kitabımı okuyan sevgili irem lütfen okuma utanıyorum, canım ciğerim okurlarım lütfen siz de irem'e okumamasını söyler misiniz?
ve yorum yapmayı unutmazsanız çok sevinirim, sizin yorumlarınızı okumayı seviyorum🥺🤍
*
Arda'nın koluna resmen kene gibi yapışsam da o beni her fırsatta kolundan ayırıp arkasına doğru iteliyordu.
"Ela askeriyedeyiz farkındaysan, koluma sarılırsan başıma iş açabilirsin." dedi kısık ama sert sesiyle "Erkek dolu yere de bu kombinle gelmen çok hoş olmuş."
"Leyla sıkıntı olmaz demişti."
"Leyla sahile topuklu ile giden biri, sence uygun giyinme konusunda nasıl?"
Gülerek bana verdiği hırkayı aşağıya doğru çekiştirdim, görenler beni baştan aşağıya süzdükten sonra Arda'yı fark edip kafalarını çeviriyorlardı ama yine de rahatsız ediciydi.
"Of çok sıcak burası, ne yapacağım ben? Yakında bikiniyle falan gezeceğim bu sıcakta."
"Yuh anasının-"
Elimi dudaklarının üzerine sert olmayacak bir şekilde vurduğumda sözü yarıda kesilmişti ama belli ki içinden fazlasıyla ediyordu.
"Sus be!" dedim cırlayarak, benimle daha fazla atışmak istemediği için susarak kolumdan tutup beni önüne doğru çekti.
"Sen nerede çalışacaksan söyle seni bırakayım, akşam alırım."
Saçlarımı geriye attıktan sonra gözlüklerimi gözüme taktım. "Beni almaya şöfor gelecekmiş, kalmam için otel de ayarladılar."
"O kadar mı zenginler?"
"Hem de nasıl."
"Otel de kalma, burada benim bir evim var. Ben askeriyede kaldığım için gidemiyorum pek, sen git kal işte."
Beni eve atmaya mı çalışıyordu?
Valla ben tamamım.
Kapının önüne yaklaşan araca bir bakış attıktan sonra ona doğru döndüm. "Akşam gelirim buraya o zaman, müsaitsen sen götürürsün."
"Müsait olurum, gel sen."
Parmak uçlarımda yükselip ona sarıldığımda gerilen vücudu ile kıkırdadım. "Ela askerler Ela! Şort Ela şort!"
"Ardasu! Gerilme böyle, ne olacak ki?"
Uzamaya başlayan saçlarımdan bir tutamı çektiğinde acıyla inleyip kafasına vurmaya çalıştım ama uzun boyu buna engel olmuştu.
"Hadi çiçekçi, kolay gelsin sana. Mümkünse gelirken üstünü değiştir, beni katil etme."
"Ben de seni canım, ben de seni."
Ufak bir gülümseme ile yüzümü seyretmeye başladığında utangaç yanım gün yüzüne çıkmaya hazırlanmıştı. Buna izin vermeyerek hızlıca arabaya bindim, Arda gidene kadar beni izlemeye devam etmişti.
Ela:
Ela: Kavuştaaaay
Eros Leyla: BU BENİM ESERİM DOSTUM!
Eros Leyla: El ele tutuşacak kadar nasıl ilerlediniz???
Ela: Yürürken elimi tuttu, askerler bakıyor diye. On saniyelik bir şeydi ben de hemen fotiledim
Eros Leyla: Helal kız
Yiğit Paşa:
Yiğit Paşa: Ben ve güzel kızım çok mutluyuz bir süre gelme.
Ela: Annesi kurbaaan
Ela: Çok özledim ya
Eros Leyla: Bizi boş ver şu an!!!
Eros Leyla: Ne yapıyorsunuz?
Ela: Valla sadece sarılabildim, şu an organizasyon yapılacak mekana geldim. Arda da işlerini halledecek, akşam eve götürecek.
Eros Leyla: Verme demedim mi ben sana?
Ela: ajshskad o askeriyede kalacak
Yiğit Paşa: Olmaz.
Yiğit Paşa: Abartmasın, otel de kal sen.
Ela: Ben yirmi beş yaşındayım farkındaysanız. Ne doğru ne yanlış ayırt edebilirim ve saçmalamayın yanlış bir şey yapmayacağım
Ela: BENİ GERMEYİN LAN
Ela: Zaten askeriyeye şort etekle geldim diye beni azarladı bir de siz başlamayın
Yiğit Paşa: Kafamı dağlara taşlara vuracağım
Yiğit Paşa: Yapmadım de!
Eros Leyla: Ben git dedim, ne olacak ki
Yiğit Paşa: La havle
Ela: Aşkım kombin mekana uymadı ama olsun
Eros Leyla: Askerlerin kıyafetleriyle tonunuz uymadı di mi
Ela: Aynen
Eros Leyla:
Ela: Teyzemmm
Ela: Yerim senin fındık karnını
Yiğit Paşa: Allah'ım Leyla'nın göbeğini görünce gözlerimin dolacağını hiç tahmin etmezdim
Eros Leyla: Kilo alıyorum ve ağlamak istiyorum!!!!
Eros Leyla: Ve erik istiyorum.
Yiğit Paşa: Evde misin?
Eros Leyla: Yes
Yiğit Paşa: Getiriyorum hemen bekle
Ela: Vay bee
Eros Leyla: Dayı gibi dayı, kanka gibi kanka be
Yiğit Paşa: Yağmur da geliyor
Eros Leyla: Artık canım çekmiyor
Ela: akdhakshak
Yiğit Paşa: Sus ve bizi bekle
Eros Leyla: Evde yokuz gelmeyin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİÇEKÇİ KIZ
Teen Fiction05**: 500 gram çiğ köfte ve yanında büyük boy ayran istiyorum, Lavanta Çiçek'e getirirsiniz.