6.bölüm

20 6 0
                                    


Bunun nedenini araştırmalıydım. Beni bırakıp gitmiş olamazlardı. Gerçekten onları tanıyordum. Yani en azından öyle sanıyorum. Belki da gerçekten terkedilmiştim. Ama buna inanmak istemiyordum.  Hemen siyah kalbin durduğu odaya koştum, ve onu kontrol etmek istedim. Ama kalp yerinde değildi. Kalp yerinde değildi

Kalp benim belki de yaşamamı sağlayacak şeydi. Ama yoktu. kalp gitmişti. Kendileri gidip bide üstüne kalbi götürmüşlerdi. Sanırım. Onları nasıl bulacağımı bilmiyordum. O an aklıma bir fikir geldi ama bunu yapmış olma ihtimalleri yüzde sıfıra yakındı. Ama yine de tek tek odalara bakmaya başladım. Mina'nın odasına girdim, hiç bir şey yoktu. Melek'in odasına girdim, hiç bir şey yoktu. Ve son bir umutla Eren'in odasına girdim, ama orada da hiç bir şey yoktu. Pes etmedim ve ger yeri deli gibi aradım. Fakat hiç bir şey yoktu. Tek aradığım onlardan kalan bir mektup, en azından bir tane cümleydi. Pes ederek yerime oturdum ve kaybettiğimi kabullendim.  Fakat koltukta bir şeyin üstüne oturduğumu fark ettim. Koltuğa oturduğum gibi bir hışırtı sesi çıktı. Kalkıp neyin üstüne oturduğuma baktım. O an dudaklarım heyecan ve mutlulukla yukarı kıvrıldı. Evet! Bu aradığım şeydi. Bir mektuptu. Heyecanla alıp okumaya başladım. Fakat mektubu yazan kişi beklediğim kişilerden biri değildi ve gülümsemem bu kişi yüzünden solmuştu. Mektubu yazan kişinin adı Yağız'dı. Bu yüksek ihtimal ile bir kabus perisiydi. Ama bu mektubu okumama engel olamazdı. Arkadaşlarım nasıl öğrenmeliydim. Hırsla mektubu açıp okumaya başladım.


Selam Rüya perisi Rüya. Ben Berk'in arkadaşı Yağız. Uzatmadan konuya girmek isterim. Arkadaşların benim elimde. Ve aynı şekilde kalpte benim elimde. Sana arkadaşlarının söylemediği bazı gerçekleri anlatmak istiyorum. Eren kalbin senin iyileşmeni sağlayacağını biliyordu. Ve bunu senden sakladı. Evet  sakladı!     

En çok güvendiğin insanların aslında bir sürü sırrı olduğunu ve senden sakladıklarını biliyor muydun? Ama bunlara rağmen hala onları kurtarmak, gerçekleri öğrenmek istiyorsan Kabus şatosuna gel. Ve sana son olarak söylemek istediğim bir şey var.

Ben aslında kötü değilim ve o aslında kötü olmak istemiyor.


Bu mektup her şeyi tokat gibi yüzüme çarpmıştı. Tabii ki herkesin sırları vardır. Ama Eren neden bunu benden sakladı? Kalp benim iyileşmemi sağlayacak tek şeydi. Gün geçtikçe eskisinden daha zayıf ve güçsüz görünüyordum. Ve durumum her geçen gün kötüye gidiyordu. Ayrıca Yağız isimli çocuk o aslında köyü olmak istemiyor derken kimi kastetmişti? Bu mektuptan sonra aklımda bir sürü soru işareti kalmıştı. Ve bazıları asla devamı gelmeyecek soru işaretleriydi. Ama her şeye rağmen onlar benim arkadaşımdı ve onları kurtarmam lazımdı. Fakat onları öylece gidip kurtarmaya çalışırsam büyük ihtimal onlardan önce ben ölürdüm. Bu nedenle bir plan kurmam lazımdı. Fakat zaman daralıyordu ve plan yapacak kadar yeterli vaktim olduğunu sanmıyordum. Bu nedenle en mantıklısı planı yolda, şatolarına giderken yapmaktı. Bu bana  yaklaşık bir buçuk saat zaman kazandırırdı. Ama bunu tek başıma yapamazdım. Hala az da olsa vakit varken, şatoya gitmeden önce birini yanına uğramam gerekirdi. O eski rüya perisi arkadaşım Güneş'ti. Koşarak odama çıktım ve hazırlanmaya başladım. Hiç bir şekilde duş alma vaktim yoktu. Zaman daralıyordu. Üstüme kapşonlu geçirdim ve altıma bir eşofman giydim. Saçlarımı normal bıraktım. Bide onlarla uğraşamazdım. Elime bir sepet alıp neye ihtiyacım varsa doldurmaya başladım. Yiyecek ve içecekler, orda kalmam gerekirse diye diş macunu ve fırça, yine aynı nedenden dolayı bir tarak ve yeden kıyafetler aldım. Vakit kaybetmeden koşarak aşağı kata indim ve yemek masasından ağzıma bir elma attığım gibi saraydan ayrıldım. Elmayı aç olduğum için almıştım. Çalışanlar olmadığı için yemek yiyememiştim. Hatta doğru düzgün su bile içmemiştim.

Rüyaların kabusu -Periler Diyarı 1.kitap-Where stories live. Discover now