🌿12 "O'ydu.."

79 44 102
                                    

Ehlen va sehlen! nasılsınız?

Çok enerjik hissediyorum ve bu enerjimi bu hikayeye yansıtmam gerekiyor! Zira Şeymamı çok üzdüm.. Hamza bi dayağı hak ediyor ama!

Pislik cidden hem vicdansız hemde yakışıklı..

Hikaye sizce nasıl ilerliyor? Ve 2023.08.02ye kadar isteklerinize uygun bölümler atacağım! Fakat lütfen benden Hamzanın bizim küçük şeymamıza aşık olmasını istemeyin!

Keyifli okumalar o zaman.

Banyoda yüzüme bilmem kaçıncı kez çarptığım su ile, derin nefes aldım. Ağlamaktan, başım ağrımıştı ve şu an başım dönüyordu. Derin nefes alıp aynada kendime bakıverdim, üstüm başım su olmuştu.

O kimdi ya! Allah aşkına o kimdide benim kalbimi kırıyordu? Kendine gel şeyma. Kaşımı çatarak aynadaki yansımama baktım, iç çekip kapı kulpuna uzattım elimi.

Kapıyı açıp çıktığımda, gördüğüm manzara tam olarak şunu açıklıyordu; gidiyorlar. Kapıya yanlarına gittiğimde hepsiyle teker, teker vedalaştım. Hamza ne kadar çıkmak istesede, ailesi izin vermemişti. Herkes çıktıktan sonra, Hamza ile boş boş, oraya buraya bakıyorduk. "Gideyim bari" ne kadarda içimden bir ses 'Defol bir daha gelme' demek istesede, şu an kendimi hiç iyi hissetmiyordum.

"Çık.. Git, ve gelme" dedim kısık sesle. Aniden herşey dönüp bulanıklaşması ile, ayağımın altından yer kayınca bayılmıştım.

Sesleri duyuyordum fakat, gözümü açamıyordum. "Hamza uzak dur ben alıcam kardeşimi! Zaten bi haller oldu bu kıza." Abimin sesi duyduğum son ses olabilirdi. Sonrası, bulanık belkilerdi.

Yavaşça gözüm açılırken, tekrar o hastanede açmıştım kehribar gözlerimi. İlk gözlerim, mavileriyle kesildi. Bana öyle sinirle bakıyordu ki, sanki bu durumdada ben suçluydum. Kendimde olmayarak gülümsediğimde, yüzündeki öfke acımaya dönüşmüştü. Bu sefer ben bana acımasına kızdığımdan, bakışlarımı anneme çevirdim.

Ağlıyordu, annemin gözleri ağlamaktan, kıpkırmızı olmuştu. Abime baktım sonra, oda ağlamıştı. Ama belli etmemek için üstün bi çaba harcayarak, gülümsüyordu kocaman. Babama döndüm, yoktu.. Babam ortalıkta yoktu. Sonra Gülcemal ablaya baktım, oda bana kederle bakıyordu.

Aklıma geleni yapıyordum şu an, ve aklıma gelen şeye içten içe sövdüm. Elimi uzattım, ama kime uzanıyordu o el? Hamzaya..

O an, tüm dengemi bozmuştu işte şerefsiz. Uzattığım ele değen o eli, parmakları parmaklarımın arasından geçerken, sımsıkı tuttu elimi. Kalbim okadar hızlı atıyordu ki, bi an bağlı olduğum şu makinede, kalbimin atışı gösterdi. '145' Hamza baktı ona, ardından bana baktı.

Gülmedi bile, çattı o kaşlarını. Hilal gibi olan ince, ama çok güzel kaşları çatıldı. Başını eğdi aşağıya. Var gücümle tuttuğum elimi, anlık boş bıraktım. Boşunaydı çabalarım. Ben çoktan aşık olmuştum Hamzaya.

Gevşettiğim elimi, hemen bıraktı Hamza. Bıraktığı elim yatağın köşesine çarpınca, acıyla kısıldı gözüm. Abim sinirle baktı, Hamzaya ve yanına yaklaşmak istedi. Pantalonun ucunu tuttuğumda, duraksadı ve bana döndü. Tuttu elimi. Biliyordum, hayatımda benim elimi asla bırakmayacağına emin olduğum ilk ve tek kişiydi, abim.

Gözümü kapatıp dinlemek istedim. Bir şey, bir güc, var gücüyle kapatıyordu gözümü. Abim elimi sallarken bilmediğim her kimse, beni silkiyordu.

****

"Emin misiniz? Bakın bunun hatası olmaz! Siz bana ne dediğinizin farkıda mısınız?" Babamın sinir ve ağlamaklı karışık sesini duyuyordum.

HamuşDove le storie prendono vita. Scoprilo ora