4-Kavgalar

115 73 7
                                    

"Ne kadar denersem deneyim aşka umudum kalmadı"
...
Ayberk; Barlas'ın belini görünce ağzı açık kaldı. "Noldu ağzın açık kaldın" gözümü kırptım ve yakasına yapıştım. O sırada Barlas t-shirtünü düzeltiyordu. Yumruğumu havaya kaldırdım ve karın boşluğuna indirdim.

Düt düt

Hangi salak basıyor bu kornaya. Arkamı döndüm ve gene o uyuz Başkomiseri gördüm. Ellerimi yana açarak noldu bakışı attım "enişte" Ayberk bu sefer benden kaçamayacak. "Gel lan buraya bu sefer o narin yüzüne vuracam ama narince" kafamı çevirip Başkomisere beklemesi için parmağımla işaret yaptım. Arkamı dönmem ile Ayberk'i kovalamam bir oldu. Bu sefer benden kaçamayacak.

Motorun tam önünde yakaladım. Önce kolunu cimcirdim ardından kulağını baya bi çektim sonra yüzüne vuracaken biri elimi ttutt "Bırak döveyim şunu" kolumu çektim ama işe yaramadı bakmak için döndüğümde uyuzu gördüm "Sen benim başıma belamısın be adam, bırak elimi!" Onun yüzünden Ayberk kaçtı. Ona işaret ederek 'evde görüşücez senle bu olaylar hakkında' dedim.

Elimi zor da olsa kurtardım onun elinden. Bana bakması sinirimi bozuyor du. "Sen ne istiyorsun benden be?"dedim. "Sadece konuşmak istiyorum."dedi ağzım açık ona bakarken "hah benimle konuşmak mı istiyorsun,"dediğimde kafasını onaylar bir şekilde salladı "pekala sakinim, sakinim," ellerimi her zaman sakin kalmaya çalışacağım şekilde indirip kaldırıyorum ve nefesimi düzene kokuyorum daha doğrusu düzene sokmaya çalışıyorum "Sadece bir kaç soru."dedi. "Pekala nerede konuşucaz?"dedim ve bulunduğumuz yeri işaret ettik "Şu an bir yolun kenarındayız yanımızdan arabalar geçiyor ve biz bağıra bağıra konuşuyoruz, o yüzden bi şuradan gidelim konuşuruz, anlaşıldı mı?"

***

"Eee beni buraya yarım saat yüzüme bakmak için mi çağırdın?" Yarım saatten fazla dır buradayız. Ne soru sordu ne bir kelime dedi. Barlas ve Ayberk de bana ve Başkomisere bakıyorlar. İçtiğim bilmem kaçıncı bardak çay, birazdan kahveye geçiceğim yani. "Senin bu kuzenlerine güvenebilirmiyim?"dediğinde üzümüzün de ağzı açık kaldı.

Kendimi toparlayıp ona ne demek istiyorsun bakışı attım "Hadi bize eyevalah biz kalkalım artık demi Pınar."dedi Barlas. Tam ayağa kalkacaken "Tamam, tamam oturun" Ayberk yalandan şaşırbış gibi ona baktı "Bak sen Berk Can bey konuşabiliyormuş."dediğinde Başkomiser ellerini yumruk yapıp sinirle sıktığın da Ayberk lafa daldı "Şu an sivil olarak geçiyorsunuz Berk Can komiser."dedi üstüne bastıra bastıra.

"Pekala sakinim konuşucaksak konuşalım yoksa ben annemlerin hasretine fazla dadayanamayacam!"dedim bir hışımla.

(Umarım karakteri ergence bulmuyorsunuzdur)

Başkomiser derin bir nefes aldıktan sonra konuya girdi "Sizle hastanede düzgünce konuşamadık..." kafamı yana yatırıp gözlerimi başka bi yere çevirip "duğal beni kelepçeyle sedyeye bağlarsan konuşamayız"dedikten sonra boğazını temizledi. "Sizi vuranı bana hâlâ söylemediniz, gördünüz sanmıştım ben" sabır dilermişcesine gözlerimi sıkıca kapatıp kafamı arkaya atınca derin bir nefes verdim. "Bakın Başkoniser yada Berk Can Bey ben sizden başka kimsenin yüzünü görmedim ya da..."diyip kafamı indirince gözlerini yüzüme dikmiş beni izliyordu "yada ne?"dediğinde başım zonklamaya ve o olaydan sonra bir şey hatırlamaya çalışınca oluşan sinirsel ağrıyla baş ederken bir de Başkomiserin soruları beni iyice delirtecek neyse biz devam edelim. "Başkomiser ben o günden sonra baş ağrıları, mide bulantısı ve sinir bozuklukları yaşıyorum o yüzden size şu an cevap veremem. İyileşir ve sizi tekrar bulurum olurmu eve gidip Kelepçesiz bir şekilde dinlenmek istiyorum olurmu?"

Ejder'in AteşiDove le storie prendono vita. Scoprilo ora