8-Hedefler

120 65 59
                                    

Bazılarına göre aşk bir hedef ama bazılarına göre aşk hedefin önünde duran büyük bir engel. Siz hangi taraftasınız?

Restorant

Buranın manzarası çok güzeldi. Acaba kaç saattir bu güzel manzaraya bakıyordum. Bilmiyorum. Buraya oturmuş tek yaptığım şey; manzaraya bakmak, yemek ve gene manzaraya bakmak.

Kaç saat olduğunu bilmez bir şekilde önümde bitmek üzere olan yemeğimi yiyordum. O sırada uzun zamandır duymamışcasına Açelyanın sesini duydum.

"Pınar? Pınar? PINAR!" diye bağırdı en sonunda. Kafam karışık bir şekilde ona döndüm. Bakışları benim iyi olup olmadığımı sorgularcasınaydı.

Gözleri bir şeyle benim gözlerim arasında gidip geliyordu. Onun baktığı noktaya bakınca, sımsıkı bıçağı tuttuğum ve hafif bıçak yüzünden kanayan elime bakıyordu.

Neden bıçağı öyle tuttuğuma dair bir fikrim yoktu.

Bıçağı yavaşça masaya bıraktım ve benim azıcık gördüğüm kanın aslında bastan başa kesilen avuç içimden aktığını gördüm. Bıçak kan içindeydi ve elim ondan farksız deyildi. Elime aldığım peçeteyi elime kanın aktığı yere koydum ve acının elimi uyuşturmasını bekledim.

Ben sakince hallederken. Onlar ise bana korkmuş bir şekilde bakıyorlar dı.

Sırt çantamdan çıkarttığım ilk yardım kittini masaya koydum ve içinden sargı bezi, tendirdiyot ve pamuğu aldım.

Tendirdiyotu, pamuğa döktükten sonra yaranın üstüne bastırdım. Tam bezi nasıl saracam diyordum ki yan tarafımda oturan Ayberk bana yardım etti. O pamuğu tutarken ben bezi sarıyordun.

"Hastaneye gidelim." dedi sesi korkudan kısık çıkan Açelya.

"Gerek yok." dedim kafamı iki yana olumsuz anlamında sallayarak. Bezi sabitledikten sonra kaldırdım ve Açelya'ya gösterdim "Bak bitti bile." dedim ve yüzüme onu sakinleştirecegıni düşündüğüm bir tebessüm yerleştirdim.

"Masaya bakar mısın." dedi Başkomiser soğuk bir sesle. Masanın yani benim bulunduğum yerin oldugu yer kan içindeydi neredeyse. "Hastaneye gidiyoruz." dedi kendinden emin bir sesle. Doğruldu ve sandalyeyi çekerek çıktı.

"Gerek yok dedim!" diye ona emir verdim.

"Bende emirlerin işe yaramıyor Mimar." dedi alaycı bir sesle.

"Elimi o kadar sardım. Hem hiç uğraşamam hastanede!" dedim sertçe. Beni dinlemedi ve arkama geçip sandalyeyi çekti.

"Çık." dedi sakince. Ben se konuşmadan öylece oturdum. "Çık uğraştırma beni Mimar." omuzlarımı kaldırıp indirerek ona cevap verdim. "Mimar!" dedi sonunda.

"Başkomiser!" dedim ona karşılık olarak.

Herkes şaşkınlıkla bize bakıyordu.

"Pekala gerilmeye gerek yok." dedi Açelya telaşla bize bakarak. O sırada biz ne yapıyorduk biliyormusunuz. Tek yaptığımız bir birimize ters ters bakmaktı.

Ejder'in AteşiWo Geschichten leben. Entdecke jetzt