°•15•°

444 47 33
                                    

Bu saatlerde bölüm atmak huy oldu bende heralde...

Uyarayım koyduğum ikinci işaretten (・●・○・●・) sonra birazcık azıcık ufacık cinsel içerik olabilir

Hyunjin:

Tahmin ettiğim gibi gelen Changbin'di. Bizim son ziyaretimize cevaben minik bir iadeiziyaret gerçekleştirmek istemişti aklınca. Tabii ki havlıyordu sadece. Bir şey yapabileceği yoktu. Onun gibi yeni yetme kendini mafya sanan çocuğun tekini ciddiye alacak değildim. Benim yönettiğim mafya teşkilatı fazlasıyla köklüydü. Babadan oğula devralınmıştı.

Onlar arabalarına geri binip gittiğinde derin bir nefes alarak içeri yönelmiştim. Onun dediklerini gram umursamazdım aslında ama son söylediği nedensizce aklıma takılmıştı. 'Tatlı bir tesadüftü Hyunjin... Ama sana pahalıya mâl olacak bir tesadüf...' Ne demek istemişti? İstemsizce Minho için endişelenmeye başlarken bunun sadece benim fazla endişeden kaynaklanan paranoyam olmasını umuyordum. Nereden bilebilirdi ki sonuçta?

Hızlanan adımlarımla sonunda odaya geldiğimde hızla kilidi açıp içeri girmiştim. Anında boynuma sarılan kollar gülümsememe neden olurken o saniye geçmeden benden ayrılmış bir iki adım uzaklaşarak hızla gözleriyle vücudumu süzmüştü. Benim için gerçekten endişelendiğini hissetmek kalbimi hızlandırırken bir şey olmadığını fısıldayarak onu tekrar kendime çekmiş sıkıca sarılmıştım.

"Bak ne dedim ben sana? Hiç kimseye hiçbir şey olmadı..." Başını omzundan kaldırıp bana rahatlamış bir gülümsemeyle baktığında birden aklına bir şey gelmiş gibi duraksadı. Yüzündeki gülümseme solarken istemsizce kaşlarım çatılmıştı.

"N'oldu güzelim? Niye düştü yüzün?"

"Sana bir şey söylemem lazım..." Daha yeni rahatlamış bedenim tekrar gerilirken başımla devam et der gibi onayladım onu.

"Sen odadan çıktıktan sonra bir silah sesi daha geldi ya dışarıdan... Ben de sana bir şey olmuşsa diye korkup cama çıktım." İstemsizce kaşlarım havalanıp gözlerim büyürken Minho yüz ifademi görerek daha çok gerilmişti.

"Biri gördü mü seni?!" Onu daha fazla korkutmak istemesemde kendime engel olamıyordum. Changbin'in bundan bahsetmiş olma olasılığı ödümü koparıyordu.

"Evet... Biriyle göz göze geldim. Herkesin önünde duruyordu. Fazlasıyla kalıplı bir adamdı, takım elbisesi diğerlerinden farklıydı. Yüzünü tam seçemedim karanlıktan, muhtemelen o da benim yüzümü tam görmemiştir. Zaten göz göze geldiğimiz gibi içeri girdim."

"Demek bu yüzden o kadar iddialıydı..." Sıkıntıyla iç geçirdiğimde en azından Minho'nun sakinleşmesi için saçlarını okşayıp kucağıma almıştım. Yatağa uzandığımda o da üzerimde uzanıyordu.

"Bir süre seni iyice gözlerden uzak tutmam gerekiyor maalesef."

"Ne yapacaksın? Eve mi kilitleyeceksin beni?" Alayla sorduğu soruya gülerek cevap verdim.

"Hmm evet. Sonsuza kadar evde beraber yaşayacağız. Şaka bir yana, en azında ortalıkta benimle görünmemen en iyisi olur. Buraya girip çıkarken de gizleriz seni biraz."

"Bana ne yapabilirler ki?"

"Emin ol bilemiyorum bebeğim... Bu daha çok endişelenmeme neden oluyor ya zaten... Neyse! Şimdi düşünmeyelim bunları. En son uyuyacaktın sen yorgundun. Uyu hadi..."

"Tamam peki... Şimdi bunları düşünmeyeceksek asıl konumuza gelelim."

"Ne konusu?"

"Ben sana resmen yalvardım ve sen yine de beni dinlemeyip gittin?!"

Crazy•° HyunHoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin