12 | Cezalar ve Cefalar

112 47 2
                                    

12 | Cezalar ve Cefalar

Suçluluk duygusu kulaklarımın içinde uğuldarken başımı eğip azarlanmayı bekleyen çocuk kadar masum bir şekilde durdum. Al-Siran'ı gördüğümü anlatmamak için hiçbir sebebim yoktu ama korkmuştum. Anlatmaktan mı korktum yoksa söylersem işin hiç çözülemediğinden mi korktum bilmiyorum.

Karanlık havada notun altına damgalanmış yarı melek kanadı yarı boynuz olarak tamamlanmış amblemi gösterip, "Al-Siran seninle daha önceden iletişime geçti mi?" diye sordu. Aklımda ne diyeceğimi ölçüp tartarken göz teması kurmak için çenemi tüy kadar hafifçe kavrayıp bakışlarımı yerden çekti. "Evet... Şey keşif ritüelleri sırasında iki kere galiba bilmiyorum pek emin değilim."

Ben kelimeleri ardı ardına sıralarken, "Tamam..." diye mırıldandı, avuç içiyle yüzünü sıvazladı ve doğrudan bana baktı. "Haberi var." dedi kısaca. Bir şey sormama fırsat vermeden arabanın kilidini açtı. "Çabuk bin acele etmemiz lazım." Bir yandan arabaya binip diğer yandan telaşla sorular sordum. "Ne oldu? Kötü bir şey mi yaptım!?"

"Endişelendirmek istemem ama evet."

Stresten ayağımı sallamaya başlayıp parmaklarım dudaklarıma gitti. Aklımda beliren bundan sonra olacak olaylar şeridi hep acı içinde duvara çarpmaya devam ederken Akın'ın sesi buna bir son verdi. "Her hatanın düzeltilme payı vardır, halledeceğiz tamam mı?"

"Neyden haberi var, haberi olmamalı mıydı? Anlat lütfen."

"Ceza yönetici tarafından bilinmez ve zaten yönetici ceza gidişatını takip etmez. Dediğim gibi DOV cezadan etkilenmez ve sadece mahkemenin üst düzey DOV'ları kimin ceza aldığını bilir; duygusal ilişkilerindeki insan ise, ceza süresi yaklaştıkça ruhunun kurumasıyla hayatını kaybeder. Belirtilerinde sadece halsizlik vardır, hafif olarak başlar ve yatağa mahkum bir şekilde ölmesine sebep olur." sert bir şekilde yutkunup artık gerçeği tamamıyla biliyor olarak felaketin ne kadar yakın olduğunu fark ettim.

"Al-Siran'ın ritüellerimizde sana görünüyor olması her şeyin baştan beri yanlış gittiğini gösteriyor."

"Bunu saklamak yerine söyleseydim... Başka yol bulabilir miydik?"

Ayağını gaz pedaline daha çok bastırırken kenetli gözlerini yoldan ayırmadan başını salladı. "Hayır, bundan başka yol yok. Bu yolu da yıllar önce ölmüş gizli bir örgüt üyesinin 'Cezalar ve Cefalar' adını verdiği not defterinden bulduk. Ama engelleyebilirdik."

İşin içinde örgütlerin, özellikle gizli örgütlerin olduğunu öğrenince çemberin sandığımdan daha geniş olduğunu idrak etmiş ve vücudum bir ürperti esintisinin tutsağı olmuştu. "Ne örgütü?"

"Demir ve Ozan biliyor."

"Sen neden bilmiyorsun?" diye sordum kafa karışıklığıyla.

"Beklenmedik bir durumda örgüte üye olacak kişi benim, tehlikeye girmemem adına herhangi bir bilgiye sahip değilim." vites topuzunda duran elini avuç içimle kapladım. "Her zaman yanında olacağım, bedenim toprak altında olsa bile."

"Son kelimelere izin vermeyeceğimizi anlamalısın, Günebatan." elimi kendi avuçlarına alıp gözlerini saniyelik yoldan çekti ve cümlesinin içtenliğini kanıtlamak ister gibi gözlerimin içine bakıp elimin üstüne nazik bir öpücük bıraktı.

"O zaman merak ettiğim her şeyi anlatmaya var mısın?"

"Senin meraklı sesini duyamazsam bu yolu çekemem." verdiği yanıta gülümseyip ilk sorumu sormak için hafif bir öksürükle boğazımı temizledim. "Ozan kim? Yani evet, geçen gelen doktor ama gerçek anlamda kim?"

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 23, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Günebatan DöngüsüWhere stories live. Discover now