I

96 2 0
                                    

Benim adım Itsuka Kotori. 32 yaşındayım. Hayatım boyunca hatırlayamayacağım kadar suç işledim. Zevk için sayısız insan öldürdüm. Öldürmek için seçtiğim kurbanın kim olduğu umurumda değildi. Kadın, erkek, çocuk... Kimi öldürürsem öldüreyim bundan inanılmaz bir cinsel haz duyuyordum. Birine işkence etmenin hayalini kurmak bile bana zevk veriyordu. Kendimi kontrol edemiyordum. Her şeyin nasıl başladığını düşününce, bundan yaklaşık 12 yıl önce, 20 yaşındayken, ilk cinayetimi işlediğimi hatırlıyorum.

O gece, sıkıldığımda her zaman gittiğim barda birisiyle tanıştım. Çirkin bir adam değildi, aksine eli yüzü gayet düzgündü ve çekiciydi. Ondan etkilendiğimi söyleyebilirim. Biraz muhabbet ettik. Yanlış hatırlamıyorsam adı Sato'ydu. Lafı fazla uzatmayacağım, viski içmek ve baş başa laflamak için beni evine çağırdı. Kabul ettim. En kötü ne olabilir ki diye düşündüm.

Evine girdiğimde etrafın çok dağınık olduğunu hatırlıyorum. Bana Kizami'nin evini hatırlatmıştı. Sato biz eve varmadan çoktan sarhoş olmuştu bile. Kapıdan girdiğimiz gibi dudaklarıma yapışıp üstümdekileri çıkartmaya başladı. Ona engel olmadım. Seviştikten bir süre sonra evinde kalmak istemediğimden kalkıp gitmek için üstümü giyinmeye başladım. Yataktan yavaşça doğrulup bana nereye gittiğimi sordu. Gideceğimi söylemem üzerine aniden ayağa kalkıp karşımda dikilmeye başladı. Elimden sıkıca tutup benden kalmamı istediğini söyledi. Onun bu davranışını saçma bulmuştum ve gülmüştüm. Bir kere seks yaptık diye bana bağlanmış olamazdı. Elimi çektim ve sırıtarak başka sefere gelebileceğimi söyledim. Bunun üzerine Sato çok sinirlenmiş olacak ki bana sert bir tokat atmıştı. Ne olduğunu idrak edemeden beni boğazımdan tutup bedenimi duvara çarptırdı, ben ise gözlerimi ona dikmiş bakıyordum. Sato'nun her hareketi, hatta lafları bile bana Kizami'yi hatırlatıyordu, bu o zamanlar beni korkutmuştu. Geçmişi hatırlamama neden oluyordu ve bundan rahatsız olmuştum. Beni bırakmasını söyledim ama gırtlağıma dayadığı eli konuşmamı güçleştiriyordu. Dediğimi duymamazlıktan gelip beni tekrar, ancak bu kez haşince öpmeye başladı, kontrolü tamamen kaybetmiş gibiydi. Ondan kurtulamayacağımı anlayınca elim istemsizce eteğimin cebindeki küçük çakıya uzanmıştı. Açıkçası bir kez daha tecavüze uğrama fikri beni tetiklemişti, buna tekrar göz yumamazdım. Nefes alamadığımı hissetmemle çakıyı istem dışı onun eline sapladım, bunu yaptığıma kendim de şaşırmıştım ancak korku hissetmiyordum. Birkaç adım geri sendeleyen Sato, önce dirseğine doğru süzülen kana, ardından bana baktı. O an beni mahvedeceğini anlamıştım. Üstüme öfkeli adımlarla yürürken çakıyı bu kez onun boynuna, tam şah damarına sapladım. Öfkeyle karışık bir tatmin duygusu hissediyordum. Boynundan kan fışkırırken eliyle kesiği kapatmaya çalışıyordu, ama nafileydi. Polisi aramayacağından emin olmak için o yerde kıvranırken üstüne abanıp çakıyla boğazında rastgele birkaç yeri daha deştim. Beni bileklerimden yakaladı, ancak tüm gücünü kullanamıyordu. Zayıf kollarından kurtulup birkaç adım geri çekildim ve hayatı için acıyla kıvranırken onu izledim. Aradan birkaç dakika geçtikten sonra öfkeli bakışlarının yerini boş, hayatsız gözler almıştı. Cildi hafif solmuştu ve boğazından fışkıran kan odadaki beyaz halıyı kırmızıya boyamıştı. Ortalığa hafif bir kan kokusu hakimdi. Ben ise karşısında dikilmiş cansız bedenini izlemeye devam ediyordum. Bir süre sonra istemsizce kıkırdadım. Tıpkı bir zavallı gibi dakikalar içerisinde ölüp gitmişti. Ağır adımlarla banyoya ilerleyip çakıyı ve kana bulanan elimi güzelce yıkadım. Odasının önünden geçerken son bir kez ona baktım, hala yerde öylece yatıyordu. Fazla vakit kaybetmeden çizmelerimi giyip evi terk ettim.

Şeytanın İtiraflarıWhere stories live. Discover now