ASEL
özel bölümlerDENİZ
Beş yıl sonra
Asel duştan çıkıp önümden hızla geçerken elimde tuttuğum zarfları masanın üzerine bıraktım. "Biraz yavaşlayabilir misin?" desem de o yine de hızlıca odadan içeri girip makyaj masasına oturdu.
"Atölyeye geç kaldım."
Onun peşinden gittim ve kapının önünde durdum. Omzumu kapının kenarına yaslayıp yüzünü incelemeye başladığımda, "Bana öyle bakma," dedi.
Ellerimi pantolonumun ceplerine sokarken, "Kaçırmak istemeyeceğin şeyler var elimde," dedim. Başındaki havluyu çıkarırken durdu. "Benimle oynama!"
İlk tanıştığımız günün üzerinden yıllar geçmiş ve hayatımızda çok şey değişmişti ama Asel'in kendinden emin sert tavırları aynı şekilde duruyordu. Kaşlarını çatması ve tehditkâr bir şekilde bakması bile üniversite koridorunda bana kızdığı zamanları hatırlatıyordu.
"Ne olduğunu söyle, Deniz." O saçlarını tararken pes ederek, "Postalar geldi," dedim.
Önce bu ona bir şey ifade etmemiş gibi boş boş baktı. Sonra elindeki tarağı bırakıp yerinden kalktı ve yanımdan geçerken vücuduna sarılı olan havluyu sıkıca tuttu. Mutfağa ulaştığında masasının üzerine bıraktığım postaları karışıtırdı.
Bahsettiğim zarfı bulup ellerine aldığında titrediğini fark ettim. En az onun kadar heyecanlı bir şekilde yanına doğru ilerledim. Asel zarfı açıp içinden bir fotoğraf çıkardığında tebessüm ettim.
Ener, Yağız ve Defne bir lunaparkta, atlıkarıncada birbirlerine sarılmışlardı. Üçünün de yüzünde o kadar geniş gülümsemeler vardı ki yaydıkları mutlu enerji âdeta fotoğraftan taşıyordu.
Asel'in başparmağı Defne'nin yüzünde gezinirken ağlamaya başladığını fark ettim. Onu kendime çekip sarıldığımda gözyaşları hızlandı. Asel, "Onu çok özledim," derken saçlarını okşadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASEL
Teen FictionCennetteki ırmağı kirleten her kötülüğe... "Vicdan, varlığında tedirgin ederken yokluğunda ağır gelirdi. En savunmasız anınızda içinizde yükselip tüm bedeninizi ele geçirirdi. Çaresizce geçmişe dönüp vicdanınızı sızlatan anı yok etmek isteseniz de a...