¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
||
3 gün önce
"Ne oluyor komutanım size. Sabahtan beridir sohbet ediyoruz ağzınızı açıp tek kelime etmediniz."
"Hm?" diyerek daldığım duvardaki bakışlarımı Yiğit'e yönlendirdim. Birşey demişti ama anlamamıştım.
"Daldınız komutanım? Bir sorun mu var? Hiç konuşmuyorsunuz da."
Bir sorun vardı. Büyük bir sorun vardı. Kırmızı kafalı bir sorun vardı. Kırmızı; başlı başına sorundu.
"Yok. Öyle, dalmışım." dedim kafamı iki yana sallayarak. "Ne konuşuyordunuz?"
"Haftaya görev varmış komutanım. Orhan ve Gaye'nin düğününden sonra izine çıkacakmışız, onu konuşuyorduk." diyen Atalay'a bakarak kafamı salladım.
Onlar tekrar konuşmaya başlarken masanın üzerinde duran telefonumu alıp balkona çıktım. Bizim Yiğit ve Turan ile kaldığımız evdeydik.
Cebimden sigara paketimi çıkartıp içerisinden bir tane alıp ağzıma götürdüm ve sigara paketini geri, cebime sıkıştırdım. Sigaramı balkonda duran çakmakla yaktıktan sonra telefonumu açtım.
Ekrana direkt Alina'dan gelen 2 bildirim düşerken durup kartımda ne kadar para var diye düşündüm. Bana yazdığında ya, çok pahalı birşey istiyordu. Ya, daha çok pahalı birşey istiyordu.
Mesajının üzerine tıkladığımda ekrana düşen fotoğrafa bakıp iç geçirdim.
Alina:
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
