10-Kabuslar İçinde Bir Gün

82 46 14
                                    

"Küçükken izlediğimiz filimler veya bilinç altımızın bize oynadığı küçük oyunlar yüzünden, Kabuslar görürdük hepimiz. Aşk bir kabus mu? Bilinçaltımızın bize uyguladığı küçük bir oyun mu?
.....

16 Ağustos Çarşamba

"Sen benim ğördüğüm en işe yaramaz insansın!" dedi Başkomiser.

"Lütfen dur! Yalvarırım du!" diyerek bana bakan sert ve haylkırıklıģı ile bakan gözlerine bakıyordum.

"Bana yaklaşma bir daha! Senin gibi kendini bile koruyamayan annesini ve babası'nın ölümüne sebep olan birini sevemem!" dedi ve arkasını dönerek kapıya ilerledi.

Odada tek kalmıştım. Ağlıyordum. Annem ve babam ne zaman ölmüştü? Ben neden Başkomiser için ağlıyordum?

Bu bir kabus?! BU BIR KABUS!! PINAR ESİN UYAN! UYAN!

"Pınar Esin uyan! Pınar kanka uyan! UYAN!" diye bağırdı Açelya.

Sıçrayarak uyandım ve telaşla etrafıma baktım. N'olmuştu bana. Ben neden bu kabusu gördüm? Neden?

Telaşlı halimi gören Açelya hızla yatağa oturdu. "Tamam, tamam. Sorun yok. Kabustu sadece. Ama ne kabus!?" dedi ve saçlarımı okşamaya başladı.

"N'oldu bana?" dedim, yüzüne korkmuş ve gerilmiş bir şekilde bakarken.

"Bir şey olmadı, sayıklamanadan başka. Harbi sen neden Başkomiser diye sayıkladın lan?" dedi şaşkın bir şekilde gülümseyerek. "Daha adamı iki-üç gün önce gördün. Dur bir dakika sen adama aşık mı oldun!?!" diyerek sesini yükseltti.

"Lan asla! Hem sesini alçalt annemler duyacak! Hem zaten adamın nişanlısı var." dedim ve yataktan kalkmak adına doğruldum.

"Merak etme beni senden başka kimse duyamaz." dedi ve gülümsemesini büyüttü. "Annenlerrhurdalığa gittiler. Ablan ve enişten nerede olduklarını ikimiz de biliyoruz. Ayberk ve Barlas zaten kendi evlerindeler." dedi ve kalkmam için kenara çekildi.

Kalktım ve odamda bulunan masaya ilerledim. Masanın üstünde bana ait olmayan makyaj malzemeleri ve bir adet en sevdiğim kokudan parfüm vardı. Genelde bunu K9 eğitimi olan Başkomiser de anlamıştı kokusunu. Ama ne yapabilirim. Kahve kokusu zaten sürekli kahve içtiğim için üstüme sinmişti, diyer kokuları ise bu parfüm veriyordu. Ama geçici. Banyo yaptığımda geçen parfüm kokusu, ama ne kadar banyo yaparsam yapayım üstümden silinmeyen kahve kokusu.

İnsanlar harbiden kendi kokularını alamıyorlar. Peki ben nereden biliyorum kahve koktuğumu diye sorarsanız, hemen söyleyeyim. Çevremdeki insanlar genelde kokumun kahveye benzediğini söylerler.

"Makyaj malzemeleri benden, koku ise Barlas'dan. Bu arada ben bu kokuya bayıldım. Tuhaf olan şey ise Barlas'ın bu parfüm den bana almaması. Yok neymiş bu koku sadece Pınar Esine aitmiş." diyordu ki ne dediğinin farkına yeni varıyormuş gibi utandı. "Ben öyle demek istemedim sadece taklidini yaptım. Özür dilerim." dedi üzüldüğünü belli eden bir biçimde baktı bana. Dudaklarını büzdü ve kafasını eydi ve bana kirpik altından baktı.

"Sorun deyil şaka yaptığını biliyorum. Alınmadım merek etme." dedim ve gülümsedim. Masaya oturdum ve parfümü elime aldım. Başkomiser o gün geçmekte olan parfümümün kokusunu çok iyi aldı.

Ejder'in AteşiKde žijí příběhy. Začni objevovat