"Söylesene gölgeci, benim sana karşı hissettiğim bu bağlılık da bir esaret mi?"
Bu bir vahşetti.
Bu bir savaştı.
Bu belki bir esaretten kurtuluş, belki de ellerini bağlamaktı.
Biz büyük bir savaşın ortasındaydık. Bu bombalı bir araca binmeye benziy...
merhabalarrrr! nasılsınız? umarım iyisinizdir. uzun sayılabilecek bir bölümle geldik, bars'ın yıldızını parlatmayı unutmayın! yorumu zaten yapmışsınızdır herhalde:)
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Göğüs kafesindeki sıcaklığı senden alan insanlara sığınma. O sıcaklık için çok şey feda ettik. Küçük bir kızı bu yolda geride bıraktık. O küçük kıza çok şey borçluyuz ve biz en çok bu yüzden suçluyuz.
Okyanustan korkan denizkızını, yüreği koca okyanus kalbinde uyuttu. Al beni koynuna sevgilim, yıllardır boğulmak için seni beklemekteyim. Öğrendin sende, ben sevdiğim sularda boğulmayı severim.
Dinle okyanusu gözlerinde taşıyan adam... benim yaralarım hep eskiden kalma çünkü iz bırakır her bir yaram. Al neşteri elimden, göster sende yara izlerini. Koynunda uyuduğum her gece, öpeyim her birini.
Öfkeliydim. Bu oyun en başından beri bir kumardı ve bu benim en iyi yaptığım şeydi. Bu adam yüzünden başımıza gelmeyen kalmamıştı. Effrayant, Acer Talim, Bars'ı şu an tüm ülkenin öldü sanması, hain çalışanlarım ve iş yerimin kül olması... Her şey bir bok çukuruna batmış durumdaydı.
"Sikeceğim artık," dedi Bars öfkeyle bağırarak. Sinirlendiğinde çok küfür ediyordu. İçeride derin bir sessizlik vardı. Balodaki çoğu kişi kaçmıştı. Kalanlar da meraktan kalmıştı ama çıtları çıkmıyordu. Müzik zaten çoktan kesilmişti. "Kocaman bir savaşın ortasına soktun bizi pezevenk," dedi Kara Katip'e doğru. "Cüneyt ağabeyi öldürdüğün yetmedi mi? Ne istiyorsun ulan?"
