{☆《 19 》☆}

382 38 16
                                    

Wooyoung çoktan müdürle konuşmaya başlamıştı bile "Bizi çağırmışsınız hocam"

Müdür hafifçe öksürüp polisleri gösterdi "Polis beyler sizinle konuşmak için geldi"

"Ne hakkında konuşmak istiyorsunuz?"

Wooyoung konuşurken bende acaba ne bok yedik diye düşünüyordum.

"Hastaneden geliyoruz, kaza yapan bir araç var ve hastanede ki hanımefendinin en son aradığı kişi 'Youngie' ve 'Sannie', siz misiniz?"

Polisin konuşması ile düşüncelerimden sıyrılıp cevap verdim

"Evet biziz de, ne alaka polis bey? Tam anlatın ne oluyor?"

"Bizimle hastaneye kadar gelseniz daha iyi olur"

Adamın karşımda çok normal bir şey söylüyormuş gibi rahat rahat durmasına sinirlensemde tepkimi belli etmemeye çalışıyordum.

"Bana tam olarak ne olduğunu söyleyin"

"San neler oluyor?"

Wooyoung'ın sorusuyla bakışlarımı şaşkınlık fışkıran gözlerine yönelttim. Bilmiyorum anlamında omuzlarını silktiğimde tekrar polise döndüm

"Bir şey varsa söyleyin kardeşim"

Polis müdüre, müdür bana ben polise bakıyordum. Sinirlerim iyice yükselmişti. Bağırarak polisin üzerine yürüdüm

"SÖYLENİZE LANN"

Wooyoung kolumdan tutup beni geri çekti "San dur"

Nihayet anlatmaya başlayan polisle gözlerimi meleğimden çekip ona dönmüştüm.

"Bir araç kaza yapmış, çift olduğunu düşünüyoruz. Adam ölmüş, kadın da ameliyata alınmış-"

"NE DİYORSUNUZ LAN! YOK ÖYLE BİR ŞEY! KAZA FALAN YOK"

"Daha fazla bilgi veremem, bizimle hastaneye gelseniz iyi olur"

"BIRAK BENİ WOO YALAN SÖYLÜYORLAR"

"Lütfen beyefendi... zorluk çıkarmayın, sadece tanıdığınız biri olup olmadığını öğrenmeye çalışıyoruz"

"DAHA YENİ KONUŞTUM BEN! Wooyoung ne diyorlar duyuyor musun"

Sinirlerim bozulduğu için gülerek Wooyoung'a baktığımda endişeli gözlerle bana baktı. Yüzümdeki ifadeyi sildiğimde tuttuğu koluma iyice yapışıp bana daha çok yaklaştı

"San sakin ol belki yanlıştır, belki annen değildir. Bi gidelim, bir şey olmayacağına eminim"

"Hayır daha yeni konuştum. İmkânsız!"

Hala kabullenemiyordum ve Wooyoung pes etmeden beni ikna etmeye çalışıyordu.

"Tamam evet yeni konuştun, San sakin ol ve gidelim"

Yorgun gözlerini kızarmış gözlerime diktiğinde onu daha fazla zorlamak istememiştim. Belki annem iyiydi yada hastanedeki kadın annemdi ama şuan tek istediğim Wooyoung'a inanıp panik yapmamaktı.

Başımı yavaşça salladığımda Wooyoung elimi sıkıca tutmuş, kapıya doğru yönelmiştik. Ne kadar korkmamış gibi davransam da dizlerimin bağı çözülmüştü.

"Gel tutun bana"

Sendelerken Wooyoung elimi kendine doğru çekip kolumu omzuna koymamı sağlamıştı. Yüzümü boynuna bastırıp kokusunu içime çektim.

Boğuk çıkan sesimle "Düşündüğüm şey olmasın Wooyoung" dedim.

Saçlarımı okşarken "İnan bana lütfen... Gidelim hemen hadi" diyerek tekrar yürütmeye çalıştığında dudaklarımın yanında duran beyaz ve pürüzsüz boynuna küçük bir öpücük bıraktım.

Fratellastro [WOOSAN]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin