18. Bölüm: Gürültünün Yanılgısı

41.2K 2.5K 3.6K
                                    

"İhanetin sönmeyen ateşine..."

BÖLÜM 18

🎼 Camila Cabello - Real Friends 🎼

1 yıl önce

Yağız'ın kollarında donup kalan sadece bedenim değil aynı zamanda zihnimdi. Kalbim, beynimi düşündüklerim için ayıplarken iki fikir arasında sıkışıp kaldım. Ener, beş yıldır her anımda yanımda olan sevgilim. Eylül, beş yıldır her anımda yanımda olan arkadaşım.

Sevdiğim adamı, sevdiğim arkadaşımı bu şekilde düşünmenin utancı tüm bedenimi sararken başka bir konu olabileceğini hissettim. Ener'in belki de Eylül'ün görüştüğü kişiyi tanıdığını ve bundan rahatsız olduğunu varsaydım. Ener ve Eylül'ün arkadaşlığının benden bile önceye dayandığını, birbirlerine kardeş gibi bağlı olduklarını düşündüm.

İçimde yükselen savaş beni daha çok utandırırken terlemeye başladım. Eylül, karnında bir bebek ile ağlarken benim bu kadar acınası şeyler düşünmem, birilerini suçlamaya çalışmam berbattı. Kendimden nefret etmek istemediğim için ani bir şekilde ayağa kalktım. Yağız'ın kollarından ayrılıp, ''Ener'in peşinden git,'' dedim.

''Nasıl yani?''

''Ne nasıl yani Yağız? Git işte! Öğren gerçek neymiş? Ben de Eylül'ün yanında kalacağım.''

Kafasını sallamakla yetinip evden sessizce çıktı. Her adım sesi kalbime değerken düşüncelerimi durdurmaya çalıştım. Saçlarımı geriye atarak merdivenleri tırmandım. Eylül'ün yattığı odanın kapısını açtığımda Zeynep ablayı yatakta otururken buldum. Bana döndüğünde gözyaşları ile yüzü yıkanmıştı. Şaşkınlık ile onu incelerken gözlerindeki hayal kırıklığı ile titredim.

Tuttuğum kapı kulpunu daha çok sıkarken ayağa kalktı. Yanıma gelip elimden tuttu. ''Sesiniz yukarıya kadar geldi.''

Ağzımı açıp bir şeyler demek istesem de ne konuşacağımı bilmiyordum. Elimi bırakıp yanımdan geçerken beni odada tek başıma bıraktı. Kapıyı arkasından kapatıp sırtımı yasladım. Eylül'ün uyuyan bedenini gördüğümde gözyaşlarım akmaya başladı. Yere çöküp sessizce ağlarken nefesimi düzenlemeye çalıştım.

Ailemize ne diyeceğimi düşünmek daha çok ağlamak istememe neden oldu. Annesi ve babasının tepkisinden o kadar çok korkuyordum ki onu nasıl koruyacağımı bilmiyordum. Eylül ya bebeği aldırmak istemezse? Ya da aldırmak isterse? Hangisi doğruydu? Bir bebeğin canına kıyabilecek cesareti var mıydı?

Dizlerimi kendime çekip kollarımı etrafında doladım. Ener'in tepkisi gözlerimin önüne geldiğinde hıçkırdım. Masum bir bebeğin canı hakkında bu kadar canice yorum yapabilmesi beni parçaladı. Onun acımasız biri olduğunu asla düşünmezken bugün ki tavrı karşısında şaşkındım.

Sessizlik her zaman daha iyiydi. Size güven verirdi. Gürültünün içinde anlam veremediğim bir kargaşa vardı. Yanlış görmemizi ve ani tepkiler vermemizi sağlardı. Eğer sessiz kalırsanız her şeyi daha net görür doğru seçimler yapardınız. Gürültünün içindeki gerçek, yanılgılarla doluydu.

İçimden bir ses Ener'in her şeyi bildiğini söylese de bunu kuru gürültü ile bulamayacağımı biliyordum. Sessizce uzaktan izlemem ve gerçekleri daha net görmem gerekliydi. Yanılmamalıydım. Kalbime güvenmeliydim. Sevdiklerime güvenmeliydim.

Burnumu çektiğim sırada ismimi duydum. ''Asel.'' Eylül, fısıldamıştı.

Ona bakarken gözlerim acıyordu. ''Neden ağlıyorsun?''

ASELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin