beğenip yorum yapmayı unutmayın.
Hava o kadar soğuktu ki, üzerime giydiğim kabanın içine kadar işliyordu sanki. Ellerimi ovuşturarak cebime soktum tekrardan, adımlarımı hızlandırarak dükkana doğru ilerledim bu havada dahi dükkanı açmak yük oluyordu resmen bana.
Kapıyı açıp içeri girdim ve çantamı köşedeki askılığa astım, üzerimdeki kabanı çıkarmayı bir süre daha düşünmüyordum. Yiğit'in ısrarları ile aldığımız küçük ısıtıcının düğmesine bastım, az da olsa içeriyi ısıtırdı en azından.
Çiçekleri suladıktan sonra etrafın tozunu aldım, dükkana gelen çok kişi olmasa bile organizasyon işi başını almış gidiyordu.
Telefonuma doluşan bildirimlerimin ardı arkası kesilmiyordu, elime aldığım telefonun kilidini açtım ve mesaj uygulamasına girdim.
Parlayan Yıldızlar Takımı
Yiğit Paşa: Oğlum çok stres oldum ben ne yapacağım?
Yiğit Paşa: Ne olur yarın siz de gelin
Ela: Alt üstü evleniyorsun sakin ol birazz benim kocam düğünümüze geç kalmıştı yine bu kadar gerilmemiştim valla
Yiğit Paşa: Beni o değişik ile bir tutma lütfen
Yiğit Paşa: Yağmur o kadar güzel oldu ki Ela... yemin ederim melek gibi
Ela: Hıı tabi tabi
Yiğit Paşa:
Yiğit Paşa: Size gelinliğini atmamı istedi alejapdıe
Ela: Çok güzel olmuş cidden ya
Ela: Ben de acayip bir elbise aldım
Ela:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİÇEKÇİ KIZ
Teen Fiction05**: 500 gram çiğ köfte ve yanında büyük boy ayran istiyorum, Lavanta Çiçek'e getirirsiniz.