Allah bedelsiz ne dünyalık ne de ahiretlik nimet vermez..
Eğer bir nimet verecekse önce onun bedelini ödetir...
Kulunu bir imtihandan gecirir, kulu O'nun istediği gibi sabrederse daha ahirete gitmeden mükafatını verir...
Hani denir ya Zülcelali Vel İkram.. Önce Celalini gösterir sonra ikramlarını..
Hz.ibrahim (as) ateşe düşmeden gül bahcesine giremedi..
Bir tanecik oğlunu kurban etmeye niyet etmeden ikinci oğlu Hz. Ishak (as) verilmedi
Hz.Yusuf (as) kuyuya, zindana düşmeden Mısır'a sultan olmadı.
Hz .Yakup (as) gözleri kör olmadan Yusuf' una kavuşamadı.
Hz.Yunus (as) balıkların karnında kalmadan ümmeti iman etmedi.
Efendimiz (as) Mekkeden çıkıp yıllarca gurbet,hasret çekmeden Mekke fethedilmedi.
Hz..Eyup (as) senelerce hastalık çekmeden eski gencliğine kavuşamadı..
Ibrahim Ethem ,Mahmut Hudai dünya sultanliğını bırakmadan cennet sultanı olamadılar
Rabbimin adetidir, atesten geçirmeden gülşeni ikram etmez, ağlatmadan güldürmez, üzmeden sevindirmez..
Bu yüzden büyük nimet isteyen büyük bedeller ödemeye hazır olmalıdır.
Sems-i Tebriz' inin dediği gibi
Yapma gönül ! Bu postu sana ulu orta serdirmezler.
Dilenci kılığı ile saraya girdirmezler
Çöllerde sevda için imtihan vermeden
Her Mecnun'u Leyla'ya erdirmezler.
Ve bilmelidir ki,NE KADAR AĞLATIYORSA O KADAR GÜLDÜRECEK, NE KADAR ÜZDÜYSE O KADAR SEVİNDİRECEKTİR..
Bu yüzden de bir imtihandan geçiyorsak sevinmeliyiz arkasından bir ikram gelecek diye ve o ikramın heyecani ile imtihanını da hoş karşılamalıyız...
Ve bilmelidir ki, nerede büyük nimet varsa orada çoook büyük bedeller ödenmiştir..
