{☆《 24 》☆}

360 33 15
                                    


San-

Hastaneye geldiğimizde Wooyoung hala bana bir şeyler anlatıyordu. Ne kadar kötü olduğumu, onu ne kadar çok korkuttuğum hakkında bana bir sürü laf ediyordu. Sadece şaka yaptığımı söylesem bile kendi bildiğini okuyordu.

Annemin odasının önünde durduğumuz da Wooyoung'ın elini tuttum "Girmesek mi acaba?" Gülme krizine girecek gibi baktıktan sonra "Korkma ben yanındayım" dedi. Derin bir nefes alıp 

içeri girdik.

Annem çoktan uyanmıştı. Elinde bu ayın magazin dergisi ve önünde de bir bardak portakal suyu vardı. Kapı sesini duyduğunda dergiyi aşağı indirmiş, bizi görünce de tamamen kapatmıştı.

"Oo beyler, demek bir anneniz olduğu aklınıza geldi"

Wooyoung hemen elimden kurtulup annemin yanına koştu "Olur mu öyle şey, anne."Wooyoung ilk defa annemin yüzüne karşı 'anne' demişti. Tabi kadında şok olmuştu. Ama annem şokunu hızlıca atlatıp Wooyoung'ın saçlarını okşayıp sarıldı. İkili sarılmaya devam ederken, annem "San, Youngie'me iyi bakıyorsun değil mi?" Diye sorduğunda, sorusunun içerisinde küçük bir tehtid olduğunu da anlamıştım.

"Bakıyor anne. Hatta dün gece-"

Wooyoung'ın konuşmasını engelleyip diğer tarafa geçtim. Eğilip anneme sarıldığımda diğer koluyla bana sarılmıştı. İkimizinde saçlarını öpüp "Birbirinize iyi bakın, her anlamda." Dediğinde Wooyoung'la gözgöze gelmiştik.

Odanın kapısının açılmasıyla birlikte üçümüzde bakışları oraya dönmüştü. Baş hekim odaya girdiği zaman doğrulup saygıyla selamladım.

"Konuşmamız gerekiyor, San."

Baş hekim annemin arkadaşıydı. Anneme göz kırptıktan sonra odadan çıktı. Annem ve Wooyoung'a son kez bakıp bende doktorun peşinden çıktım.

"Bay Jung'un cenaze törenini düzenleyeceğiz. Ben her şeyle ilgilendim, sadece Wooyoung'ı 

aşağı indir ve gelen misafirleri karşılamasını sağla"


"Teşekkür ederim"

Tekrar eğilip selam verdikten sonra içeri geçtim. Annem ve Wooyoung farklı bir pozisyonda sarılmaya devam ederlerken ünlü insanların dedikodularını yapıyorlardı.

"Meleğim biraz gelsene"

İkiside aynı anda bana baktığında şaşırdıklarını anlamıştım. Omuz silkip tekrar seslendim 

"Wooyoung gel güzelim"

Wooyoung saf saf bana bakarken annem olayı anlamaya çalışıyordu. İkimizede garip bakışlar 

attığında Wooyoung kalkıp yanıma geldi.

"San! Annen burada farkında mısın?"

Bana iyice yaklaşıp konuştuğunda kolundan tutup üzerine doğru eğildim. "Biliyorum" diye fısıldayıp dudaklarından etkili ama kısa bir öpücük çalıp geri çekildim.

Wooyoung yüzüne aptal bir sırıtış yerleştirip dudaklarına dokunurken annem ağzı açık kalmış bize bakıyordu. "Siz" dedi, devamını dinlemeden Wooyoung'ı belinden tutup dışarı çıkardım.

"San" Wooyoung kendine geldiğinde nihayet konuşabilmişti. "Annenin yanında... beni öptün!"

"Öpemez miyim?"

"Choi San!"

Gülerek baktığımda siniri yumuşamıştı. Wooyoung bana sinirli kalamazdı ki biliyorum. Söylemem gereken şey aklıma geldiğinde gülümsemem yüzümde donarken nasıl söylemem gerektiğini düşünüyordum.

Fratellastro [WOOSAN]Where stories live. Discover now