12 -"Gerçekler acıtır."

8.8K 491 54
                                    

YENİDEN

Bölüm 12

Bir mesaj sesiyle derin uykusundan uyandı Gamze. Gözlerini açmak için kendisiyle savaştı. Dün geceden sonra sonsuza dek uyumak istiyordu. Belki uyku yaşananları unutturur, acısını hissetmemesine yardımcı olurdu. Ama bu bile ona çok görülmüştü. Güç bela gözlerini aralayıp yattığı yerde doğrulurken, elini uzatıp komodinin üzerindeki telefonunu aldı. Güzelim uykusunu bölen her kimse, fena azar yiyecekti. Telefonunun kilidini açıp baktığında, mesajın Whatsapp'tan geldiğini görünce nefesini dışarı üfledi. Sıkılganca mesaja bakarken, kızlarla kurduğu mesaj grubuna gelen bir sesli mesajla karşı karşıya kaldı. Ceren'den gelen bir sesli mesaj...

"Doruk beni aldatıyor!"

Üç kelime, onlarca anlam. Fakat Gamze'nin yarı uyuyan beyni için çok zor bir kavramdı. Ceren'in ne dediğini anlayabilmek için ses kaydını bir kez daha dinlemek zorunda kalmıştı. Dinlediğindeyse gözleri deminki sönüklüğünü anında kaybetmiş, hemencecik canlanmıştı. Ceren'i avutmak için söyleyecek söz arıyordu ama literatürde, aldatılan bir kadını avutmak için kullanılabilecek bir sözcük olduğundan emin değildi. Gamze düşünmeye devam ederken, aynı anda diğerlerinden mesaj yağıyordu.

"Sen de onu aldat." Seda orataya kendinden beklenen bir fikir atmıştı. Gamze sırıtarak dinlediği mesajdan sonra, Ece'ninkini açtı.

"Fazla yakışıklı bir adamdı zaten, aldatacağı en başından belliydi."

Gamze şu an bu ikisine şaşıyordu. Kızı avutacakları yerde yangına körükle gidiyorlardı. Hemen olaya müdahale etmek istedi ve yaptı da. "Emin misin, Turunçgil? Doruk'un seni aldattığını gözlerinle gördün mü?" Ah, ne medeni bir harekette bulunmuştu! Yargılamadan mahkum etmeyen bir kadın olarak yalnızlığa mahkum edilmesi kesinlikle haksızlıktı.

"Hayır, kulaklarımla duydum! Hafta sonu buluşacaklarmış. Adi, pislik! Beni nasıl aldatır ya?" Gamze'nin anladığı kadarıyla Ceren şu an ağlıyordu çünkü sesi bir alçalıp bir yükseliyor ve yer yer titriyordu. En başta evham yaptığını düşündüğü için pek üzerinde durmamıştı ama şimdi Ceren'in sesine yansıyan üzüntüsü genç kadının kanını öfkeyle kaynatmaya başlamıştı. Doruk'a yönelen önlenemez bir öfke... Yeni bir mesaj gelince, onu açıp dinledi.

"Beş dakika fazla uyuyayım, dedim. Neler kaçırmışım böyle? Vay canına! Oğlum duyunca karnımda parende attı." demişti Betül. Gamze kıkırdayıp şu anda kimsenin göremeyeceği o güzel gülüşünü bahşederken, kızları özlediğini hissetti.

"Keşke benim yerime de iki tane tekme atsaymış." diyerek Betül'e takıldı Seda. Her zaman birilerine yapacak bir gıcıklık bulurdu. Betül'ün cevabı ise gecikmemişti. "Kapa çeneni."

Seda Betül'e, Betül Seda'ya laf yetiştirme derdine giriştiğinde, yaklaşık beş dakika onların konuşmasını maruz kalmışlardı. Ceren'in derdini unutup birbirlerine uymaları çok çocukçaydı. Bazı şeyler hiç değişmiyordu işte. Nihayet tatlı didişmeleri sona erdiğinde, Doruk için binbir türlü komplo teorisi üretmeye başlamışlardı.

"Ben Ceren'in yerinde olsam o sığırın ağzını burnunu kırdırtırdım."

Seda da Gamze'ye katıldığını belli edercesine, "Ben olsam kendim kırardım." dedi ve ardından dayanamıyormuşçasına ekledi. "Ama ondan önce bir misilleme yapıp, onu aldatırdım tabi."

Gamze kaydı dinlerken, Seda'nın göremeyeceğini bilse de gözlerini devirdi.

"Ben onun bana yaptığını ona yapamam." dedi Ceren ağlamaklı. Arkadaşının acısıyla Gamze'nin içi gitmişti. Doruk'un Ceren'e nasıl baktığını görmüştü. Hiç de aldatacak kadar aşağılık bir adama benzemiyordu Doruk. İnanması çok zordu ama Ceren'in duyduğunu söylemesi bir nebze olsun ikna ediyordu Gamze'yi. Ceren, Betül gibi duyduğu ufacık bir şeyi büyütüp olay yapmazdı. Ama yanlış anlamış da olabilirdi.

YENİDENOnde histórias criam vida. Descubra agora