°•2•°

525 55 139
                                    

Bu bölüm zaten taslaktaydı beklemesin boşuma dedimm

İyi okumalarr~

Hava iyice kararmışken saat gece yarısına yaklaşıyordu. Bir elim benden izinsiz onun yumuşacık saçlarını okşarken gözlerimi zorla çekmiştim ondan. Geniş pencereden etrafta başka bir ışık olmadığı için iyice belirginleşmiş yıldızlı gökyüzünü izlerken ilgimi ondan çekme çabamın intikamını saçlarından ayrılamayan elim alıyordu.

Saatlerdir tek bir soru geçiyordu aklımdan. Ne yapıyordum Tanrı aşkına? Normalde yapacağım gibi niye sadece geçip gitmemiştim ki? Bana ihtiyacı yoktu, etrafındaki kalabalık elbet onu hastaneye bir şekilde yetiştirirdi. Ben niye çekilmiştim ona birden? Asıl merak ettiğim ise bu yeniliğin hayatıma nasıl bir etki bırakacağıydı.

Bu hayatta yenilikler korktuğum nadir şeylerdendi. Sonuçlarını ancak tahmin edebilir asla emin olamazdınız çünkü. Şimdi burada yanımda mışıl mışıl uyuyan yenilik nasıl bir sonuç verecekti?

Ben kafamda dönüp duran sorular yüzünden sıkıntılı bir nefes çekerken saatlerdir ilk kez bir ses duyuldu ondan. Acı bir inleme döküldü dudaklarından, sesle ona döndüğümde alnının boncuk boncuk terlediğini gördüm. İçime endişe sızarken hafifçe doğruldum.

"Dori-ya... Dori."

Hafif pürüzlü kar tanesini andıran sesi kulaklarıma dolarken söylediklerini anlamlandıramamla kaşlarımı çattım. O güzel sesini biraz daha duymak isterdim ama yerini sadece acı dolu sızlanmalar aldı.

"Şşş... Bir şey yok."

Onu nasıl rahatlatabilirdim bilmiyordum ama deniyordum işte. Ben saçlarını okşamaya devam ederken tekrar daldı derin uykusuna. Sırtımı tekrar yatak başlığına yasladığımda bu sefer ne olursa olsun ayırmadım gözlerimi üstünden. Tabii uyuyakalana kadar...

・●・○・●・

Sabah elimin üstünde hissettiğim elle anında gözlerimi açarken ağrıyan boynumu görmezden gelerek gözlerimi ona çevirdim. Yüzü ağrıyla kasılmışken elini ağrıyan başına götürdüğünde gece saçlarında dinlenen elime çarpmıştı anlaşılan. Uzun kirpiklerini birkaç kere kırpıştırırken sonunda tamamen açtı. Büyük parlak irisleri beni karşılarken afalladım bir an güzelliğine.

Uyurken bile güzel görünen yüzü mükemmel gözleriyle tamamlanmış gerçek bir meleğe benzemesine sebep olmuştu. Artık onun gerçek olduğuna kimse inandıramazdı beni. Gözleri birkaç saniye etrafta dolanmış sonunda ona yukardan bakan gözlerimle buluşmuştu. O şaşkınlıkla büyüttüğü gözlerle bana bakarken aklımdan kim bilir neler geçiyordu...

Birden korkuyla yerinde dikleştiğinde acıyla bağırıp ellerini başına götürmüştü. Endişeyle yatakta ona yaklaşırken fazlasıyla ağrısı olduğunu farkederek hızla yerimden kalkıp odadan çıkmış karşıma çıkan ilk kişiye doktoru çağırmasını tembihleyerek odaya geri dönmüştüm.

Minho'nun ayağa kalktığını gördüğümde aceleyle ona yaklaşıp ne yapacağımı bilemeyerek gelin tarzı kucakladım. Ayağının üstüne basmaması gerektiği bilgisi beynimdeki kırmızı alarmları çaldırırken ne yapacağımı şaşırmıştım. Gözleri mümkünmüş gibi daha da büyümüş bu sefer şaşkınlığın yanına büyük bir korku eklenmişti. Tanrım... Çok yanlış anlaşılıyordum şu an.

"Şey... Doktor ayağa kalkmaman gerektiğini söyledi. Kazada bileğin yerinden çıkmış da..."

"Ne?! Ne kazası?"

Crazy•° HyunHoWhere stories live. Discover now