{☆《 10 》☆}

450 53 60
                                    

Wooyoung-

Kuaföre geldiğimizde arkadaşının olduğunu ve rahat olmamı söyledi. İçeri girdiğimizde yan yana koltuklara oturduk. Nasıl bir model istediğini arkadaşına anlatırken gerçekten çok yakın duruyorlardı.

"Sen nasıl bir şey istersin Wooyoung?"

Adının Soobin olduğunu öğrendiğim dükkan sahibi bana sorunca oturduğum yerde dikleştim. Uzun zamandır aklımda olan bir şeyi söyleyecektim.

"Ben... şey..."

İkiside bana meraklı gözlerle bakarken "Boya istiyorum" dedim. Kızmalarını beklemiştim. 'Boyatamazsın' 'Piç mi olacaksın' 'Millete özenme' falan diyecekler sanmıştım. Ama ikiside çok normal bir şey söylemişim gibi başlarını salladılar olumlu anlamda. Belki de normal bir şey söylemiştim?

Soobin açıcıyı hazırlamak için gittiğide  "Neden kızmadınız?" diye sordum. San ciddi olup olmadığımı sorgulayarak bana baktığında "Neden kızalım ki?" dedi.

"Babam hiç izin vermezdi. Her izin almaya çalıştığımda bir ton laf yiyordum üstüne birde-"

"Bundan sonra baban yok ben varım. Bir şey istersen ona değil bana soracaksın."

"Peki hyung"

Iyy ıyy Woo sevdiğin çocuğa da hyung demezsin ya. Alt tarafı dört ay var aranızda ağzıma sıçıyım- lan San gülümsüyor lan

"Hoşuna mı gitti hyung demem?"

"HmHm"

Soobin elinde açıcıyla geldiğinde başka birisi daha gelip saçımı taramaya başlamıştı. San gözlerini benden çekip yeni gelen çocuğa baktı.

"Uzun zaman oldu Yeonnie"

"Ah Sannie... hala iyi zevklerin var"

Gözüyle beni işaret ederken karşımdaki aynadan ne yaptıklarını çok rahat görüyordum. Mesela San'ın da beni işaret ederek göz kırpması gibi. Soobin açıcıyı saçıma sürerken San ve diğer çocuk sarıldı. Kim lan bu şıllık?

"Soobin... kim bu vatandaş?"

Merakla sorduğum soruya gülerek cevap vermişti Soobin "Sevgilim, Yeonjun" Kaşlarımı çatarak ikiliye sert bir bakış attığımda Soobin kulağıma eğilip "Eskiden çok yakınlarmış. Bazen çok kıskanıyorum. Düşünsene çocukken o kadar yakınlarmış ki birlikte banyo bile yapmışlar" Duyduklarım tükürüğümün boğazıma kaçmasına neden olmuştu. Öksürürken neden bu kadar kıskandığımı düşündüm.

"Wooyoung iyi misin"

San endişeyle yanıma gelip sırtıma vurdu yavaşca. Muhtemelen onlara gittiğimiz ilk gün olan şey aklına gelmişti. Zorlukla iyi olduğumu söylerken eli vurmadan okşamaya geçti. Nefesimi toplamaya çalışırken San'ın gözlerine baktım. Tabi ki kötü bir fikirdi nefesim daha çok kesiliyordu.

Bakışmamızı bölen Yeonjun adlı şıllı- çocuğun "Romantizminizi bölüyorum ama boyaya geçelim. Ne renk istiyorsun Wooyoung?" Demesiydi. Gözlerimi tekrar San'a çevirdim. Güven verici bir şekilde gülümsediğinde kendimden emin bir şekilde "Kırmızı" dedim.

"Çok cüretkar"

"Çok seksi olur"

"Of çok ateşlii"

"Hadi yapalımm"

Yeonbin ikilisinin sıraladığı cümleler sayesinde egom yükselmişti. San'a baktığımda ellerini cebine koymuş dudağının içini ısırıyordu. "Olmaz!" dedi bu güne kadar asla bu kadarını duymadığım en kesin sesiyle. Bu sefer ikna edemeyeceğimi anlamıştım. Masum bakışlarımla başımı yana eğdiğimde mimik kıpırdamamıştı.

Fratellastro [WOOSAN]Where stories live. Discover now