Boy meets evil 2/ {JiKook}

final

Mingyunun verdiği adrese gelmiş, kapının önünde duruyordu. Daha doğrusu kapıyı çalmaya korkuyordu.

Birazdan içeride olacak olan herşey, herşeyi etiketleyecekti.

Ya Taehyung yalan söylüyordu, yada gerçekti.
Ama ya fotoğraf?

Elini kapının üstünde doğru götürdü. Çalıp çalmamak arasında gidip geliyordu.
Bildirim sesi duyuldu o sırada.

* 3 yeni mesaj

***

Mingyu(gerçek)

Tam arkandayım Jungkook

Yanındayım

Çal hadi kapıyı

***

Arkasını dönüp baktığında mingyu'yu gördü. Onun burda olduğunu görmek için bir nebze de olsa rahatlatmıştı.

Gülümsedi Jungkook, hemen ardından Mingyu da gülümsedi. Eliyle kapıyı gösterdi. Çal der gibi. Ardından bir mesaj daha geldi.

***

Mingyu(gerçek)

Evde şuan kimse yok

Jimin dışında

Kim Namjoon ve Lee Taemin sonra

gelecek.

****

Biraz mesajda takılı kaldı Jungkook.
'Sadece Jimin'
Daha 2 hafta önceye kadar ölü bildiği biricik sevgilisi şuan yaşıyordu.

Anın verdiği sinirle çaldı kapıyı. Ama öyle böyle bir çalma değil, sanki düşmanını öldürmek için emir almış bir Teğmen gibiydi.

Bekledi.
Açan olmadı.
Bir daha çaldı.
Yine açan olmadı.
Arkasını dönüp mingyu'ya baktı. O da anlamaz şekilde bakıyordu. O sırada açıldı kapı.

Yeni uyandığı gözlerinden ve saçlarından belli olan Park Jimin.
Kanlı canlı karşısındaydı Jungkook'un.
Jungkook bildiği gerçeği görünce şok olmayacağını düşünüyordu fakat, öyle olmamıştı. Göz yaşlarını tutamamıştı.

Jimin ise,
O sadece şaşkındı. 2 yılın ardından gördüğü adamla karşılaşmayı beklemiyordu.
En azından şimdilik.

"J-Jungkook?"

Karşısında sessiz şekilde göz yaşı döken adama bakıyordu.
Çökmüştü.
Ne bekliyordun Park Jimin?
Mesela sürekli öptüğü o güzel dudakları artık yara bere içindeydi.
Hayran olduğu o kaslı vücudu sıska kalmıştı.
Mor saçlarını siyahlar ele geçirmişti.

"B-ben açıkl-"

"KES SESİNİ!"

Bu bağırış o kadar şiddetliydi ki..
Mingyu evin biraz uzağında kalan ağacın arkasından bile duymuştu.

"İçeriye gel böyle konuşalım"

Artık Jiminde göz yaşlarını tutamıyordu.

"Ne konuşacağım seninle? He söylesene Park Jimin!"

Jungkook.. o şuan karşısındakine hem çok sinirli hem de çok özlem duyuyordu.
Duygu karmaşası yaşıyordu adeta.

"Lütfen Jungkook lütfen."

Jungkook'un gözlerinden bir çok şeyi anlayan Jimin, şuan hiçbir şey anlayamıyordu.
Eserinle övün şimdi.

Jungkook, önündeki küçük bedeni bir eşya atar gibi itti önünden. Mingyu bir oh cekerken Jimin, nasıl bir açıklama yapacağını bilmiyordu.