°•16•°

398 43 56
                                    

Dün bitirmek istemiştim ama olmadı maalesef

İyi okumalarr

Hyunjin:

"Ya bana dokunmasana! Küsüm ben sana hâlâ..."

"Ama Minho sen tuttun benim elimi..." Artık ne istediğini o kadar çözememiştim ki sesim yorgun ve mızmızlanır gibi çıkmıştı.

"Ben senin elini tutabilirim ama sen benim elimi tutamazsın." Onu dinleyip elimi bollaştırdığımda artık sadece onun küçük eli üç parmağımı sıkıca tutar konumdaydı. O kadar sevimliydi ve "küsme kuralları" o kadar çocuksuydu ki ağzımı açıp da bir kere itiraz edesim gelmiyordu.

Koridorda yürümeye devam ettiğimizde karşıma çıkan arkadaşımla duraksamış öyle genel bir sohbet etmeye başlamıştık. O da benim mafyamın adamlarından biriydi. Ama en başından beri yanımda olması ve bana sadık olmasıyla yakın arkadaşlar haline gelmiştik. Tabii yine de bana karşı olan saygısını korurdu.

Biz sohbete daldıkça Minho'nun sıkılmaya başladığını hissediyordum. Onun oflamalarını duyarken aynı zamanda parmaklarımla oynayan küçük zarif parmaklarını hissediyordum. Biz sonunda vedalaştığımızda Bomin yoluna devam ederken Minho derin bir iç çekerek karşıma geçmiş kollarını belime sarıp başını göğsüme yaslayarak bana sarılmıştı.

Yine bana kızacağını bildiğim için refleks olarak ona sarılmaya kalkan kollarımı son anda durdurmuştum. Başını göğsüme sürterek bana sırnaşması yüzünden ona dokunmamak için dudağımı sertçe ısırmam gerekmişti. Bu kadar güzel bir bebeğe sahip olmanın her zerresi fazlasıyla zor ama bir o kadar da mükemmeldi.

"Ya! İlgilensene benimle!" Şaşkın bakışlarımı ona çevirdiğimde dalga geçip geçmediğini anlamaya çalışıyordum ama gayet ciddi gözüküyordu...

"Bebeğim sen demiyor musun bana dokunma ben sana küsüm diye?!"

"Şimdi de benimle ilgilen diyorum Hwang! Bir sorun mu var?!" Sabır dilercesine iç çekerek aniden kollarımı beline dolayıp onu havalandırdığımda ağzından küçük bir çığlık koptu. Onu hızla dibimizdeki çalışma odama sokmuş büyük deri koltuğa yatırarak üstüne çıkmıştım.

"Beni mi sınıyorsun güzelim?"

"Evet, nereden anladın?" Oyuncu  bir tavırla cevap verdiğinde fazlasıyla eğleniyor gibi gözüküyordu.

"Peki... Şimdi sana dokunup seninle güzelce ilgilenebilir miyim bebeğim?"

"Hmm... Bilemedim şimdi..." Suratına bıkkın bir ifadeyle baktığımda kollarını boynuma sarıp yüzlerimizi dip dibe getirmiş dudaklarını benimkilere sürtüyordu.

"Senin hiç tanımadığım bir tarafını keşfediyor gibi hissediyorum..." son iki üç gündür sürekli aklımdan bu geçiyordu. Son zamanlardaki halleri... Nasıl desem? Fazla çekiciydi.

Tabii o her zaman çekiciydi ama bu farklıydı. Öncesi gibi saf güzelliği ve sevimliliğiyle değil de istekli tavırlarıyla çekiyordu beni. Özellikle dün geceki hali... Neye uğradığımı şaşırmıştım. Hayatım boyunca bu kadar zorlandığımı hatırlamıyordum. Ona dokunmamak çok zordu ama onun o dominant tavırlarını izlerken kendimden geçiyordum resmen.

"Bilmem... Bu tarafımla ben de yeni tanışıyorum. Seninle birlikte tanıyorum onu. Çünkü onu yaratan sensin. Sana karşı öylesine büyük bir doyumsuzluğum var ki kendimi tanıyamıyorum."

"Desene birlikte değişiyoruz. Seni tanıdığım ilk günden beri yeni bir tarafımı keşfediyorum Min... Bunun sonu nereye varacak?"

"Bilmiyorum... Ama aramızda öyle büyük bir kıvılcım hissediyorum ki sonunda ikimizi de yakacak gibi..." dudaklarıma bakarak fısıldadığında daha fazla dayanamayarak birleştirdim dudaklarımızı.

Crazy•° HyunHoDonde viven las historias. Descúbrelo ahora