V

24 0 0
                                    

Tüm bu cinayetleri yakalanmadan nasıl işliyordum bilmiyorum, ama bir şekilde işler yolunda gidiyordu. Sanırım gerçekten yaptığım işte iyiydim, tek açıklaması bu. Saf erkekleri kandırıp evime getirip onları uyutuyor, istediğim gibi kullanıyor, işkence ediyor, sıkıldığımda ise onları oldukları değersiz çöp parçası gibi bir kenara fırlatıyordum.
Yanılmıyorsam onlardan birinin adı Fred'di. Onu ilk bir kafede görmüştüm. Kumral saçları ela gözlerinin önüne düşmüştü, kirli bir sakalı ancak bebeksi bir yüzü vardı. Uzunca bir süre, belki bir saat boyunca, beni fark edene kadar onu izledim. Gözlerimiz buluştuğunda ona gülümseyip bakışlarımı önümdeki kitaba çevirdim. Kitap okuduğumdan değil, bunu sadece onu etkilemek için yapıyordum. Onun utangaç, sessiz sakin ve entelektüel kızlardan hoşlanan bir tip olduğu izlenimine kapılmıştım. İşin ilginç yanı, tahminim tutmuştu, sahte kitap kurdu kız taklidim onda işe yaramış olacaktı ki kendi masasındaki kitabı ve kahvesini alıp benim masama doğru ilerledi. Masama oturmak için bile benden izin alıyordu, çocuk tam bir zavallıydı. Yine de onun bu çekingen ve ilginç tavrı hoşuma gitmişti, ondan istediğim her şeyi kolayca alabilirdim.
Kahvemden bir yudum alıp ona döndüm ve onu tanımak için sorular yöneltmeye başladım. Nerede yaşadığını, ne işle uğraştığını, nelerden hoşlandığını, ne tarz müzikler dinlediğini... Yaklaşık yarım saat içinde bu bilgilerin hepsine ulaşabilmiştim. Fred ile konuşurken sürekli ona temasta bulunuyor, zaman zaman elini okşuyor, topuklu ayakkabımın ucuyla onun bacağına dokunuyordum. Onun gözlerinin içine bakarak anlattığı şeyleri dikkatle dinliyor ve umursuyormuş gibi davranıyordum. Güvenini tamamen kazandığıma emin olduktan sonra masaya eğilerek kulağına yaklaştım ve ona evime gelip birer kahve daha içmek isteyip istemediğini sordum. Şansıma teklifimi oldukça hevesli, bir o kadar da çekingen bir şekilde kabul etti. Ayağa kalkıp gülümseyerek onun koluna girdim, onu arabama bindirip evin yolunu tuttum. Ona yapacaklarımı düşündüğümde heyecandan titriyordum ve eve bir an önce varmak için gaza yükleniyordum.

İçeri girdiğimizde ona bakarak üzerimdeki siyah dantelli hırkayı çıkarttım ve ona evindeymiş gibi rahat hissetmesini, ben kahveleri yaparken salonda bekleyebileceğini söyledim. Kahveler olduktan sonra onun fincanına yüksek dozda uyku ilacımdan, birazcık da rastgele kimyasallardan ekleyerek dikkatlice karıştırdım. Kahvenin kendisi de acı olduğundan içeceğine bir şey kattığımı anlamayacaktı bile, bunu önceden kendimde deneyerek test etmiştim. Kahveleri götürüp koltuğun önündeki sehpaya bıraktım, ardından yanına oturarak tek elimi onun bacağına koydum. Dikkatini dağıtmalı ve benden şüphelenmesini mümkün olduğunca engellemeliydim.

"Caz sever misin? Ben kitap okurken caz müzik dinlemeye bayılırım."

Soruma cevabı olumlu olunca telefonumdan sevdiğim bir caz melodisi açtım, kurbanlarıma işkence ederken caz dinlemeyi seviyordum, korku dolu çığlıklarıyla bütünleşen huzur dolu melodi adeta bir şahesere dönüşüyordu.
Ben onu tahrik ederek dikkatini dağıtırken o çoktan kahvesinden 4-5 yudum içmişti bile. Yaklaşıp dudaklarımı onun boynunda gezdirmeye başladım.

"Senin gibi birisini bulduğum için gerçekten şanslıyım."

Diğer yandan elimi baldırından yukarıya kaydırıp onu yavaşça okşamaya başladım.

"Bence biz birbirimiz için yaratılmışız. Sence de fazla uyumlu değil miyiz?"

Kahvesinden birkaç yudum daha alıp geriye yaslandı, resmen kendini tamamen bana teslim etmiş gibiydi. Nefes alışverişleri hızlanmıştı ve her dokunuşumda titriyordu.

"İtiraf etmeliyim, seni ilk gördüğümde epey etkilendim, Fred. Tam benim tipimsin. "

Söylediklerimin üzerine aniden doğrularak öksürmeye başladı. Derin derin nefesler alıyor ve boğazını tutuyordu.

"Şşşş. İyi misin? Neyin var?"

Korkuyla yerimden doğrularak yüzünü ellerimin arasına aldım.

"Su getirmemi ister misin?"

Yerimden kalkarak mutfağa ilerledim, o sırada mutfaktayken onun ayağa kalkmaya çalıştığını, kalkar kalkmaz da yere yığılma sesini duydum. Kendimi kıkırdamaktan alıkoyamadım, bu fazla kolay olmuştu.
İçeri gittiğimde yerde baygın halde yatıyordu, düşerken kafasını cam sehpaya çarpmış olacak ki alnı kanıyordu. Çenesinden tutup yüzünü dikkatlice inceledim, ardından kendi kendime sırıtıp bilinçsiz bedenini koltuğa geri fırlattım.
Salonun ortasına bir adet sandalye çektim ve onu oturtup soyduktan sonra kollarından, ayaklarından ve belinden halatlarla sandalyeye tamamen bağladım.

Sanırsam ayılması yaklaşık 2 saati bulmuştu. Kendine gelir gelmez tepinmeye ve halatları çekelemeye başladı. Bana bunu neden yaptığımı, kendisinden ne istediğimi sordu.

"Senden bir şey istediğim yok. Sadece biraz eğlenelim istiyorum." dedim ona. Ardından kucağına oturup yüzünü ellerimin arasına aldım.

"Böyle güzel bir yüzün acı çekerken ne hale bürüneceğini merak ediyorum."

Bana kafa atmaya çalıştı, ama çabaları nafileydi. Ona sert bir tokat attım.

"Böyle oynamak istiyorsan sorun yok. Bana karşı direnen kurbanları da severim. Ancak sonları genelde pek iyi olmaz."

Bunun üzerine istemsizce kıkırdayıp bacağıma iliştirdiğim çakımı çıkarttım ve gözleri önünde salladım.

"Beğendin mi? Bence bıçağım vücuduna çok yakışacak."
Bunu söylerken gözlerimi onun çıplak bedeninde gezdiriyordum. Ortalama denebilecek kasları ve atletik bir vücudu vardı, yine de zayıf sayılırdı. Çakıyı önce boynunda, ardından göğsünde gezdirdim, oradan da kasıklarına doğru indirdim, istemsizce dudağımı ısırıyordum.

"Ah, nereden başlasam ki?" diye mırıldandım, o her ne kadar yapmamam ve durmam için bağırsa da Fred'i duymamazlıktan geliyordum. Asıl duymak istediklerim bu anlamsız laflar değildi.
Bir anlık hışımla göğsüne derin bir kesik attım. Bağırışı odada yankılanmıştı. Bana küfürler savuruyor ve titriyordu. Onu susturmak adına bacaklarımı beline doladım ve ona yavaşça sürtünmeye başladım, diğer yandan bana engel olmaması için çakımı boğazına dayamıştım.
Tüm vücut ağırlığıyla direniyor ve beni üzerinden atmaya çalışıyordu. Ne yalan söyleyeyim, boşa çabaları komiğime gitmişti ve beni daha çok kışkırtıyordu.
Vücudunda küçük küçük kesikler oluşturdum. Fazla derin olmayan, ancak günlerce sızlayacak türden kesikler. Bunu yaparken diğer yandan onu okşuyordum ve acı dolu inlemelerine istemsizce dahil olan zevkin izlerini duymak beni daha çok azdırıyordu. Onunla belki de iki üç saat boyunca oynadım. Nedense bu çocuğu hemen öldürüp bir kenara atmak istemiyordum. Bir süre sonra işkencelerime alışmış olacaktı ki direnmeyi ve bağırmayı kesmişti. Hayat dolu bakışlarından eser kalmamıştı, o derin, harika bir ela tonuna sahip gözleri bomboş bakıyordu. Arada sırada bana bunu neden yaptığımı ve gerçekten mutlu hissedip hissetmediğimi soruyor, bu şekilde hayatımın sonuna kadar kendimi mutlu olduğuma inandıracağımı, ancak asla gerçek mutluluğa erişemeyeceğimi, sonsuza kadar bomboş ve ruhsuz bir kadın olarak yaşayacağımı ve yakalanıp daha anlamlı bir yaşam sürmüş olmayı umacağımı söylüyordu. Onun bu felsefi konuşmalarına kulak asacak modda değildim, o yüzden bir süre sonra bu sohbetten sıkılıp ağzını bantlamıştım. Ancak bağırıp direnmemesi de beni yeterince eğlendirmiyordu. Yine de, onunla ilgili garip bir şeyler vardı. Beni analiz ediyor ve bana kendimi sorgulatmaya çalışıyordu. Kurtulmak yerine tüm bunları düşünmesi, pes etmesi, bana tatminiyet yaşatmamak için çığlık atmayı kesmesi... Tüm bunlar hem sinirimi bozmuş hem de ilgimi çekmişti. Günün sonunda onu sürükleyerek evimin bodrum katına indirdim ve kolonlardan birine sıkıca bağladım.

Yanına diz çöküp yanağını ve saçlarını okşarken, "Seninle daha sonra tekrar eğleneceğiz", diye fısıldadım.

Ondan tam olarak istediğimi alamamış gibi eksik hissediyordum. Bu nedenle ilk kez o gün, kaçırdığım bir kurbanımı ilişki sırasında veya sonrasında öldürmemiştim, ve bunu yapmak için kendime hakim olmam bile gerekmemişti. Yalnızca içimden gelmemişti. Bu çocukla ilgili daha farklı planlarım vardı. Onu psikolojik olarak çökertmek, tüm insani duygularını yitirmesini sağlamak, ve onu kendime bağımlı, bana her koşulda itaat eden ruhsuz bir bedene dönüştürmek gibi. Evet, tam olarak planım bu yöndeydi.

Şeytanın İtiraflarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin