15 -"Ölsek bile."

10.6K 512 95
                                    

Geçen bölümdeki o tatlı ve yapıcı yorumlara, teşvik edici oylara o kadar sevindim ki! Allah razı olsun gençler ve kendini genç hissedenler :D 15K olmuşuz. 15K VE 15. BÖLÜM! Bence bu bölüm dönüm noktası. Neyse ipucu vermeyeyim de heyecanı kaçmasın. :) Okumaya yeni başlayanlar: Hoş geldiniz! Sefa getirdiniz :) Kısa ama özet bir bölüm oldu. Burada bitmesi gerekiyordu o yüzden çok uzun yazmadım. Keyifli okumalar.

YENİDEN

Bölüm 15

"Hala inanamıyorum. Resmen kaçırıldık!"

İşte son bir saatin özeti buydu. Gamze ve Ersan hapsedildikleri odada baş başa kaldıklarından beri şaşkınlıktan ancak kurtulabilmişlerdi. Adamlar onları odaya atmış, ardından ellerini çözmüşlerdi. Ersan adamların birine yumruk atarak karşı koymaya çalışmıştı fakat onlar üç kişiydiler. Ersan'ı zaptetmeleri zor olmamıştı. Telefonlarını da aldıktan sonar kapıyı üzerlerine kilitleyip çıkmışlardı.

Gamze, odaya göz gezdirdi. Akıbeti belli olmayan iki rehine için fazla iyiydi. Karşısındaki masanın üzerinde televizyon bile vardı. Hemen yanında bir sürahi ve birkaç bisküvi...

"Kim... Kim yapabilir bunu?" Ersan odanın içinde volta atarken, duvarın dibindeki çekyatın ucunda oturan Gamze alt dudağını sarkıttı. Bu konu hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. O, böylesi kötü adamlarla uzaktan yakından alakası olmayan bir insandı. Ersan'ın da onlarla işi olduğunu hiç zannetmiyordu. Gamze'nin kafasını asıl karıştıran ise ikisinin birlikte kaçırılmış olmasıydı. "Bizim ortak düşmanımız yok ki!" diyerek içinden geçenleri dile getirdiğinde, Ersan durup ona kötü bir bakış attı. "Benim tek düşmanım sensin." dedi kızgınca. Gamze'nin bu olayda suçlu veya suçsuz oluşu onu ilgilendirmiyordu. Şu an yanında o vardı! Yine başına belayı açan Gamze olmuştu! Ayaklı felaket gibi ne zaman yaklaşsa bir şeyleri mahvediyordu.

Gamze öfke ve alınmışlıkla kızarmış yanaklarını gizleyemeden oturduğu yerde aniden dikleşti. Zaten durum yeterince zordu bir de Ersan sinirini bozuyordu. "Benim yüzümden yani, öyle mi? Yine ben kötüyüm. Hatta o adamları da ben tuttum, değil mi? Sen çok..."

Genç adam bu işkenceye daha fazla dayanamayarak Gamze'nin sözünü kesti. "Boş konuşma da buradan nasıl kurtulacağımızı düşün." Burada tutsak edilmişlerdi ve Gamze'nin çenesiyle baş başa kalan biri olarak mağdurdu.

Genç kadın pantolonun gizlediği uzun bacaklarını üst üste atarak sırtını çekyata yasladı. "İstersen karşı konulmaz cazibemi kullanabilirim." dedi hınzırca sırıtarak. Adamları güzelliğiyle kandırıp bir çıkış yolu bulabilirdi. Ancak bu fikir, Ersan'a pek de mantıklı gelmemişti. Hatta hiç hoşuna gitmemişti. Kara gözlerini kaçırarak "Kalsın." diye homurdanırken, Gamze'nin bunu cidden yapabileceğinden emindi. O çekiciliğiyle adamları kapısında yatan köpeklere bile çevirebilirdi.

Gamze hayal kırıklığına uğramış gibi yaparak dudaklarını büzdü. "Neden ama? Baksana, adamlar beni güzel buluyorlarmış."

Ersan birkaç adımda Gamze'nin dibinde bitti. Genç kadına üstten hükmedici bir şekilde bakarken, Gamze de onu iyice görebilmek için başını kaldırmıştı. "Kendinle alıp veremediğin ne? Adamlara yem mi olmak istiyorsun?" dedi Ersan sakinliğini koruma çabasıyla. Gamze şu an sabrını sınıyordu ve sınırda gezdiğinden habersizdi. O adamlara karşı kendinden önce bu baş belasını koruması gerekirken, hanımefendi arı kovanına çomak sokmayı teklif ediyordu.

Gamze tek kaşını kaldırıp, "E sende eşek başı değilsin ya, korursun beni." dedi alay edercesine. Ersan'ın onu güvende tutacağından adı kadar emindi artık. Onu arkasına saklamaya çalıştığı anlar aklından çıkmıyordu.

YENİDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin