6. Hoşlantı

260 35 13
                                    

"Eminsin değil mi?"

"Eminim Hyunjin, git başımdan!"

Günler geçmişti ve buna rağmen Hyunjin hala Chan'ın numarasını almaya çalışıyordu. Seungmin ise başının belaya girmemesi için Chan'ın kim olduğunu söyleyemiyordu.

Ayrıca Chan günlük birkaç iş bulduğunu söyleyerek evden sürekli gitmeye başlamıştı. Bir gece önce ise kaldığı günlerin bedeli olduğunu söyleyerek Seungmin'e bir miktar para vermiş ve yakında gideceğini söylemişti.

Chan'a sormasına ve karşılığında başını belaya sokmayacağına dair milyonlarca yemin almasına rağmen içi rahat değildi. Hem kendisi hem de Chan için endişeleniyordu.

Birini bu kadar çabuk önemsemeye başlamanın saçma olduğunu biliyordu ama yine de kendini durduramıyordu. Küçük evinde sohbet edebileceği birinin olmasını çok sevmişti ve onun gitmesini pek istemiyordu. Her ne kadar garip işler çeviren birisi olsa da.

Gerçi, bana fark etmez değil mi? Kaybedecek neyim var ki? Hayatım için de o kadar endişelenmiyorum. Chris yüzünden başım beleya girse sanırım fazla umursamazdım.

"Ne düşünüyorsun hyung?"

Birden silkelenip kendini toparladı "Hiç. Odaklanmışım o yüzden oldu."

"Son zamanlarda çok dalıp gidiyorsun hyung. Endişeleniyorum."

"Teşekkürler Jeongin ama cidden iyiyim." küçüğünün yanaklarını elleri arasına alıp devam etti.
"Hem sen başka şeyler için endişelenmelisin bence."

"Ne?"

Sesini kıstı ve kafasını elleri arasındaki kafaya yaklaştırarak cevapladı. "Hyunjin'den hoşlandığını anlamadım mı sandın?"

Jeongin'in gözleri büyüdü ve anında kafasını geri çekip büyüğünden uzaklaştı. Yanaklarını kızardığının farkında değilmiş gibi konuştu.

"Ne diyorsun hyung ya! Kafanda kurmuşsun sen."

"Neyi kurmuş kafasında?"
Hyunjin meraklı gözlerle onlara bakıyordu. Tekrar bir şey söyleyeceği sırada Felix birden önünde belirdi.

"Kim ne kuruyor?"

"Kimsenin bir şey kurduğu yo-" Seungmin, Jeongin'in sözlerini bitirmesine izin vermemişti.

"Jeongin'in hoşlandığı biri var."

"Ney?"

"Ney?"

İkisinin de ağızı açık kalmıştı. Jeongin'in böyle bir şeyi kolay kolay itiraf etmeyeceğini biliyorlardı. Hele ki anlattıkları gönül mevzularını asla ciddiye alıp dinlemeyen Seungmin'e.

"Kimden?"

"Ben de bilmiyorum. Yanlışlıkla ağzından kaçırdı şimdi de inkar ediyor." Seungmin'in takdire şayan bir oyunculuğu vardı.

"Bak Jeongin eğer o kişi Chan ise vazgeç benim o." Hyunjin'in sözleri üzerine gözlerini devirdi Jeongin.

"Kim bakar ona ya."

"O ne demek be?"

"Benim hoşlandığın kişi her anlamda daha iyi."

"Aaayyy kabul etti hoşlandığı olduğunu!" Felix bunları söyleyip zıplayarak Jeongin'in yanına gitti ve ona sarılıp yapabildiği kadar sıkmaya başladı.

"Bizim tatlı bebek ekmeğimiz büyümüz de aşık olmuş." bunları söyleyip onu daha fazla sıkarken Jeongin Felix'in elinden kurtulmaya çalışıyordu.

"İyi ki salaksın bebek ekmek. Bir de itiraf ettirmekle uğraşacaktık." Seungmin bunları söyleyip alayla gülmeye başladı.

"Üf bıktım bu hallerinizden! Felix hyung beni bırakır mısın artık?"

"Hala ergen gibi davranıyorsun bebek ekmek. Ne olur kim olduğunu söylesen."

Hyunjin'in dedikleri üzerine Jeongin'in yanakları daha çok kızardı.
"Size ne ki?" Felix sonunda sarılmayı bırakmıştı. "Eninde sonunda söyleyeceksin zaten. Bizim Jeonginciğimiz bizden bir şey saklayamaz."

Felix, Jeongin'in böyle seslenilmesinden nefret ettiğini biliyor ve bilerek bunu diyordu. Aralarında öz kardeşlerinkinden farksız bir bağ vardı. Büyükler onunla sürekli uğraşır o da büyüklerine sürekli kızardı. Ama sonunda asla birbirlerinden ayrılmazlardı. Arkadaş oldukları dört yıl boyunca hep böyle olmuştu.

Saatler böyle akıp giderken Seungmin çoktan düşüncelerinde boğulmaya, gereksiz kuruntular biriktirmeye başlamıştı.

Neden korkuyorsun Seungmin? Salak mısın sen? İstediğini yapabilir. Ama hala zor durumda. Ne olmuş öyleyse? Ona yardım etmek istiyorum. Hayatım boyunca aptal gibi sürünüp durdum, insanlığa yaraşır hiçbir şey yapmadım. En azından bana ihtiyacı olan birine yardım etmeliyim. Bana ihtiyacı olan biri mi? Ezik egonu tatmin etmeye mi çalışıyorsun? Kimin neden sana ihtiyacı olsun ki? Kimseye yardım edemezsin. Takıntı yapmaya başladın Seungmin. Ne?

Ani bir refleksle irkilerek düşüncelerinden sıyrıldı. Saate baktı, işinin bitmesine 2 saatten az vardı. Hava çoktan kararmıştı. Neden böyle hissediyordu? İçinde çok rahatsız edici bir his vardı. Kendi kendini mi endişelendirmişti? Ne yapması gerektiğini bilemiyor, boş bir şekilde önüne bakıyordu.

Lawliet / ChanMinWhere stories live. Discover now