27 -"Baba..."

10.5K 588 93
                                    

Not silinmiştir. Bölüm için koyulan sınır zaten geçilmediğinden sınır işini iptal ettim. Sağ olsunlar ilk kez yaptığım bu "bu olmazsa bölüm paylaşmam" tribini ağzımdan burnumdan getirdiler. En iyi ben de bazı okurlar gibi canımın istediğini yapayım... Sınavların sıkışıklığı ve sosyal hayatımın yoğunluğundan arta kalan zamanlarda yazmaya vakit bulursam inşaallah bölüm yazıp paylaşacağım... Hikayeme değer ve destek veren herkese sonsuz teşekkürler! Kim olduğunuzu çok iyi biliyorum, emin olun. Yeni bölüm soranlara selam olsun! Görüşmek üzere! :)

YENİDEN

Bölüm 27

Gamze bileğine taktığı kırmızı lastik tokaya hülyalı bakışlar atarken, neredeyse dünyayla bağlantısını kesmişti. Ersan Ünlü, kalbinde konfetiler patlatıp havai fişek gösterisi düzenlemişti sanki. "Bu adam..." diyordu Gamze. "Tam sevilecek adam."

Öyle ki, onu sevmeyi yaşamının bir parçası haline getirmişti genç kadın. Ersan'ı hayatının baş köşesine koymuş, onu düşünmeden bir dakika geçirmemişti. O olmasa da, onunla yaşamıştı Gamze. Yokluğunda, onun nefes aldığını bilerek feraha kavuşmuştu. Ersan onunla değildi belki ama yaşamaya devam ediyordu ve Gamze'yi de farkında olmadan yaşatıyordu. Gamze, Ersan ile nefes alıyordu.

Dünden bu yana yaşadıklarını düşündükçe, dudaklarında beliren aşık gülümsemeye engel olamıyordu. Ersan'ın tatlı romantikliğini daha önce de görmüştü ama üstünden o kadar uzun zaman geçmişti ki ister istemez unutmuştu.

Aşk savaş değil, sevişti.

Gamze Ersan'ı severken onun kalbini kazanmayı sabırla beklemiş, mantığı vazgeçmesini emretse de yüreğinin sesini dinleyerek inat etmişti. Sesinin duyulmadığı zamanlarda kalbine çok kızsa da artık ona yalnızca teşekkür ediyordu. Onca erkeğin içinde Ersan'ı seçtiği için...

Dün birçok şey konuşmuşlardı. Eskilerden de konu açılmıştı ama hep iyi günleri anmışlardı. Sonra Ersan bir fikir atmıştı ortaya. Aralarında başlayan bu sıcak ilişkiyi herkese tek tek izah etmek yerine topluca açıklama yapacaklardı. Gamze, Ersan'a itiraz etmeye yarayan nöronlarının yok oluşuyla mecburen durumu kabullenmişti. Eğer Ersan öyle istiyorsa, Gamze için de problem yoktu. Neticede, arkadaşları illa ki bir şeyleri öğreneceklerdi. Ha bugün, ha yarın... Ersan, Gamze'yi sevdikten sonra hiç fark etmezdi.

"Özge'ciğim, süpürge eline çok yakışmış. Resmen tamamlanmışsın." diyerek, Özge'yle dalga geçen Ahmet'e sırıttı. Bu yollardan geçmiş biri olarak, kendini yaşı kemale ermiş hatta emekliye ayrılmış gibi hissediyordu. Özge'nin dediği gibi yavaş yavaş yaşlanıyordu belki de. Ah, bu korkunç tezi derhal zihninin dipsiz kuyularına atması gerekiyordu! Gamze güzellik salonlarının kapısını aşındırmak için fazla genç ve güzeldi. En azından aynaya baktığı zaman o kendini öyle görüyordu. Ersan da onun güzelliğini defalarca tescillediğine göre hem güzel hem de tazeydi.

"Sen işine baksana, düdük makarnası!" diye cırlayan Özge, yerleri süpürmeye devam ederken gözleri ateşe verilmiş çıralara benziyordu. Ahmet'i cayır cayır yakmasına ramak kalmıştı ama Gamze biliyordu ki, bu yangın onun yangınından farksız olacaktı. Özge'nin, Ahmet'e karşı hissettiği samimi ve saf duyguları incitmeyi asla istemiyordu. Ancak genç kızla uğraşmaktan kendini alamıyordu. Tüm hinliğiyle yeşil vadilerini Özge'ye dikip "Özge düdük makarnasını çok sever." derken, yaptığı gıcıklığın tadını çıkardı. Bu ikiliyi bir araya getirmek için içindeki çılgın Esra Erol'u gün yüzüne çıkarabilirdi. Bunu yaparken azıcık eğlenmesinde bir sakınca olmazdı herhalde!

"Patron..." diye tısladı Özge dişlerinin arasından. Kaş göz işaretleriyle Gamze'ye susmasını ima ederken, utandığını belli edecek şekilde kızarmıştı.

YENİDENМесто, где живут истории. Откройте их для себя