5. BÖLÜM

46 18 17
                                    

Fatımadan:
Tuananın yanımıza gelip söylediği şeylerin üzerinden yaklaşık yarım saat geçmişti ve ecrin uyanmıştı. Şu an ona hiçbir şey belli etmemiştik.

Hava çoktan kararmıştı ve ateşin yanında ortamızda toprak; toprağın bir yanında ben diğer yanında ecrin, başlarımızı toprağın omuzlarına yaslamış sırtımıza bir battaniye örtmüş toprağın söylediği şarkıyı dinliyorduk.

Sesi oldukça güzeldi zaten genelde ben gitar çalardım Toprak şarkı söylerdi ve ecrinde bizi dinlerdi. Ama maalesef gitarım şu an yanımda olmadığı için yalnızca Toprağı dinliyorduk.

Toprak tam şarkıyı bitireceği sırada bize doğru yaklaşan Berkayı görmemizle derin bir nefes verdi ve şarkının son sözlerini söylemedi. Bense içimden 'bugün de gelen gelene' diye söylenmeye başlamıştım.

Berkay yanımıza geldiğinde önce hepimize doğru "Kusura bakmayın rahatsız ettim" dedi sonrasında ecrine döndü ve "Dizin daha iyi oldu mu? Çok kötü görünüyordu sabah." Ecrin başını Toprağın omzundan kaldırdı ve tam Berkay'a cevap vereceği sırada ben "Bu seni ne alakadar eder ki, Ecrin senin umurunda mı sanki?" Dediğimde hemen peşimden Toprak "Hem onu düşürüyorsun hem de nasıl olduğunu soruyorsun" dedi. Ecrinse sadece bizim duyabileceğimiz bir şekilde "yapmayın n'olur" demişti.

Berkay gerçekten mutsuz çıkan sesiyle hâlâ ecrine dönük bir şekilde "Kusura bakma, gerçekten isteyerek olmadı. Özür dilerim" dedi birkaç saniye duraksadıktan sonra "iyisin değil mi?" Diye sordu.

Bu sefer ecrin bizim konuşmamıza izin vermeden "İyiyim teşekkür ederim sorduğun için" berkay gülümsedi ve -gülümsediği sırada sol yanağındaki gamzesini görmüştüm- "Önemli değil, sen hep iyi ol yeter ki" deyip gitmişti.

Berkay yeterince uzaklaştığında Ecrin bize döndü ve "Neden öyle ters ters davrandınız çocuğa?" Biraz düşündüm. Ecrinin iyiliği için tuana ile berkayın sevgili okduklarını bilmesi gerekiyordu bence. Çünkü şu anda Berkaydan sadece hoşlanıyordu ve şu anda Berkay ile Tuananın sevgili olduğunu öğrenmesi onu kırardı üzerdi fakat bu çok uzun sürmezdi. Ama Berkaya karşı hissettiği şey hoşlantıdan aşka dönüştükten sonra öğrenirse bu onu çok fazla etkilerdi. Etkisinden çıkamaz ve kendi kendini yer bitirirdi. Söylemek zorundaydım.

Konuşmaya başlamadan boğazımı temizledim ve "Ecrin," dedim. Nasıl söylesem bilmiyordum bu yüzden sözün geldiği gibi söyleyecektim. "Efendim?" "Berkay'a karşı hislerin aşka dönüşmeden önce bunları bilmen gerekiyor bence" dediğinde Toprak aniden bana dönmüştü ve 'söyleyecek miyiz?' der gibi bakıyordu. "Zorundayız diye fısıldadım ve bana merakla bakan ecrine döndüm.

"Tuana.." Ecrin cümlemin devamını merakla bekliyordu. Bense nasıl şöylesem onu düşünüyordum. Ecrin artık beklemekten sıkılmış olmalı ki "Ee ne olmuş Tuana'ya?" Toprak, benim sözü devam ettiremeyeceğimi anlayınca cümlemin devamını o getirdi. Aniden söylemeyi uygun görmüş olacak ki bir anda "Tuana ile Berkay sevgililermiş"

Ecrin önce şaşkınlıkla bize baktı "Ne! Ne saçmalıyorsunuz. Hem nereden duydunuz ki bunları?" Bu sefer söze ben girdim "Tuana sen uyurken gelip söyledi. Ne kadar doğru bilmiyoruz ama bugün onları yan yana birlikte bisiklete binerken gördük." Ecrinin yüzü düştü ve başını önüne eğdi birşeyler düşünüyordu fakat anlayamıyordum.

Toprak Ecrini öyle görmeye dayanamamış olacak ki "Boşver, saçmalıyor işte. Fazla kafana takma." Ecrin kafasını eğdiği yerden kaldırdı ve bize baktı "Yok ya, yalan söylüyordur değil mi? Yani Berkayın Tuanaya nasıl baktığını gördünüz. İğrenerek bakıyordu kıza." "Evet gördük ama sonuçta herşey olabilir değil mi? Zaten elimde kalıyordu o geri zekâlı." Benim söylediğim son cümleyle toprak kıkırdamıştı. Sonrasında ecrine döndü ve "Dövüyordu kızı, tutmasam yolacaktı saçını başını" Ecrin gülümsedi ve "bıraksaydın da yolsaydı keşke."

O gün biraz daha dışarda oturduktan sonra çadırlarımıza geçip uyumuştuk.

...

Aradan 1-2 gün geçmişti ve bugün sonunda evlerimize dönüyorduk. Çadırda yatmaktan belim tutulmuştu ve yakında bel fıtığı bile olabilirdim.

Herkes çadırlarını toplamış otobüslerin önünde eşyalarımızı bagaja koyup binmek için bekliyorduk. Başımızda gelen öğretmenlerden birinin sesiyle hepimiz ona döndük ve onu dinlemeye başladık "Çocuklar, bugün okul gezimizin sonuna gelmiş bulunuyoruz. Umarım hepiniz çok eğlenmişsinizdir. Birazdan otobüslerin kapıları açılacak ve herkes gelirken kiminle oturduysa dönüşte de o kişiyle oturacak..." Ecrin gözleri kocaman olmuş bir şekilde bize döndü ve sanki hocayı bize şikayet eder gibi "Herkes geldiği kişiyle dönecek diyor" dedi ağlamaklı bir sesle.

Ecrin, Tuana ile Berkayın sevgili olduklarını öğrendiğinden beri Berkay ona laf atsa bile onu sadece kısa kısa cevaplarla geçiştiriyordu. Aynı düşündüğüm gibi onların sevgili olduklarını öğrenince sadece biraz üzülmüştü fakat bundan fazla etkilenmemişti. Ama yine de ona aşık olmaktan deli gibi korktuğunun farkındaydım o da bunun farkındaydı ve bu yüzden ondan uzak durmayı tercih ediyordu.

Neyse ki Ecrini bu sefer fazla üzmemişlerdi. Eğer onu çok üzecek birşey yapsalardı o iki gereksiz de çok pis elimde kalırdı ve bu sefer beni kimse tutamazdı.

Ben derin düşüncelerime dalmışken ecrin toprakla birşeyler konuşmuş ve şimdide hocanın yanından dönüyordu. Toprak "Ne oldu ne dedi?" Ecrinin sesi ağlamaklıydı "Nuh diyor peygamber demiyor ya. İlla herkes geldiği kişiyle dönmek zorundaymış. Hayır ne olurdu yani başka birisiyle otursaydım. Ölüyor sanki beni başkasıyla otuttursa. Öff" Toprak "Ne yapalım yapacak birşey yok. Yine yüz vermeyecek konuşmayacaksın o zaman." "Mecburen"





Selammm yine ben
Bölüm biraz kısa oldu.Yeni bölümü gece ya da yarın atarım görüşmek üzere
Ayrıca oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın...♡

Ormanında KayboldumWhere stories live. Discover now