2 | Soluk Yeşil Parıltı

397 274 77
                                    

Medya çok boş gözüktüğü için bölümden bağımsız şarkı ekledim jwkrşgiwşdöw

~

2 | Soluk Yeşil Parıltı

Alevlerin turunculuğuna karşı oturuyordu iri yarı adam. Arkasında da üç kişi yan yana sıralanmış kendilerine verilecek emri bekliyorlardı.

Yüzü görünmeyen adam küstahça sırıttı. "Ne yaptığını bilmediğimi sanıyor. Öyle olsun. Ruhu toz olmaya başlayanın sonu kül yığınıdır."

~

Her ne kadar korksam da bunu belli etmedim. Cesur bir adım atıp ilgiyle etrafa baktım. Koyu ahşapların birkaçı ortadan kırılmış ve içine çökmüştü. Giriş katta karşı karşıya iki kapı vardı onun dışında geniş bir merdiven üst kata kıvrılarak uzanıyordu. Odaların yanında duran çatlak ayna dikkatimi çekti. Temkinli adımlarla yaklaştım.

İşaret parmağımı aynanın tozlu yüzeyinde gezdirdim. Çatlakların arasında kurumuş kanı görünce geri çekildim. "Kimin kanı?"

"Hmm," diyerek arkamda durdu. "Onun, bunun veya şunun; birçok kişinin olabilir. Zaten kimin olduğu değil neden olduğu önemli."

Çantamdan çıkardığım ıslak mendille parmağımı temizleyip kafa karışıklığıyla Akın'a döndüm. "Nasıl yani?"

"Burası... Öylesine bir yer değil." birkaç soru daha sormak için hazırlanırken buna fırsat tanımadı. Ağır ağır merdivenleri çıkmaya başladı. "Yukarıya çıkalım."

İlerlemeye başlayınca ben de arkasından basamakları adımlamaya başladım. "Peki sembol nerede olabilir?"

"Hiçbir fikrim yok." dedi duvardaki delikleri inceleyerek. "Gözümüzün önünde de olabilir, çok saklı bir yerde de."

Düşünerek yukarı katın ara holüne vardım. Etrafa değerlendirici bir bakış attım. Alt katın aynısı gibiydi. Holün ortasında durup eski ahşapların üstünde çömeldim. Akın yanıma gelip üstten üstten attığı anlamsız bakışlarını bana yönlendirdi. "Yoruldun mu?"

"Hayır, çömelince daha iyi akıl yürütüyorum."

Dudakları kıvrılırken saklamak istiyormuş gibi başka bir tarafa döndü. "İnsanlık garip bir varlık."

"Katılıyorum, başını da sen çekiyorsundur büyük ihtimalle." dedim kapılardan başlayıp tavana kadar süzerek.

Dalga geçer gibi haha dedi. Umursamadım, gözüm yerdeki çöküklere tekrar ilişince aklıma gelen fikirle gülümsedim. "Eğer enerji burada açığa çıktıysa sembol patlama olan kısımda olabilir mi?"

"Yani," dedi çenesini sıvazlarken. "Olabilir. Bakalım bir."

Yine beni beklemeden üst kata çıkmaya başladı. Gözlerimi devirip yerden kalktım, kalçamdaki tozları temizleyip arkasından ilerledim. Üst katta her şey birbirine girmişti. Zaten yıpranmış olan kat, patlamada büyük bir dayanıklılık göstermemişti. Zemin paramparça olmuş, kapının boşta kalmış menteşeleri kırık pencereden gelen esintiyle sallanıyordu.

Sağda kalan odaya adımladım. Büyük ihtimalle enerji burada açığa çıkmıştı. Çünkü burası daha çok hasar almıştı. Odaya girmek için hazırlanırken Akın önümü kesti.

Günebatan DöngüsüWhere stories live. Discover now