15-🤜🏻Kavga🤛🏻

3.5K 202 20
                                    

Laçin Aden Faris

Demek bizim cici kızımız (!) Beren, Boğaç'dan hoşlanıyordu.

Bu mükemmel haberi yarım bıraktığımız işi tamamlayarak kutlayalım!
Niye Beren'i öldüreyim ki?
Niye öldürmeyesin ki? Yıllarca sana zorbalık yaptı seni hep rezil etti. Bence bunlar mükemmel sebepler!
Birazcık haklı olabilirsin. Ama ben seri katil değilim.
Benim bildiğim kadarıyla birden fazla kişiyi öldürenler seri katil sayılıyor. Sende 15 kişiyi öldürdüğüne göre...

Mia ile olan küçük çaplı konuşmam bittiğinde çantadan kitabımı çıkarıp okumaya başladım. Belki o zaman bu saçma ortamdan soyutlanırdım.

"Ay şu eziğe bak! Yine ergen kitapları okuyor!"diye cırlayan Damla sinirlerimi bozmaya başlamıştı.
Kimse kitaplarımıza laf atamaz.

"Damla."diyerek yavaşça arkamı döndüm.
"Efendim şekerim."dedi sondaki 'i'yi uzatarak.
"Her sabah aynaya bakıyormusun?"dediğimde itici bir şekilde gülümsedi.
"Tabi ki cicim. Ben senin gibi pasaklı değilim.
"Hayret."dedim şaşırmış bir şekilde.
"Ben senin yerinde olsam bakamazdım. Her sabah böyle iğrenç bir surata bakma düşüncesi bile midemi bulandırıyor."diyerek önüme döndüm. Karar almıştım. Artık altta kalmayacak gereken cevabı verecektim. En azından deneyecektim.

"S-sen benimle böyle konuşamazsın!"demesi ile ona döndüm.
"Niye? Sen padişahın son veliahtı mısın?"diye alayla konuştum.
"Ben Damla Öztürk'üm. Senden çok çok yüksekteyim tatlım."diyen Damla ile alayla gülümsedim.
"Uzaktan dağların zirveleri zor görünürmüş. Aşağıda olanlarda zirveyi göremedikleri için kendilerini en yüksekte sanırlarmış."diyerek önüme döndüm.

Velet gibi onla kavga ettiğine inanamıyorum.
Bende.

Kitap okumaya geri dönecektim ki saçımın geriye doğru çekilmesi ile sandalyeyle birlikte yere düştüm. Saçımı çeken kişi elbette Damla'ydı. Sonra kolumdan tutarak beni kaldırdı.

"Laf kavgalarından iyisin. Bakalım normal kavgada nasılsın."diyerek elini kaldırdı. Tam yüzüme yumruk atıcakken elini tutup ters çevirdim. Ayağımla ayağına çelme takarak yere düşmesini sağladım. Yere düşünce elini mecbur bırakmıştım. Yavaşça yanına çökdüm ve kulağına eğildim.

"Karşındakinin ne şartlarla büyüdüğünü bilmeden meydan okuma." diye fısıldıyarak çökdüğüm yerden kalktım. Hızlıca çantama kitabımı katarak çantamı aldım ve sınıftan dışarıya çıktım.

Aşağıya indiğimde yüzümde gururlu bir tebessüm vardı.
Tabi olacak. Tek hücreli Damla canlısına haddini bildirdin.
Paçoz Damla.
Yelloz.
Şıllık.
Şırfıntı.
Öküz başlı antilop.
Kurbağa başlı çekirge.
Küpek.

"Laçin."diyerek yanıma gelen Boğaç ile istemsizce gülümsedim.
Ay ! Noluyo noluyo!

Yanıma gelip durduğunda ona döndüm.
"Naber?"diyen çocuğa garip garip baktım. Daha 15-20 dakika önce beraber değilmiydik?

"İyi.Sen?" diyerek kantine yürümaya başladım.
"İyi bende."
Aha! Sohbet tıkandı.
Sohbet niye tıkandı tuvalet mi bu?

"Dersiniz ne?" Ondan gelen soru ile benim kantinde ki bir masaya oturmam aynı anda olmuştu.
"Normalde Fizik. Ama hocamız son haftalar olduğu için gelmedi. Senin?" dediğimde karşımdaki sandalyeye oturdu.
"Matematik. Bizim hoca da son hafta olduğu için gelmedi."dediğinde hafifçe güldüm.
"İyi işte kurtulmuşsunuz matematik dersinden." Aslında ben çok severdim matematiği. Çoğu kişi matematik den hoşlanmadığı için kurtulmuşsunuz dedim.
Sende nerde antin kuntin şey var onu sev zaten.
Sanane be!

"Yok. Kurtulmak deneyelim. Ben matematik dersini severim. Ama sınıftakiler pek hoşlanmıyor. Bir iki kişi hariç." dediğinde sevinmiştim.
Ben üzüldüm.
Niye?
E şimdi çocuğun maşallahı var. O matematiği anlamasaydı sen ona matematik çalıştırsan, ama o seni dinlemek yerine seni izlese sonra bakışlarınız kesiştiğinde aynı anda gülümseseniz ve sen utanıp arkamı dönsen. Sonra o sana 'Utanman bile çok tatlı' dese. Fena mı olur?!
Klişe şeyler sevmem. Az daha orijinal ol.
Hıh! Eşek hoşaftan ne anlar!
Hoşaf sevmem yanlız ben.
Ne anlarsın dedim ya zaten.
Sensin eşek!

"Laçin."diyen Boğaç ile kendime geldim.
"Efendim?"
"Şeyy... Sana bir soru sorabilir miyim?"dediğinde hafifçe sol kaşımı kaldırdım.
"Sor." diyerek ayaklarımı incelemeye başladım.
"S-senin." kekeliyerek konuşması ile kaşlarımı çattım.

Korkuyor mu o?
Yok canım utanıyor.

"Benim?" Diyerek ona döndüm.
"Senin şeyin var mı?"
Neyi varmı aq!
"Neyim var mı?"
"Se-" tam söyliycekken içeri kantinden içeriye dalan Beren ile ona döndük.

"Boğaç! Aşkım!" diyerek bize doğru koşmaya başladı.

Yanımıza geldiğinde hemen Boğaç'a sarıldı.
"Aşkım nerdesin ya seni her yerde aradım ama bulamadım!" diyerek Boğaç'a onu boğarcasına daha sıkı sarıldı.
"Beren! Ben senin sevgilin falan değilim. Uzak dur artık benden." diyerek onu ittirdi.
Tabi ki hafif ve kibarca.

"Ama aşkıımm!" diye cırlamısıyla yüzümü buruşturdum.
Allah'ım-
Neydi günahım...

Çantamı alarak sandalye den kalktım.
"Boğaç ben artık gidiyorum."
"Nereye Laçin?" diye Beren'in lafa atlaması ile ona bakmadım bile Boğaç el sallayarak kantinden çıktım.
Ben artık sıkılmaya başladım bru Beren'den.
Bende. Çok fazla oluyor.
Alalım kellesini Sultanım.
Alalım.

・ω・
Nasılsınız?

Bende iyiyim. Çok şükür.

Bölüm iki-üç gün gecikti. Çünkü telefonum bozuldu. Izdırap dolu günler geçirdim. ( Kardeşim teline de çöktüm o günlerde.)

Birde size bir şey sormak istiyorum. Ben size Laçin'in okuduğu okulun adını vermişmiydim?

Hikaye nasıl gidiyor?

İstek sahneler varmı?

Yıldızın içi dolu mu? :)

Yorum yapın.Lütfennnnnn 😊

İyi günler/ akşamlar/geceler dilerim.

Allah'a emanet olun!

Ebru kaçar!

Laçin /Gerçek Ailem |ARA VERİLDİ|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin