ın bağırışına uyandım. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Anladığım tek şey bu çocuğu bağırtmaktan zevk alıyorlardı. Ayaklarımı sürüyerek odadan çıktığımda pijama ve dağınık saçlarıyla ne kadar tatlı dursa da bir arslan edasıyla kükreyen San'la gözgöze geldim.

"Gel Wooyoung gel. Gel de yangından mal kaçırır gibi evlenen ebeveynlerimize bak!"

San'ın yanına doğru yürüdüğüm de Bayan Choi'yi gelinlikle babamı da damatlıkla görmüştüm. Şaşkınlıkla ağzım açık kalırken gözlerim dolmuştu. Boğazımda ki yumruyu yutmaya çalışırken konuştum

"Cidden mi? Hemen mi?"

"Bekleyecek miydik canım oğlum?"

Babamın sesini duymamla yerimde sıçramıştım. Bu adam sadece beni döverken canım oğlum derdi, bunun bir tehtid olduğunu anlayıp hemen pısmıştım. Kendimi San'ın arkasına doğru saklamaya çalıştığımda annesinin gelinliğine baktım. Gerçekten çok güzel duruyordu ve bu beni daha da duygulandırıyordu, kendi annem gelmişti aklıma.

San sinirle arkasına dönüp ellerini saçlarına geçirdiğinde gözgöze geldik tekrar. Kızarmış gözleriyle karşılaşınca yavaşça ona doğru yürüyüp elimi sırtına koydum. Hiçbir şey söylemeden odasına doğru yürürken umarım arkamdan geliyordur dedim kendi kendime.

Odaya girdiğimde kapının arkamdan kapanmasıyla yüzümde hemen bir gülümseme belirmişti. Tekrar ciddileşerek arkamı döndüğümde San sandalyesine oturmuştu. Başını arkaya atıp boynunu gözlerimin önüne sererken yutkunduğunda hareket eden boğazına takılı kaldı gözlerim.

"Ne yapacağız?"

San konuştuğunda gözlerimi boynundan zorlukla çekmiş, bana bakan gözlerine bakmıştım.

"Bilmiyorum"

"Tamam o zaman evlensinler"

Oflayarak ayağa kalkıp yatağına ilerledi. Kendini yatağa bırakırken yastık olmak istedim- bu başka bir şey daha sonra düşüneceğim bunu.

"Anneni seviyorum... güzel kadın, içi dışı bir, sesi güzel, davranışları iyi, fiziği güzel-"

"Anneme mi yürüyorsun lan!"

"Hayır lan saçmalama! Annen iyi biri yani onu söylemeye çalışıyorum"

Gülerek tekrar yattığında yanına oturdum.

"Benden önce annem bi kıza hamileymiş. Mantıken ablam oluyor. Ama babam çocuğun kendinden olmadığını iddia edip bebeği aldırmasını istemiş. Tabi annem kabul etmemiş.

Fratellastro [WOOSAN]Where stories live. Discover now