11

154 25 50
                                    

Jimin benden korktuğu için artık hava mabedine gitmiyordum, hoseok iki haftada bir geliyor ağacı ile ilgilenerek konuşuyor ve gece olana kadar vakit geçiriyor duk, daha sonra giyordu.

Böyle böyle hoseok 20 yaşına gelene kadar devam etmişti, her gelişinde jimin'e ne kadar kızgın olduğunu dile getiriyordu ve onu sakinleştirmem 10 dakikayı alıyordu,  üstümdeki büyü yü biliyordu ve bu yüzden yine sinirleniyordu ama ona ruh eşi olayını söylememiştim ve bir yalan uydurmuştum.

Bu gün yeniden gelecekti, ağacımızın altında oturmuştum, 20 li yaşların olgunluğu üstüne geçmişti ve gün geçtikçe güzelliği daha da artıyordu.

Kalbim onu istiyordu ama bunu yapamazdım, ona bağlanamazdım, neredeyse beraber büyümüştük denilebilir di.

Karşıdan gelirken o kadar narin di ki, gözlerimi kapatarak yanıma gelmesini bekledim, karşıma gelerek oturduğunda güldüm.

"Çirkin gelmiş"

"Yah hyung"

Gülerek gözlerimi açtım, kollarını bağlayarak kaşlarını çatmış duruyordu, elimi yanağına koyarak öptüm.

"Güzelim benim, şaka yaptım, biliyorsun"

"Biliyorum"

Gülerek kollarını boynuma sardığında beline sarılarak bacaklarıma oturttum, kafasını göğüsüme koyarak gözlerini kapattı, mayışmış sesi ile konuştuğunda burnumu saçlarına gömdüm.

"Seninle olunca huzurlu hissetiriyor"

"İstediğin kadar yanımda kalabilirsin güzelim, biliyorsun"

"Biliyorum, hyung bir şey söyleyeceğim ama utanıyorum"

Parmakları elime sarılarak oynamaya başladığında saçlarına bir öpücü daha bıraktım, geri çekilerek gözlerine baktım, mor gözleri  endişe ile bakıyordu, burnunu öptüm.

"Benden utanmana gerek yok güzelim, istediğin her şeyi anlatabilirsin"

Kafasını salladı, elimi iki eli ile sıktı ve utkunarak konuştuğunda anlını öptüm.

"Ben aşık oldun hyung"

Gülerek kafamı salladım, elimi yanağına getirerek okşadım.

"Tebrik ederim güzelim, kim bu şanslı kişi"

Yanakları giderek kızarmaya, gözleri parlamaya başladı, ellerini omuzlarıma koyarak gözlerini kırpıştırdı.

"Şey, biz onun ile neredeyse beraber büyüdük ve ben hislerimin ismini bu bir yılda anca koydum, ondan uzun zamandır hoşlanıyorum ama kim olduğunu sonra söylesem olur mu? Şuan söyleyecek cesaretim yok"

"Elbette, sen ne zaman hazırsan ben dinlerim, tamam mı güzelim"

Kafasını sallayarak göğüsüme yaslandı, meraktan hızlanan kalp ayışlarıma güldü, hem üzülmüş hem sevinmiştim bu duruma.

Bir süre öyle durduk, daha sonra ağaç ile ilgilendik, biraz meyvesini topladık, hoseok daha çok yeme tarafındaydı ya neyse, çok şirindi.

İçeri geçerek topladıklarımızı tabağa koyduk, kitap alarak oturduk, hoseok sırtını göğüsüme yasladığında saçlarını öptüm, ona kitap okumamı çok seviyordu, belkide ona aşıladığım en güzel özellik olabilirdi.

Okumaya başladığımda kafsını omuzuma yasladı, gülümseyerek gözlerini kapattı ve beni dinledi.

30 dakika sonra okumayı bırakarak kafamı eğip hoseok' a baktım,hafif gülümsemesi ile beni izlediğini görünce anlını öptüm.

"Uyudun sandım"

"Hayır ,seni dinliyordum"

"Devam etmemi istermisin?"

"Meyve yemek istiyorum, bana soyar mısın"

Tatlı tatlı konuştuğunda kafamı salladım, kitabı kenarı koyarak meyve tabağını aldım,hoseok tabağı tutarken mandalinayı alarak soydum, aklıma gelen anı ile güldüm.

"Eskiden yardım istemezdin, bir yetişkin gibi davranırdın, şimdi ise minik bir bebek gibi davranıyorsun"

Kaşlarını çatarak gözlerini kırpıştırdı,hafif kısılan sesi ile konuştuğunda gözlerim ona döndü.

"Rahatsız mı oldun"

"Elbette hayır, çok tatlısın hoba"

Anlına dudaklarımı bastırarak konuştuğumda gülümsedi,minik gamzeleri çıktığında mandalina nın kabuğunu tabağa bıraktım, dudaklarını yanağıma bastırıp öptü, geri çekildiğinde bir dilim alarak uzattım,kabul ederek yedi.

Ellerini yanaklarına koyarak gülümsedi,mutlu sesi ile konuştuğunda bende güldüm.

"Çok güzel"

Ellerini indirdiğinde tombul yanağını acıtmayacak şekilde ısırdım, yanaklarımı tutarak sıktı, bir dilim daha uzattığımda yedi, tabaktaki 4 mandalina yı yavaşça yedirmiştim.

Parlak gözleri gözlerimi bulduğunda konuşmaya başladı.

"Yarın jimin 18 yaşına girecek, gel tamam mı"

"Benden rahatsız oluyor hoseok,biliyorsun"

Kaşlarını çattığında sinirlendiğini anladım,yanakları hafif pembeleşti ve koyu sesi ile konuştu.

"Hyung bunu konuştuk,zaten yukarı gelmiyorsun,en azından kutlamaya gel,ailecek beraber olalım,babalarımda, bende seni özledik"

"Üzgünüm hoba, pekala gelicem,söz veriyorum"

Kelimelerim onu tatmin etmiş olucak ki kaşları düzeldi,dudaklarına güzel bir gülümseme misafir oldu ve pembeleşen yanakları tatlı bir kırmızılığa ev sahipliği yaptı, memnun ve heyecanlı sesi ile konuştuğunda bende gülümsedim.

"Ayy heyecanlandım,erken gel ama,biraz yukarıda dolaşalım"

"Nasıl istersen güzelim"

Kafasını omuzuma koyarak gözlerini kapattığında bende sarılarak gözlerimi kapatıp anın tadını çıkardım.

/

sope : wpWhere stories live. Discover now