8.bölüm

14 5 0
                                    

Bir yataktaydım. Tepemde beyaz ışıklar ve yanımda biri. Kahverengi saçlar ve mavi gözler. Geldi yine peri bozuntusu. Fakat yüzünde memnun ve eğlenir bir ifadeden çok üzgün, pişman bir ifade vardı.

''Senin burada ne işin var peri bozuntusu?''

''Şuan burada olması gereken tek kişi benim.''

''Ne alaka? Mesela şuanda burada Mina veya Melek olabilirdi.''

''Evet ama ben daha önce geldim. İlk varan senin başında duracaktı. Aslında ilk Melek ve Eren varmıştı. Ama olayın sebebi ben olduğum için benim girmeme kara verdiler.''

''Anladım.. Dur bir dakika. Ne?''

''Ne oldu?''

''Ne demek her şeyin sebebi benim?!''

''İsteyerek yapmadım''

'' Aynen kesin öyledir.''

''Yapmasaydım ölecektim!''

İlk başta güldüm. Ama sonra ne dediğini anlayınca kafamı ''ne?!'' dercesine aşağıya indirdim ve ağzım açık bir şekilde ona baktım.

''Ya bide gelip itiraf mı ediyorsun yüzsüz!''

''Evet''

''Berk iyi misin? Kafayı mı yedin koçum?''

''Sana yapmasam ölecektim dedim!''

''Ölmen herkes için en iyisi olacaktı.''

''Ne dedin sen?'' der gibisinden bir bakış atmıştı. Gülerek başımı salladım. Çünkü gerçek buydu.

''Gerçeği değiştiremezsin Berk Şimdi kalbi ver de hepimiz buradan kurtulup kendi hayatımızı yaşayalım.''

''O, o kadar kolay olmaz yalnız yeşil kanat.''

''Ne gerekirse yaparız. Sadece bana o kalbi ver.''

''Bu arada, bir şey unuttun.''

''Ne alaka şimdi? Hem ne unuttum?''

''Arkadaşını buralarda göremedim.''

Dudakları sinsice yukarı kıvrıldı. O an kafamın içinde şimşekler çakmaya başlamıştı. Bunu nasıl unutabilirdim? Eski bir arkadaşımdı ve onu uzun zamandır görmemiştim. ve sanırım onu yine kaybetmiştim.

''Çabuk bana onun nerede olduğunu ve ona ne yaptığını söyle!'' dedim bağırmaktan ve halsizlikten kısılmış sesimle.

''Üzgünüm yeşil kanat ama onun nerede olduğunu bende bilmiyorum. Seni uyarmak istemiştim.''

Sesi resmen ''ben doğru söylüyorum!'' diye bağırıyordu. Fakat ona inanasım yoktu. Bir tarafım ona inanmak istiyor, diğer tarafım istemiyordu. İsteyen tarafım onun güven dolu gülümsemesine kanmıştı. Öbür yanım ise kesinlikle yalan söylediğinden emindi. Ama bir tarafın karşı tarafa geçmesi gerekiyordu ama bu hangi taraf olacaktı? 

''Hadi ama bana güvenmiyor musun yeşil kanat?''

''Bir tarafım güvense de, öbür tarafım güvenmiyor''

''O zaman şöyle yapalım''

Tam parmağını şıklatacağı sırada kolunu sert bir şekilde tuttum ve onu engelledim.

''Koskoca Kabus bozuntularının başısın, elinden sadece beni tehdit etmek mi geliyor ha?''

Bu lafım kızarmasına neden olmuştu. Onun bu havasını indirecek bir şey söylediğimi biliyordum. Zaten amacım buydu. 

'' Hep sen hep sen, hep sen bir şey yapamazsın. Anlıyor musun?! Biraz insanlara imkan tanı.""

"İnsanlar beni dinlemiyorlar Rüya anla artık bunu! Denemedim sanıyorsun değil mi? O kadar çok kez denedim ki. Hatta senin üzerinde bile denedim. Ama hiç bir etkisi olmadı. Demek ki bu insanların karakterlerine bağlı bir şey. "

Rüyaların kabusu -Periler Diyarı 1.kitap-Where stories live. Discover now