🌿14 "bi takım kırık kalp"

71 38 171
                                    

Öncelikle bu bölüm benim ellerimden olcak😏

Ayh xnlxbxmzn neyse nabersiniz?

Diyom bol bol Şeyma & Hamza bölümü olsun bu bölüm ha?

Hadi besmele çekip başlayalım!

O gece Hamzanın sesiyle uyumuştu Şeyma. Şeyma uyuyunca, hafifçe Kur'an-ı kerimi kapatıp, sandalyede uyumuştu genç adam. Ama okadar uyanık uyuyordu ki, yavuklusunun her hareketiyle uyanıp, bir şey oldu mu diye kontrol ediyordu.

Bu durumda zar zor, uyumuştu Hamza. Sabah ise odadaki, tıkırtılara gözünü açınca, hala uyanamadığı uykulu haliyle; süzdü Şeymayı. Parmaklarının ucunda ses çıkarmamak için gayret ederek yürürken, ara sıra çıkan tıkırtı ile tıpkı fare gibiydi. Hamza bu halina kıkırdayıp, kendini topladı ve sanki ywni uyanmış gibi homurdandı. Sahi yeni uyanmıştı ya?

Homurdanmayı duyar duymaz, arkasını döndü Şeyma korkuyla. Kızdı mı acaba? Yok yok neye kızacak canım! Başını iki yana salladı ve 3 cü, turu atmaya başladı. Sıkılmıştı otur otur, e ne kadar uyumak olur yani? Hamza Şeymanın inatla odayı turladığını görünce, bu sefer sinirle homurdandı.

Aman canım, ne yaparsa yapsındı. Söz dinlemez etmez bi kız olmuş, gidiyordu işte. Ayaklandı genç adam dindirdi sanıp dindiremediği siniriyle. Sandalyeden kalkarken, onu hafif itmesi ve sandalyenin sallanmasından, belli olmuştu ne kadar sinirli olduğu. Fakat bundan habersizdi Şeyma şayet okadar sıkılmıştı ki, şu an en nefret ettiği yerlere bile gide bilirdi.

Yok abartmayalım gitmezdi.

Hamza odadan çıkınca kapıyı öyle sert örtmüştü ki, kapının yanındaki sehpadan vazo pat diye yere düşmüştü. Yahu nasıl yerdi burası! Görende Hastane değil saray sanır. Çaresizlikle öfledi Şeyma, sevdiceğinin ardından bakarak. Vazonun yanına gidip, aldı eline ve yerine koydu bi güzelce.

Hiçbir yeri ağrımıyordu işte yahu! Bıraksınlar evine gidecekti. Ama daha yarında burda kalmalıymış. Ne olur ne olmazmış mış! Baş örtüsünü çıkardı ve katladı, çantasından tarağı aldı genç kız. Yatağına oturup saçını taramaya başladı.

Ne haberi olsun ki, kapıdan elinde buket olan, birinin içeri gireceğini? Kapı açılınca Hamzadır belki diye bakındı, buketi gördü ilkin daha görememişti arkasındakini. Hamza buket almaya gitmiş.. Olamazdı!

O sırada genç kızın baş örtüsünü çıkardığından, habersiz içeri girdi Fırat. Şeyma baş örtüsünü başına bağlayamamıştı bile! Sardı başına saniyelerciçinde baş örtüsünü, sinirle baktı kapıdan giren eski aşkına.

Fırat şeymaya baktı, zayıflamıştı. Bilekleri ipincecik olmuş, elmacık kemikleri belirginleşmişti. Başına geçirdiği baş örtüsünü, gördü sonra genç adam. Ucundan köşesinden saçı çıkıyordu. Kömür renginin ayrı tonlarında olan saçı. Haram dı fakat ne bilsin ki Fırat Şeymanın eski Şeyma olmadığını? Uzattı elindeki buketi genç kıza.

Şeyma ise sinirden dahada stres yapmıştı, elinin tersi ile itti gülleri. Bağırdı var gücüyle önünde durup böm böm ona bakan arsız davura. "Manyak mısın defol git kabinimden!" Fırat Şeymanın bu haline şaşırırken, bu sese elindeki yemek paketi ile kabine yaklaşan Hamzada şahit olmuş haliyle epey de şaşırmıştı.

Demin sinirli haliyle arkasında bırakıp, gitmişti Hamza Şeymayı. Ne için çıktığını düşünürken, Şeymanın durgun hali gelmişti gözünün önüne.

Oda gidip yemek sipariş etmiş, markettende meyve, içecek vs almıştı. Gelirken ise duyduğu ses Hamzayı ayrı bir tedirgin ederken, aklından geçmeyen kalmamıştı. Ya birisi ona dokunduysa? Yada Şeyma üstünü değişirken odaya girdiyse? Sinirden gerilen çenesi ile anında, alnında ki damarlar belirmişti. Sıkı sıkı tuttuğu poşet ile, koşarak kabinin önüne geldi ve kapıyı açtı.

HamuşOù les histoires vivent. Découvrez maintenant